VERGİ MEMURLARI BENİ NASIL TANIMIŞ         

          Çocukluğumda annem bize çok özenir güzel şeyler diker, giydirirdi... Ahbap ziyaretlerine bizi de götürürdü. Sıkı sıkı da tembih ederdi:
          -Sakın üstünüzü baaşınızı kirletmeyin diye...

          Maalesef!... Beni bembeyaz götürdü ise!... Kapkara geri getirirdi...Tabi paparayı yerdik… Cezalandırması değil onun üzülmesi beni etkilerdi… Yine de oyuna dalıp kirletirdim anacığımın göz nuru döküp diktiği elbiseleri. Hoş ben şimdide aynıyım… Bu sebeple hanım resim yapmama bile karşı. Ne giysem boya damlatıyorum. Giysilerimi çerçeveleyip assam millet soyut resim yaptım sanır... Onun en çok merak ettiği şeyde çamaşırlarımı nasıl boyadığım... VALLAHİ BUNU BENDE BİLMİYORUM...

          Gelelim öykümüze... Gölcükte D.A. fabrikasının temel kazıklarını çakıyoruz... (Hani büyük binalarda köprü ayaklarında Zemine güüm… güüm... diye kazık çakan makinalar var ya, onlarla temel kazıkları çakıyoruz...) Benim kötü bir huyum vardır, bana lafın gelişi, “Şu tepeyi kaldırıp 5 km ileri kur” deyin... Bunu yapacağıma inanırsam hiç çekinmeden işe girişirim. Başarmak içinde ölesiye çalışırım. Gölcük'te de öyle oldu... Kazıklar çok büyük çapta ve uzun... Çakacak makinanın özel olması gerek... Bende özel bir makina tasarlayıp yaptım Makina özel olduğu için bende işin başında durup Çakımı yönetmek zorunda kaldım.
Şahmerdanın altında en fazla ben kaldığım için Yağdan kirden en çok ben nasibimi alıyorum..

          Sabah erken gelip onlardan önce iki üç kişi ile bir kazık kaldırıp çakıyorum. Akşamları ise yerine konan kazığı sonuna kadar çakıp sonra paydos ediyorum. Bir işçilerle birlikte şahmerdanın yerini değiştiriyoruz. Ben işçilerin arasında çalışırken iki kişi bana geldi:
          -Taner Bey biz vergi memuruyuz iş yeri kaydı için sizinle görüşmemiz lazım dediler...

          İŞÇİLERDEN HİÇ BİR FARKIM YOK... Üzerimde tulum... Başımda kask... Beni nasıl tanıdılar bunlar?

          Sonradan öğrendim. Şantiye şefim Günkut Barka beni tanıtmak için şöyle demiş:
          “İLERDE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN YANINA GİDİN İÇLERİNDE EN YAĞLI PASLI KİMSE PATRON ODUR.”

Şantiye Öyküleri Kitabı Taner Arda sayfası