KARAYOLLARINA İŞ İSTEM DİLEKÇESİ

............ Fırsat bu fırsattı. Ailemi görmüştüm sonra da Karayolları 2.Bölge Müdürlüğüne iş istem dilekçesiyle başvurdum.

............ Sırtımda yedek subay elbisesi, elimde kendi el yazımla yazdığım ve 16 kuruş pul yapıtırıp imzaladığım dilekçeyle Bölge Müdürü Orhan Bayçu’nun karşısındaydım.

............ Orhan Bey beni kibar bir tavırla karşılamıştı. Oturttu. Dilekçeye şöyle bir göz attı. Ne zaman terhis olacağımı sordu. “Ekim ayının sonunda.” dedim.

............ Sınıf arkadaşlarım Karayolları örgütünün etüt proje biriminde çalışanlara ayrıca arazi zammı verildiğini söylemişlerdi. Ben de dilekçeme etüt projede çalışmak istediğimi yazmıştım.

............ Orhan Bey telefonu çevirdi:
............ -“Faik Bey, yeni mezun olmuş genç bir arkadaşımızın etüt projede çalışma isteği var. Size gönderiyorum kendisini. Dilekçesini işleme koyup değerlendirin.” Dedi.

............ Dilekçemin altına da “Etüt Proje Şefliği’ne, “olur”, diye yazmış ve Karayolları 2.Bölge Müdürü Orhan Bayçu mührünü basmış ve imzalamıştı.

............ Faik Kibaroğlu da beni soyadı gibi karşıladı Terhisimi öğrendi. Teknik bilgimi yokladı. Memleketimi sordu. “İzmir’liyim,” dedim.

............ Yol stajımı da 2.Bölge’de yaptığımı anlattım. O sıra Aliağa’daki büyük yarma inşa halindeydi. Doğan Tanal şantiye şefi, Şadi Bey de onun yardımcısıydı. Bu şantiyede staj yapmıştım. Bunları söyledim.

............ Faik Bey, etüd proje işlerini açıkladı:
............ -“Arazide yolun geçeceği yerde önce şerit şeklinde harita alırız. Dedi. Bunu yapabilir misin ?”
............ -“Okulda topoğrafya dersinde harita alımını öğrendik. Hatta Beşiktaş’ta Yıldız’da okul yöresinde bir mahallede topoğrafya tatbikatı yaptık.
............ -Poligon kapattık ve tesviye eğrili harita çıkarttık. Karayolları’nda arazide bu işin nasıl yapıldığını bir defa göreyim, ben de yaparım.”

............ -“Alinmanların ve kurbların aplikasyonunu arazide yapabilir misin ?”
............ -Okulda hepsini öğrendik. Karayollarında uygulanan şekli bir defa göreyim, ben de aynısını yaparım.

............ -“Ya nivelman ve enkesit işleri ?”
............ -Efendim, nivelman ve en kesit işlerini de okulda öğrendik. Buradaki tarzı bir kez göreyim, bunları da yaparım.

............ Bu şekildeki yanıtlarım onun hoşuna gitmişti. Kendime olan güven duygumu anlamıştı. Faik Bey: “Dilekçeni işleme koyuyorum. Terhis olunca Bölge’ye uğra, beni gör !” dedi.

............ Ekim ayı sonunda terhis olmuş, beş on gün tatil yapıp dinlenmiştim.

ATAMA EMRİM GELİYOR

............ Bir gün annemle babam Ankara’dan gelen resmi bir zarfı müjdeyle elime verdiler.

............ Atama emrim Genel Müdürlükten gelmişti. Hemen göreve başlamam isteniyordu. Bölge Müdürlüğüne gidip Faik Beyi gördüm.
............ “7 No.lu Etüt Ekibi Şefi olarak atamanız geldi. Ekibin Balıkesir-Edremit yolunun etüdünü yapmaktadır. Dedi Faik bey. Ve ekledi:
............ “Ekip Balıkesir’de kalıyor. Oradaki ekip Şefinden görevi devralacaksın ve işe başlayacaksın. Hazırlığını yap ! Yarın sabah otobüsüyle git !

............ Balıkesir’e inince doğru Merkez Postanesine gidip Müdüre Balıkesir Karayolları Şubesini sordum. Müdürün verdiği telefonla Şube Şefiyle görüştüm. Şube Şefi beni aldırmak için portakal renkli bir Karayolları pikabı göndermişti. Ekibimi bulmuş ve görevi devralmıştım. Tarih 16 Kasımdı. Ancak çok sonra şunu öğrenmiştim. Karayollarına ilk kez giren bir teknik eleman Ankara’da 3-5 ay bir kurs gördükten sonra atandığı Bölgeye gidiyordu ama Faik Bey Etüt Ekip şefi olarak beni atamamı hemen yaptırmıştı.

............ Bir daha hiç ayrılmayacağını çalışma hayatımın büyük sevdası Karayollarına böyle tutulmuştum. Karayolları bir mühendislik okuluydu. Ben de o okulun mensubuydum. Karayolları insanı insana ulaştırıyordu. Karayolları görevi bir insanlık sevgisiydi. Karayollarında en yorucu görevlerde bulundum ama hiç yorulmadım. Bazen uçurumlu yerlerde ekibimle belimize ip bağlayarak etüt yaptık. Bazen kuş uçmaz kervan geçmez denen yerlerden yol geçirdik. Bazen geçilmeyen azgın nehirlerden emektar power wagonumuzun çelik halatı makaraya sarılarak bizi çekip çıkardı. O nehirlere köprüler yapıldı. Şimdi herkes geçiyor. o çetin arazilere yollar yapıldı. Şimdi herkes gidip geliyor.

............ Hiç yolu olmayan yerlere gidildi. Eski toprak ve Mac Adam yollar asfalt oldu. Yollar gidişli gelişli bölündü, kazalar azaldı. Bazı yollar ekspres yol, bazı yollar otoyol oldu.

Bodrum, Halikarnas Balıkçısı’nın ağaç dikip yeşillendirmeye çalıştığı küçük bir sahil ilçesiydi. Biz gittiğimizde kıyıda taş plak çalan bir kahve ve kıyıda bir de balık lokantası vardı. Şimdi turizm ve deniz cenneti oldu.

............ Çanakkale’de Çardak-Lapseki’ye bağlandı. Gökçe ada (İmroz) yolları Kuzulimanı, Pirgoz, Kaleköy ağıyla işledi. Balıkesir-Havran,Edremit yolu, Akhisar-Gördes-Hanya (Güneşli)-Demirci yolu, Kula-Güre-Uşak yolu, İzmir-Kemalpaşa-Turgutlu-Salihli yolu gibi güzergahları sayarken bir çok yeri vaktinizi almamak için atlıyorum. Oraları kusura bakmasın. Ve şimdiki Hatay Caddesi; ki buralar o zaman dağ taştı.

............ İzmir-Çeşme yolunun en eski durumunu bilen var mıdır acaba ? Şimdi otoyol.

 

Şantiye Öyküleri Kitabı Mukadder Özakman sayfası