|  
             ALTIN  (!) RÖPER 
                        DSİ’nin  hazırlamış olduğu kati projelerin, ihaleye çıkarılacak inşaatlara göre yeterli  adette olmayışı sebebiyle 1960lı yıllarda kati proje hazırlanması işi de özel  sektöre ihale edilmeye başlanmıştı. 
               
            Geyve-Pamukova  sulamasına ait kati proje hazırlanması ihalesi TİBAN Proje Bürosu’nda kalmış,  yeni bir ihale sistemi olarak memleketimizde de uygulanmaya başlayan man-month  (adam-ay) tipindeki proje yapım ihalesini gerçekleştirmek üzere, merkezi  İzmir’de bulunan Büromuzun geçici bir şubesini de Pamukova’da açmıştık. 
 
            İhaledeki  proje yapım şartnamesinin esas maddelerinden biri de, hem proje hazırlanması  esnasında, hem de inşaat safhasında kullanılmak üzere, bütün sulama sahasını  kapsayan bir röper şebekesinin tesisine dairdi. 
 
            Tesis  edilecek bu röper ağının, en az üç noktadan (Memleket Röper Sistemi)ne  irtibatlandırılması istendiğinden sulama sahası içerisinde bulunan memleket  röper sistemine ait mevcut röperlerin bulundukları yerleri gösteren röper kroki  ve değerlerini ihtiva eden föyleri ilgili birimlerden temin ederek çalışmalara  başladık. 
 
            1960lı  yıllarda, bugünkü gelişmiş teknoloji henüz bulunmadığından ölçümlerde,  uzunluklar için şerit metre, açılar için teodolit (takeometre) ve kot  hesaplamaları için de nivolar kullanılıyor ve bütün bu işlemler, karadan  yüzeysel olarak yapılıyordu. 
Bir zincir ve ağ  şeklinde düzenlenen kapalı poligonlar gerek uzunluk gerekse kot olarak üç  defadan az olmamak üzere hassas bir şekilde ölçülür, milimetre mertebesinde  bulunan farklar birbiri ile uyumlu bir şekilde kendi içerisinde dağıtılmak  suretiyle dengelenir, müteakip poligona dengelenmiş kot intikal ettirilirdi.  
 
            Her poligon için  ayrı-ayrı yapılan bu işlemler neticesinde, kot değeri belli bir röpere  bağlanıldığında, mevcut röper kotu ile taşınan kot değeri farkının,  yönetmeliklerde belirtilmiş, kabil-i tecviz (kabul edilebilir) sınırlar  içerisinde kalması gerekiyordu. Farklı bir değerin bulunması halinde ise  işlemler istenilen küçüklüğe ulaşılıncaya kadar tekrarlanıyordu. 
 
                          Sulama sahası  başlangıcındaki regülatör civarına en yakın memleket röperini esas alıp,  yukarıda belirtilen hususlara da riayet ederek röper sistemini tesis etmeye  başladık. İlerledikçe saha içerisindeki diğer mevcut röperlere de bağlanıp  kendi sistemimizi de kontrol ediyorduk. 
               
                          Yeri, kotu  belirlenmiş ve kesinlik kazanmış kısımlar kontrol mühendisliğine bildiriliyor,  yapılan işlemler İdare tarafından da devamlı olarak kontrol ediliyordu. 
                        Çalışmalar sırasında,  sulama sahası ortalarına isabet eden bir yerdeki (G....) kasabası ilkokulu  bahçesinde olduğunu elimizdeki röper föylerinden öğrendiğimiz bir memleket  röperinin, kendi teşkil ettiğimiz röper sistemi ile bağlantısını yapıp, kontrol  etmemiz gerekti. 
               
              Yapılacak işlemler  için İlkokul Müdürlüğüne gidildi. Çalışmalarımızın mahiyeti, ne maksatla ve ne  zaman yapılacağı anlatıldıktan sonra gerekli izin alındı. 
   
              Ertesi günü arazi  ekibiyle birlikte İlkokula gittik. Öğrenciler dershanelere girip bahçe  tenhalaştıktan sonra, röper kroki föyünde belirtildiği şekilde İlkokul giriş merdiveni  yanına isabet eden, üç değişmez noktadan yeri belirlenmiş röperin, toprak  üzerinden yeri olması gereken kısmı hassas olarak ölçümledikten sonra kazmaya  başladık. 
   
              Kazma işlemi  devamında, Harita Genel Müdürlüğünün usulünce tesis etmiş olduğu röper bulundu.  Betondan yapılmış kapak kaldırılıp bronzdan hafif küresel yüzeyli (+) işaretli  röper noktası üzerinde mira okuması yapıldı.  
   
              Bizim tesis ettiğimiz  röper ağından, mevcut röpere intikal ettirilen kotta, herhangi bir kabul  edilemez farklılığın bulunması halinde, bazen işlemlerin yenilenmesi  gerekeceğinden, röperin tekrar-tekrar açılıp kapanmasını önlemek gayesiyle  yapılan nivelman işlemine ait hesaplar hemen yapılıyor, basit bir iki toplama-  çıkarma işlemi ile de neticeye ulaşılıyordu. 
   
              Nivonun başındaki  genç topograf arkadaş, yere çömelmiş sağ ayağını elindeki deftere mesnet ederek  hesapları yapmaya devam ediyor, neticeyi bir türlü söylemiyordu. Gecikince biz  de başına gidip kendisini izlemeye başladık. Yaptığı hesapları tekrar gözden  geçiriyor basit hesapları kontrol ediyordu. 
   
              Ne olduğunu  sorduğumuzda: 
            “Kot tutmadı abi”  
            “Hem çok büyük fark  çıktı.” “Röper kotu ile bizim kot arasında onbeş-onaltı santime yakın fark  var.” diye ilave etti. 
 
            Hesapları bir kere de  beraberce kontrol edip ayni sonuçları bulunca kot nakil işlemini tekrarladık.  Farklı yerlerden yeni kot taşımaları yaptık. Bulunan kotlarda da daha önce  bulunan farka çok yakın değerler bulunuyordu. 
 
            Röper yerinde yapmış  olduğumuz kazılan kısmı tekrar eski şekline getirip düzelterek ilkokuldan  ayrıldık. 
Bütün gece yapılmış  ölçümleri tekrar gözden geçirdik. 
Ertesi gün, İlkokula  en yakın bir memleket röperinden İlkokuldaki röpere yeni bir nivelmanı, zamanı  kısaltmak düşüncesiyle, gerek alet ve kullanıcısını, gerekse miracıyı arazi  aracı ile peşi sıra taşıyarak tekrarladık. 
 
            Yapmış olduğumuz yeni  ağ sistemi, kendi içerisinde ve diğer memleket röperlerine, kabul edilebilir  farklar içinde intibak etmesine rağmen İlkokul bahçesindeki röper bütün sisteme  göre onbeş-onaltı santimetrelik bir farkla uyumsuzluk gösteriyordu. 
 
            Durumu, röper  sistemini teslim alacak İdare kademesine bildirdik. Bir kere de beraberce  ölçümün tekrarlanmasına karar verildi. 
Kararlaştırılan  günde, İdare elemanları ile birlikte malum röperin bulunduğu, yerleşim  bölgesinin tek okulu olan yere gidildi. 
Aralarında, resmi  plakalı bir aracın da bulunduğu birkaç vasıtanın okul önünde duruşu, oldukça  kalabalık sayılacak bir topluluğun telaşlı davranışları bir fevkaladeliğin  işareti olmalıydı ki yoldan bastonunu kendine destek edip ondan aldığı güçle yürümeye  çalışan yaşlı birinin de dikkatini çekmişti. 
Yaşlı adam, bir  müddet arabalardan birine dayanarak olan-biteni anlamaya çalıştıktan sonra  elindeki bastonu ile tekrar kazılmakta olan ilkokul merdiveni yanını işaret  ederek; 
            “Boşuna uğraşmayın.  Orada define-mefine yok” 
            diye ortaya söylendikten sonra, olan  sessizliği yine kendisi bozdu: 
            “Define mi  arıyorsunuz?” “Sizde mi definecisiniz?“ 
    
              Kazıyı gerilerden  takip etmekte olduğumdan ihtiyarın en yakınında ben bulunuyordum. Yavaşça  kendisine biraz daha yaklaştım. 
            “Günaydın! Nasılsın  Beyamca?” 
            diye konuşmaya zemin hazırlayarak: 
            “Senin bildiğin bir  şeyler mi var sakın?” diye sordum.  
            Selamımı ve sorumu  kendisine verilmiş bir değer olarak kabul edip, kalçalarını dayadığı otomobile  dayamaya devam ederek vücudunun üst tarafını tamamen bana çevirdi, iki elini  birden bastonunun üzerinde kenetleyerek anlatmaya başladı: 
            “Seneler önce  Angara’dan sizin gibi birileri gelip bu merdivenin yanına sarı altın gibi  bişeyler gömüp gitmişler. Teneffüste bunu gören talebeler de akşam eve gidince  anne- babalarına, “Gündüz merdivenin yanına altın gömdüler” diye seslenmişler.  Bu tevatür buralarda uzun zaman konuşuldu durdu.” 
             
            İhtiyarın  anlattıklarını dikkatlice dinlemem kendisini daha da hevesli anlatmaya teşvik  etmiş olmalı ki: 
            “Ne olduğu da tam  olarak anlaşılamadı ya!” diye devam etti. 
            “Sooraa köyden birkaç  kızan yanlarına bizim Deli İbramı da alarak mektepler tatile girdiğinde gece  gelip burayı kazmışlar.             Beton bir kapağın altında sarı bi topuz bulmuşlar.  Sağına soluna iyice bakmışlar ama başka bişey yokmuş. Aradıklarını bulamayınca  da bişeye benzetemedikleri şeyi tekrar yerine gömmüşler.” 
            İhtiyar iştahla  anlatmaya devam ediyordu: 
            “Diğerlerinin ağzı  sıkıdır emme bizim Deli İbram ağzından gaçırmış. Olan biteni gayfede anlatmış.” 
            “Gazıya gatılan  Guyruksuz ile Fikirsize: “Doğrumu be kızanlar” diye sorduğumda da” 
            “Sen Delinin sözüne  ne bakıyon be İdris Dayı”  
            “dediydi emme. Günahı  boynuna” 
                        İhtiyarın  anlattıklarından sonra durum açıklık kazanıyordu: Tesis edilen röperin define  zannedilerek kazılıp yeniden yerine gömülmesi neticesi kayıtlarda bulunan  kotundan farklı bir kota sahip olduğu anlaşılıyordu.İhtiyardan  duyduklarım ile buna bağlı olarak röperin durumunu bir taraftan Kontrol  Mühendisine anlatırken diğer taraftan da, röperi bulmak için tekrar kazı işlemi  ile uğraşan arkadaşlara kazı işlemini durdurmalarını söyledim.  
Hep beraber ihtiyarın  yanına gelip, daha da tafsilatlı bir şekilde olayı bir kere daha  tekrarlattılar. 
            Kazılan yeri bir kere  daha eski haline getirerek okuldan ayrıldık. 
Sonra da Kontrol  Mühendisliği ilgili İdaresine gerekçeli bir dilekçe ile başvurarak adı geçen  röperin hâlihazır durumu ile kullanılmaması veya tekrar yeni kotunun  belirlenmesini istedi. 
                        Böylece “ALTIN (!)  RÖPER” bizim proje çalışmalarımızın da dışında bırakıldı... 
            Şantiye 
            Öyküleri Kitabı Halit Şekerci sayfası 
             
             
                        |