KARAKOLDA AYNA VAR         

          Samsun da içme suyu depolarının inşaatını yaptırıyoruz... Depolarda ister istemez kullanılmış keresteleri muhafaza etmekteyiz. Çalışmalarımız münavebeli olarak devam ediyor...Örneğin, A...... inşaatında beton dökmüşsek beton mukavemet kazanana kadar B...... İnşaatında kalıp çalışmalarını yürütüyoruz... C... inşaatında ise hazırlanmış kalıplara beton dökülüyor... D...... inşaatında ise pik parça ve vanalar monte ediliyor... Bu şekilde ekipler boş kalmıyor. Bir iş öbürünü takip ederek yürüyor... Ben mi ne yapıyorum? Deli danalar gibi koşturuyorum... Devamlı şehir turu... Projeye uygunluk... Malzeme temini, işçi temini, malzeme nakli, muhasebe, yapılan işlerin ataşmanlarının hazırlanması hep benim işim... Durun dahası var... Komik gelecek ama... Bu hengâmenin arasında geceleri dinlenmek gayesiyle... Resim veya ahşap oyma heykel yapıyorum… Çalışma tempoma DÜŞÜNME YOLUYLA BİLE YETİŞEMEZSİNİZ ALİMALLAH...

          Bu gün deliler gibi resim, heykel yapmaya uğraşmama bazı arkadaşlar şaşıyorlar... Esasında şaşılacak ne var? Ben yokuş aşağı son süratle giden bir otobüs gibiyim... Frene bassanız bile hemen durduramazsınız… Efendim olaydan uzaklaşmayalım... Üst depo inşaatına kardeşimin Batman'dan yolladığı SİRAÇ'ı yerleştirdim. Gündüz vakti kerestelerin çivilerini söküyor gecede kerestelerin yanında çadırda kalıyor... Adamcağız Batman'dan geldiği için Türkçesi de kıt meramını yedi dereden su getirip anlatıyor... Siraç seyit... PEYGAMBER sülalesinden... Namuslu pırıl pırıl bir adam..

          Bir gün benim baş döndürücü tempomun arasında… Bir telefon geldi karakoldan... İnşaatın yanındaki komşudan… Nasıl denk geldi ise bana ulaşmış...  Telaşla telefonun yanına gittim. Siraç telefonda, oradan bana sesleniyor...
          -
Begim yetiş... Karakoldayım... Adam sanki denize düşmüşte yardım istiyor..
          -Allah Allah bizim bekçinin karakolda işi ne... Hayırdır İnşaallah...

          Arabaya atladığım gibi karakolun yolunu tutum. Amman Allah’ım... Bizim Siraç komiserin karşısında hazırolda duruyor... Komiser de basıyor tokatı...
          -Ulan sen arabanın teker izini mi takip ettin...
          -Ulan sen polis misin? çaat... Haa??? çaat...
          -Demek arabanın izini takip ettin... çaat...
          -Ulan sen kim oluyorsun?... Çaat... Haa.. çaat..
          -Ulan kereste senin malın mı ulan... çaat..
          -Ulan sahibi varken sana mı düştü ulan... çaat..

          Adam resmen psikopat… ÜSTELİK KENDİNİ DEVLET ZANNEDİYOR... Rahat beni de dövmeye kalkar adi herif… Ama her şeyi göze alıp bağırdım...
-Komiser üzerine giydiğin resmi kıyafetten utan.. BEN DAVACI DEĞİLİM... Gel siraç gidiyoruz...

          Komiser pis pis arkamızdan baktı... Nedense çıkmamıza kimse engel olmadı...
Sirac'a karşı utancımdan adeta yerin dibine battım... Adamcağızın hesabını kesip bir maaşta fazla verip Memleketine yolladım. Ve ondan özür diledim... Komsere bir sene sonra inme indiğini duyduk... Ne derler “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”

Şantiye Öyküleri Kitabı Taner Arda sayfası