Türklüğe
hakaret etmenin suç olmadığının Türk adaleti tarafından resmen
kabul edilmesinin üzerine, sonraki sözlerimi bunu destekleyen
mütareke basınına, sözde aydınlara, AB yanlılarına, sahte
tarihçilere, Türk milleti sözünü söylemekten korkan acizlere,
yeşil renkli kâğıt parçaları müptelalarına, meydanlarda halka
söz verip kırmızı koltuklara oturunca dönüşen ve değişen hatta
gelişen, kimliklerinin ne olduğu konusunda zaman zaman şüpheye
düşen zatı muhteremlere ithaf ediyorum…
Basında
çıkan haberlerde her Allahın günü çıkan şehit haberlerini
kanıksadınız mı?
Yoksa "Şehitler ölmez vatan bölünmez" diye sloganlar
atarak acınız hafifledi mi?
Şiirler okuyup birbirinize sunular göndererek alıştınız mı
ileti yönlendirmeye?
Kaçınız gitti bulunduğu illerdeki şehitlikleri görmeye?
Hiç ziyaret ettiniz mi internet sitelerini?
Hiç aradınız mı o aileleri?
Sordunuz mu hiç yanan yüreğine nasıl derman olurum diye?
Hiç hesapladınız mı kaç şehit olmuş terör can almaya başladığından
beri?
Biliyor musunuz siz çocukları ne yapar?
Gördünüz mü hiç babasına mezarı başında selam veren küçük
bir çocuk?
* İçinize düştü mü bir kor acaba hala yaşıyor mu diye alsanız
da haberini bile bile?
* Geceleri rüyanıza girdi mi hiç gazetelerde gördüğünüz fotoğrafları?
*
Siz söyleyebilir misiniz "Vatana feda olsun oğlum, bir
tane daha var, onu da veririm." diye?
* Bir sabah açıp ta gazeteyi dün konuştuğunuz arkadaşınızın
"Köy girişinde tarandı" haberini okudunuz mu hiç?
* Ya da her telefon ettiğinizde acaba açacak mı diye elinizin
titrediği oldu mu tuşlara basarken?
Siz güneydoğuda
yaşananları okudunuz mu hiç kitaplardan?
*"Biz siz rahat edin diye buradayız ana" dedikten
sonra haberini aldığınız bir şehidiniz oldu mu sizin?
* Kendisi yerine haberini getiren bir askerle karşılaştınız
mı hiç?
* Ya da günlerce sonra eve mektubunun geldiği oldu mu?
* Şehitlerin en küçüğünün kaç yaşında olduğunu biliyor musunuz
siz?
* Kurtuluş
savaşında annesi tarafından ağlama sesi duyulmasın diye göğsüne
bastırdığı yavrusunun öldüğünü gören annenin ne söylediğini
okudunuz mu hiç ya da duydunuz mu?
* "Babam bizi izliyor biliyorum, ama çok özledim anne,
beş dakikacık gelsin yine gider göklere" diye ağlayan
bir çocuğunuz oldu mu sizin?
*
Hiç telefon eden oldu mu size "baba ben ölüyorum, hakkınızı
helal edin, anama söyle üzülmesin,
gurur duyun benimle.." diye?
* Ve duydunuz mu arkadan gelen kurşun seslerini?
* Kapınızın önüne geldiğinde, al bayrağa sarılı tabutuna dokundunuz
mu hiç ?
Hiçbir dilekçe yazdınız mı ya da okudunuz mu aşağıdaki gibi?
Dilekçe :
"Tunceli İli Nazimiye İlçesi'nde teröristlerle girmiş
olduğu çatışmada
şehit olan oğlum jandarma komando ........ nın
geriye kalan askerliğini babası olarak tamamlamak istiyorum.
Gereğini arz ederim."
Dilekçe Kars'tan gönderilmiş.
Tunceli İl Jandarma Komutanı da buna cevap yazmış:
Komutanın
cevabı
"GÖNDERMİŞ olduğunuz 25.06.1999 tarihli dilekçeniz tarafımızdan
alınmış olup,
bu asil davranışınız bize güç vermiş,
son derece
duygulandırmış ve gücümüze güç katmıştır.
Bizler, değerli şehidimizin komutanları ve silah arkadaşları
olarak, aziz vatanın bölünmez bütünlüğüne
kasteden
hainlerin
dersini vermek, hadlerini bildirmek ve şehitlerimizin ruhlarını
şad etmek için,
bu aziz vatan topraklarından
olan Tunceli'deyiz.
Hiç şüpheniz ve kuşkunuz olmasın ki; komutanları ve silah
arkadaşları, şehitlerinin kanını yerde koymayacak,
hainlere
gereken dersi verecek ve kanlarının son damlasına kadar, bu
vatanın birlik,
beraberlik ve esenliği için
hayatlarını ortaya
koyacaktır.
Siz ve kıymetli aileniz, memleketimizde rahat ve huzurlu olun.
Şehitlerimizin bıraktığı yerden,
kendi komutanları ve silah
arkadaşları olarak, kutsal vatan görevine devam ediyoruz.
Bu takdire şayan düşüncelerinizden dolayı şükranlarımızı sunar,
size görev verildiğinde,
yanımızda olacağınızı içtenlikle bilerek saygılar sunarız.
Osman Eker... Jandarma Kurmay Albay... Tunceli İl J. Komutanı..."
Silin
göz yaşlarınızı..
Kalkın yerinizden ve selam verin onlar için…
Bize emanet ettikleri vatan için ne yaptık bir düşünelim?
İçiniz rahat, yüreğiniz ferahsa sorun yok..
Silin
göz yaşlarınızı..
Kalkın yerinizden ve selam verin onlar için…
Bize emanet ettikleri vatan için ne yaptık bir düşünelim?
İçiniz rahat, yüreğiniz ferahsa sorun yok..
Devam edin yaşamaya..
Yok değilse, düğümlendiyse boğazınıza bir şeyler,
Hala yaşlar iniyorsa gözlerinizden,
Sözün bittiği yerdeyiz demektir..
Hazırlayan : Zeynep Oruncak (Türk)
Cumhuriyet üzerine
ana sayfa