HALK MÜZİĞİNDEN SANAT MÜZİĞİNE

           İnşaat fakültesinde ikinci sınıfta okuyorum. Baharın ilk Cuma gecesi, Babam akşam misafirlerimizin olacağını söylüyor, annem mutfakta hamaratlığını konuştururcasına koşuşturuyor, bana ve kız kardeşime toz almamızı, örtüleri değiştirip, şık örtülerden bir takımını yerleştirmemizi istiyor, biz de denileni yapıyoruz. Sonradan öğreniyorum, misafirlerimiz; Babamın yakın arkadaşı İzmir Emniyet Müdürü Coşkun Akmeriç, eşi Sevin Hanım, Coşkun Beyin erkek kardeşi Ankara Radyosu Türk Halk Müziği bağlama üstadı Cengiz Akmeriç… Sıcak sohbetlerin ortalarında sanatçı olduğunu öğrendiğimiz Cengiz Amca’nın bağlaması Emniyet Müdürünün şoförü tarafından getiriliyor, Cengiz Amca coşkuyla çalıyor, çalıyor… Biz de bildiğimiz türkülere eşlik ediyoruz. Gecenin sonunda bizlerden ayrılmak üzere ayağa kalkan Cengiz Amca bana dönerek ”Bu bağlama benim kırkiki yıllık bağlamam, sana hediye etsem, bağlama çalmasını öğrenir misin?” deyince o an sevinçle “tabii” diye haykırarak elindeki bağlamayı almıştım.

           Aradan bir ay geçince Babama telefon etmiş, bağlama kursuna gidiyor muyum diye… Babamın yakın arkadaşı İzmir Radyosu Türk Halk Müziği sanatçısı Toygun Dikmen, babam konuyu anlatınca “hemen gelsin, birebir kurs veririm“ demiş. Ben okul çıkışında elimde bağlama Toygun Amcanın Kahramanlar’daki bir İş hanının üçüncü katındaki ofisine giderek ilk çalışmayı yapıyoruz. İlk önce “süt içtim dilim yandı”yı öğreniyorum, ertesi gün “yoğurt koydum dolaba”, bir hafta bu iki türkünün öğrenilmesiyle tamamlanıyor. Pazartesi okul çıkışında yine elimde bağlama, yeni bir türküye geçeceğimizi söylüyor Toygun Amca. O kattaki koridorda bir insan kalabalığı dikkatimi çekiyor, kulağım nedense hep dışarıda… Toygun amca’ya neden bu kalabalık diye soruyorum, bugün Türk Sanat Müziği sınavı var diyor. Ben aklım kalabalıkta, önümde türkü notaları, birden sesler kesiliyor, teker teker sesler şarkı söylemeye başlıyor, yaklaşık on kişiden sonra bizim çalışma yaptığımız odanın kapısı aralanıyor, Turan Yalçın Hoca başını uzatıp, bizim hatırımızı soruyor… Ben cesaretlenip “hocam ben de sınava girebilir miyim?” diyorum. Turan Hoca kolumdan tutup, birlikte dışarı çıkıyoruz. Sınav heyetinde tanımadığım dört kişi. Udunu alıyor, ”çile bülbülümü biliyor musun? “diye soruyor, ben heyecandan kalbim duracak gibi ama bir solukta okuyorum şarkıyı… Yine kolumdan tutup, Toygun Hoca’nın odasına giriyoruz. Turan Hoca ”bu kız bundan sonra benim yanımda, O’nun çok iyi bir öğrenci olacağına inanıyorum, artık sana gelmeyecek” diyor, ben sonsuz bir sevinç içerisinde ama Toygun Hoca’mın ne diyeceğini korkarak beklerken benim ne düşündüğümü soruyor. Ben önce emeği için defalarca teşekkür ediyorum, ama halk müziğinin yüreğimde heyecan yapmadığını utana sıkıla anlatıyorum. Ayağa kalkıp, anlımdan öpüyor “yolun açık olsun kızım” diyor. İşte Türk Sanat Müziğine adım atış hikâyem… Sebep olan Rahmet ve sevgiyle andığım Cengiz amca’ya, Toygun Amca’ya, Turan Yalçın Hocama sonsuz teşekkürler…

Mühendisçe Sanat Kitabı Necla Akbaşak sayfası