DEPO ÇIKIŞINDAKİ BETON         
                      Depo manevra  odalarının montajını tamamladık.   Tecrübesini Kontrol mühendisinin istediği şekilde yaptık. Depo manevra odası  ile depoya gelen terfi hattı borularının, diğer terfi merkezleri ve şebeke ana  borusu ile bağlantısı da bitirildi... Sıra Depo dolgusunun yapılmasına geldi.  
                      Ben İller  Bankası’nda ilk çalışmaya başladığımda, hakikaten çok bilgili, titiz ve  kültürlü bir Müdürüm vardı... Allah selamet versin... Ondan çok şey öğrendim...  Ancak:  çabuk sinirlenen kırıcı olabilen  bir yapısı vardı yanına çağırdığında hep huzursuz olurdum. Yönetici yanında  çalıştırdığı elemanlarına karşı otoriter olmalı. Ancak kırıcı olmadan  eleştirmeli, yanında çalışanlara bir ağabey şefkati de göstermelidir. 
                        Müdürüm  M... ALP.... bizden depo çıkışı bağlantılarını beton gölek içine alarak...  Oturma farkı ile burularda meydana gelen kesme kuvvetini azaltmamızı isterdi.  Ben de onun görevine atandığım zaman aynı uyarıyı projeyi tetkik eden  arkadaşlara söyler; projeyi onaylarken bu notu mutlaka yazardım. Bizim projede  bu not konmamış!... 
                        Kontrolümüz  daha yeni mezun... Herhalde Müteahhidin talep ettiği değişiklikleri menfaati  gereği istediğine inanmış... “Depodan çıkan boruları, kifayetli uzunlukta,  beton gömlek içine almamız gerekir” diye ne kadar çırpındı isem de onu ikna  edemedim...  
    
            Tamirat  gerekirse betonu kırmak zor olur diye mi düşündü bilemiyorum... Israrla  boruların etrafına beton manto yapılmasını engelledi... Yapsam kontrol  mühendisi ile bozuşacağım... Yapmasam başım belaya girecek... 
                        Çaresiz borulara  manto betonu yapmadan; dolguları tamamladık. Geçici kabul  için heyet gelmesine yakın Belediye Başkanı  V.... G.. terfi hattına su verip; şehri susuzluktan bir an önce kurtarmak  istedi... Bol su gelince halk memnun... Başkan mutlu... Biz bahtiyar... 
  Bir hafta sonra  korktuğum başıma geldi...  Depo çıkışında  önce bir ıslaklık oldu. Arkasından kaynak gözesi gibi su kaynamaya başladı!.. 
                        Hemen  dolguyu kazdırmaya başladım... O tarihlerde Samsun'da; iş makinesi çok az. Birkaç  kişi koyup elle kazdırmaya başladım… Borular 5m derinde... Ancak 4 günde  borunun üstünü açılabildik... Tahmin ettiğim gibi,  Şebeke ana borusuna bağlantı yerinden pik (  F) boru parçası kesilmiş... Pik parçayı sökmek lazım da nasıl?... Bir tona  yakın... Flaşlı tarafından bire inçlik cıvata ile depo içindeki barçaya bağlı...  Üstelik arada kurşun kalafat var... Şansımıza elimizde yedeği var... Ama  değiştirmek imkânsız gibi bir şey... Altta işçiler çalışırken toprak devamlı  aşağı doğru akıyor... Bir kova toprak alıyorsun... İki kova toprak aşağıya  akıyor. Yanların eğimini azaltamıyorum... Depo yan dolgusu daha da yüksek...  Ahşapla takviye dayaması yapamıyorum. Pik parçayı sökmek için ceraskal kurmam  lazım... Parçayı söküp dışarı çıkarmak için çalışma sahası gerek... Bu nedenle ikaz  da yapamıyorum... Tam kâbus... Mecburen kelle koltukta çalışacağız..       
             
            Acaba bir  yerden göçme  olurda çalışanlara  zarar verir mi?... Yüreğim ağzımda... Bir  yandan şevlerin üstünü kontrol ediyorum. Bir çatlama olursa veya hareket olursa  “Hemen dışarı çıkın” diye seslenip, yukarıdan o bölümü kazdırıp kademe  yaptırıyorum. Neyse borunun altına ulaştık... Ancak Belediye suyu kesmiyor...  Kazı esnasında suyu kesmelerini istedim. Aldırmadılar... Kırılan boruya kurşun  çakarak, bez sararak az kötü... İdare ettik ama... Parçayı sökmek için suyun  kesilmesi şart. Suyu kesmeye Belediye başkanı müsaade etmiyor. Boyuna su  basıyorlar kimse oralı değil... Ben işin başından tehlike dolayısıyla  ayrılamıyorum... 
                        Başka  çare yok... Tahliyeleri açıp suyu denize verdik... Pik parçanın cıvatalarını  söktük karanlık bastı... Karanlıkta tehlikeli diye çalışamıyoruz. Devam etmek  için sabahı beklemek lazım. Bunlar yetmiyormuş gibi yağmur başladı... Sabah  geldik ki, boruların üstüne en az 1 metre cıvık çamur dolmuş... Akşama kadar  ancak temizlenebildi... Ertesi gün gene aynı durum! Böylesine yağmur bir hafta  sürdü... Çıldıracak hale gelmişim... Gece yağmur sesi ile uyanıp sinirden  saçımı yoluyorum sinirden... Gece suyu veriyoruz... Biz boru seviyesine inene  kadar vanayı kapatıp suyu şehre vereceğimize tahliyeden denize akıtıyoruz.  Belediyenin sucuları bütün şehri gezip patlak boru arayıp duruyorlar... 
            İki gün  sonra pik parçayı değiştirerek arızayı giderdik. Ne zaman radyodan “Su arızası  dolayısıyla su kesilecektir” diye radyo anonsu duysam tüylerim diken diken olur... 
            Şantiye 
            Öyküleri Kitabı Taner Arda sayfası 
             
                        |