|  
             EKİBİN ESKİ ARACI 
                 
                 
                      YOL TÜRKÜSÜ 
                 
              Yurdumun yollarında 
  Yıllar yılı gezerim. 
  Günün her bir anında 
  Yol sayıklar, yol derim. 
            Vatanımın giysisi, 
  Yol ölçer, yol biçerim. 
  Dudağımın türküsü, 
  Yol okur, yol söylerim. 
            Ayağımın sakızı, 
  Yol ezer, yol çiğnerim. 
  Bağrımdaki yol sazı, 
  Yol çalar, yol dinlerim. 
            Yol dostum, yol sırdaşım 
  Yol sevdalım, yol yarim 
  Yol olmazsa ağlarım, 
  Yol olursa gülerim. 
            Yol yoksa ben de yokum, 
  Yol varsa ben de varım. 
  Hep yoldur varım yoğum, 
Ömür boyu kararım. 
            Her gün bu yol uğrunda 
  Yol çizer, yol yazarım. 
              Yolumun en sonunda  
              Yola baksın mezarım. 
              (Karayolları Bülteni, 177, Mayıs 1965) 
              
              
            SAYIN  DEVLET BUBA’MIZ 
            Köylünün dilekçesi 
             
            Devlet Buba, dilekçem dakdimdir huzuruna, 
  Bakma cahil köylünün sen garik gusuruna, 
  Oku da sakın dime, “Bak delinin zoruna !” 
  Mahzuz selam ideriz, ellerinden öperiz, 
  Koyün galgınmasında yardımını bekleriz ! 
            Yazları gassabaya haftada bi iniyok, 
  Gışları o camurda eşşeğle gidemiyok, 
  Neler çekiyoruz neler, Allah’la biz biliyok  ... 
  Mahzuz selam ideriz, ellerinden öperiz, 
  Koyümüzün yolu yoh, biz senden yol isteriz ! 
            Garlarda, gıyamatta zıyan zabıl oluyoz, 
  Goca Cay körpüsüzdür, gışın heç geçemiyoz, 
  Dohtur yüzü görmüyoz, haste olsak ölüyoz. 
  Mahsun selam ideriz, ellerinden öperiz. 
  Sayın Devlet Buba’mız senden köprü dileriz ! 
            Koyümüzde su da yoh; cay suyu içiliyo, 
  Maşrabaya godun mu, mirgoplar seçiliyo, 
İçtimin garga gibi garnın: “Gark gurk !”  ediyo. 
Mahzuz selam ideriz, ellerinden öperiz. 
Sususuz Devlet buba, koye çeşme isteriz ! 
            Koyümüzde okul yoh, bunu da sana yazdık, 
  Daşını hazır ettik, demellerini kazdık. 
  Cimento, demir, dahta beklerken öleyazdık. 
  Mahzuz selam ideriz, ellerinden öperiz. 
              Devlet buba biz senden bi de okul dileriz ! 
            Sana zaval vermesin, bizde dert tümen tümen, 
Şincilik elattirik, odoboz istemicen, 
Tarla, dohum, gırado dertlerimi demicen. 
Mahzuz selam ideriz, ellerinden öperiz, 
Koyün galgınmasında yardımını bekleriz ! 
            (Pardon, 203, 16 Temmuz 1968) 
  KONUT SORUNU ŞİİRLERİ 
             
             
             
            ADEM'İN GECEKONDUSU 
            Ve Allah onlara dedi: Semereli olun,  
  ve çoğalın, ve yeryüzünü doldurun,    
  Ve akşam oldu, ve sabah oldu, altıncı gün.  
                                    TEKVİN   BAP 1  
            Değil bir ev yapacak kadar arsası  
              Bir milimetre kare yeri bile yoktu  
              Bu yalancı dünyada  
              Ve baktı ki çevresine  
              Hep ev, hep bina  
              En havadar yerinde kentin  
              Bir arsa seçti kendine 
            Ne tirink diye sayacak peşin parası  
  Ne de yatıracak kaparosu vardı arsaya  
  Arsa almak kolay mı bu zamanda   
  Anasının nikâhını istiyorlardı 
            Bir gece  
İplemedi tapuları, senetleri bizim Âdem  
Plânlara, parsellere geçti bir kalem  
              Konduruverdi bir gecekondu  
«Ve sabah oldu»                      
             Varlık Yıllığı 1966 
              
              
            APARTIMAN  
                 
              Biz yaptık kardaş şu sekiz katlı apartımanı  
  Sekiz katlı, otuziki dayreli kardaş  
  Lâkin sen yeni geldin köyden  
  Apartıman dedim de bildin  
Şimdi sana suval edip desem ki  
              Dayre ne ki  
              Bilmezsin ki  
              Bunları bir bir öğrenecen  
            Hasan Biz yaptık kardaş şu sekiz katlı apartımanı  
  Sekiz ameleydik kardaş  
  Kimimiz Sivas’lı, kimimiz Van’lı  
  Kimimiz Erzurum’lu, kimimiz Muş’lu  
  Aha şuraya düştü  
  Altıncı katın iskelesinden  
  Muş'lu Rüştü 
              Allah rahmet eyleye  
            Bir mütayit vardı kardaş  
  Mesut bey adında  
  Mal mülk sahibi  
«Mal sahibi  
Mülk sahibi  
              Hani bunun  
İlk sahibi»  
Her bir şeyi tamamdı Mesut beyin  
Parası, tomofili, lokum gibi avradı  
Çocuğu yoktu emme ve lâkin 
            Bir müyendiz Oktay bey vardı  
Çok sessiz  
Bir Hıdır kalfa vardı  
              Canavar  
              Müyendizin yalnışını çıkarırdı 
            Ondan sonra bir betonuyer vardı kardaş  
  Sen acamısın şimdi  
              Desem ki betonuyer ne ki  
              Bilmezsin ki  
            Çağılı, kumu bilirsin  
  Suyu da pekâlâ bilirsin  
  Nasıl deyim sana çementoyu  
              Bilmezsin ki  
              Bir makina ki 
Çementoyu, çağıldı, kumu, suyu karıştırır  
              Beton eder  
              Belle artık goca gafa  
              Bunun adı betonuyer 
            Sen daha bilmezsin ki  
  Bir ton demir kaç lira  
  Bir torba çemento kaç lira  
  Bunları bir bir öğrenecen Hasan  
Önce bir torba çemento fiyatına gündeliğin  
Bilemedin otuz lira alıcan  
Bunları bir bir öğrenecen Hasan 
            Gözünü aç para yap Hasan  
  Gene sırtında yorgandan, yatağılan               '  
  Gene ayağında çarığılan  
  Köye dönersen  
              Yuf sana Hasan  
              Gelecek kışa ben dönüyom gayrı 
            Aç gözünü Hasan para biriktir  
  Dön köye yarım kalan evini bitir  
İstersen tarla al  
İstersen oğlunu  
İstersen kızım ever  
Daha ne arıyon Hasan  
              Bu kadar sana yeter 
            Akbaba, 6,  5 Şubat 1975  
               
             
            Şantiye 
          Öyküleri Kitabı Mukadder Özakman sayfası 
             
                        |