YEŞİLDERE YOLUNU AÇARKEN

........... 1984 Yılı sonbaharında İzmir trafiğini rahatlatacak, ancak son derece güç koşullarda çalışacağımız Yeşildere yolu inşaatında başımıza gelmedik kalmadı.

........... Her şeyden önce nereye kepçe vursak yüksek debide su fışkırıyor. Yani Eşrefpaşa yönünden gelen yeraltı suyu ve Kadifekale civarından gelen, tarihi çok önceye dayanan su sarnıcından sızan sular açtığımız her yeri dolduruyordu.

........... Yolun dere tarafına doğru kaydırılması çalışmalarına başladık. Bir yandan da gelen sular için drenaj çalışması yapıyorduk. Derenin üst tarafındaki binaların boşaltılması çalışmaları sürerken, evlerini terk etmek istemeyen vatandaşların taşlı sopalı saldırılarına maruz kalıyorduk. Emniyetten yardım istedik.

........... Dedim ya sıkıntılar bu yol açılıncaya kadar sürdü. Hayatımda bu kadar proje ripajı yaptığım bir iş olmadı. Bir gün şantiyeden haber geldi. Acilen Yeşildere’deki çalışmanın yanına ulaştık. Gördüğüm manzara dehşet vericiydi. Binasını terk etmek istemeyen bir vatandaş 3 yaşındaki çocuğunu dozerin paletleri altına yerleştirmiş. Bir elinde Türk Bayrağı diğer elinde Kenan Evren’in resmi. Çocuk çığlık içerisinde, çocuğun annesi de eline ekmek bıçağı almış, karnına saplayacakmış gibi tutuyor. Basın geldi tabii emniyet güçleri de orada. İkna edebilmek için yaklaşık altı saat uğraştık.

........... Çocuğun sesinin kesilmesi ile herkeste bir an şaşkınlık oldu, polis çevik davranarak çocuğu kurtardı. Uzun ve gergin süren çabalar sonucunda polis, o aileyi karakola götürürken, mahalle insanları bize “defolun katiller” diye bağırıyordu. Teknik zorlukların yanı sıra yaşadığımız sinir bozukluğu, yolu açtığımıza bizleri pişman eder hale getirmişti.

........... Nihayetinde yol açıldı. Şu anda kullanılan Yeşildere Yolu, İzmir trafiğinin büyük ölçüde rahatlatan en önemli devlet yollarından biri. Bu yolu kullandığım zamanlar, çok yararlı bir iş yapmanın hazzını duyuyorum



Şantiye Öyküleri Kitabı Necla Akbaşak sayfası