Bir garip Adem

Dünya'ya geldiğinde bütün bebekler gibi, dünyadan bi-haberdi. Önce anne baba ayrıldı. Sonra... diğer bebeler dünyadan haberdar olurken, O, dünyadan bi-haber olmaya devam etti. Çünki;zihinsel ve konuşma engelliydi!

   Anne çekip gitmişti. Babanın kendisine faydası yoktu. Bir süre amcalar, yengeler ilgilendiler. Binbir zahmetle engelliler okuluna kaydettirdiler. Ama çok fazla ilerleme sağlayamadılar. Baba ondan ne kadar uzak durursa dursun O, Can Yücel gibi  "Bu dünyada en çok,babasını sevdi".

Büyümeye başlamıştı. Aile de sonunda havlu attı. Şehrin öte ucunda ki bir yetimhaneye verildi. Her ne kadar ardından günlerce göz yaşı dökenler olsa da... yapacak bir şeyleri yoktu. (Dökülen gözyaşlarının samimiyetine kefilim).

Yetimhanedeki tek engelliydi. Yetimhane bir cangıl. Kendi içinde işleyen kanunları var. Bildiğiniz "orman kanunları". Orman kanunları bizim kanunlara benzemez; tıkır tıkır işler. Orman da iki tür kuş vardır; Et yiyen kuş, eti yenen kuş. Bizimki bir garip kuş. Koca ormanda konacak bir dalı yok. Zaten... uçacak kanadı da yok.

3 Aralık Dünya Engelliler günü! O gün büyük büyük "engelsizler" çıkacaklar nutuklar atacaklar. Belki binde birine hediyeler verip, samimiyetsiz şirinlikler  sergiliyecekler. İçlerinden bazıları onlara "ÖZÜRLÜLER" diyecek. Belki boş bulunduğundan, belki de zaten "boş" olduğundan. Sonra çok büyük çoğunluğu bir daha ki 3 Aralık'a kadar onları unutacak. Yolda görse görmemezliğe, duymamazlığa sığınacak. Yanına otursa tedirgin olacak. Bilmeyecek ki o engelliler içinde ne engel tanımayanlar var. Görünmez kanatlarıyla başımızın çok üstünde, başımızı döndürecek yükseklikte uçan Gizem'ler, Caner'ler, Jason Smith'ler, protez bacaklarıyla 100, 200, 400 mt. dünya rekortmeni Oscar Pistorius'lar var. Ne onlardan haberdar olacaklar ne diğerlerini hatırlayacaklar.

O insanlara yılın bir gününü yeterli görmenin utancı muhtemelen sahipsiz kalacak. Aynı cangılda bir başına bırakılan "bir garip Adem'ler" gibi.

Hani onlar adına biri gelse, "dileyin bizden ne diliyorsanız" dese...
ancak "ÖZÜR diliyoruz " diyebiliriz!