MÜZİKLE İLK TANIŞMA

Liseye başlayacağım yıl,  Hatay semtine taşınmıştık. Okul araştırması yapılırken evimize yakın olması sebebiyle Eşref Paşa Lisesine gitmem aile büyüklerince uygun görülmüştü. Okul eğitime açıldı, ders seçmeleri yapıldı. Müzik-resim tercihi sorulduğunda, hemen müzik dersini tercih etmiştim. Müzik öğretmenimiz klasik batı müziğini iyi araştırmış, hemen her derste teypten klasik müzik dinletileri yapan bir eğitmendi. Klasik koro oluşturuldu, öğretmenim, yapılan ses testlerinden benim soprano olacağımı tespit etti. Çok sesli koro olarak başlayan çalışmalarımız hafta sonlarına da sarkıyordu. Oldukça tutucu olan babama koro çalışmalarına gitmemi engellemesin diye hafta sonları “din dersi” veriliyor diyerek izinli gidiyordum.

Unutamadığım anım ise, işte bu çalışmalara katıldığım o hafta sonu ile ilgili. O cumartesi hem koro çalışmamız vardı hem de okulda tüm okul öğrencilerine o zamanlar adına “çay partisi” dediğimiz bir parti organize etmiştim, oldukça şık giyindim, babamın evden çıkmasını bekliyorum, zaman geçiyor ama babam bir türlü evden çıkmıyor... Koro çalışması vakti geldi, bende karın ağrıları başladı, ikide bir anneme soruyordum; ”Babam çıktı mı?” Artık aynı soruyu sormamdan annem de gerildi. O dönemlerimde annemden hiç bir şey saklamazdım, her şeyimi anlattığım için bana hep güvenirdi ve beni “idare” ederdi. Sonunda babam ”hadi bugün okula birlikte gidelim, ben de seninle geleyim “demez mi? İşte hapı yuttuğum an gelmişti... Makyajımı silip, kıyafetimi değiştirmeden evden birlikte çıktık. Yürüyerek okula giderken ben bir yandan bildiğim tüm duaları içimden okuyorum, hatta bazen öyle belli etmişim ki babam “bugün din dersi sınavın mı var, hep sureler okuyorsun” dedi. Ben bozuntuya vermeden “evet babacığım” dedim. Okula yaklaştıkça müzik sesleri artıyor, özellikle baterinin sesini duymamak mümkün değil... Tabii müzik dersimiz artık bitmiş, çay partisinin ses provaları başlamıştı. Ben yürümekte zorluk çeker halde az sonra yalanımın ortaya çıkacağı ve bunun sonunda babamın beni okuldan alacağı düşünceleri içerisindeyken babam birden durdu, “eh hadi bakalım ben buradan ayrılıyorum, sana iyi dersler” diyerek arkasını döndü… “Allah’ım mucize bu olsa gerek” diyerek bir yandan babamın gittiğinden emin olmak için dönüp dönüp arkaya bakıyorum, bir yandan da sevinçten içim içime sığmayan mutlulukla okulun giriş kapısından süzülüyordum, çok eğlendiğim ama bir o kadarda korkuyu içimde hissettiğim o günü unutamıyorum...

Mühendisçe Sanat Kitabı Necla Akbaşak sayfası