1999'da, Bolivya hükümeti, ülkenin üçüncü büyük kenti Cochabamba'nm 
          su hizmetlerinin işletmesini, kırk yıllığına, Amerikan devi Bechtel'in 
          öncülük ettiği ve İngiliz, İtalyan, İspanyol ve Bolivyalı şirketlerin 
          hissedar olduğu Aguas del Tunari adlı konsorsiyuma verdi. 
          
          Özel sektörün yönetimdeki ilk icraatı, 
          su fiyatlarını yüzde 100-200 
          artırmak oldu. 
          Bolivya gibi asgari ücretin aylık 
          100 doların altında olduğu yoksul 
          bir ülkede insanlara 20 dolar ve üstü 
          su faturaları gelmeye başladı.
          
          En büyük zararı küçük çiftçiler gördü. Ancak su özelleştirmesi, toplumda 
          hükümetin neoliberal politikalarına 
          karşı biriken Öfkeyi taşıran 
          son damlaydı. 
          Toplumsal hareketler, Su ve Hayat Koalisyonu adında geniş bir yurttaş 
          cephesi oluşturarak Aguas del Tunari 
          ile yapılan sözleşmenin iptal edilmesi
          için eylemlere başladı.
        2000'in 
        ocak ayında yapılan 
dört günlük genel grev Bolivya'da 
Şubatta hükümetin protesto 
yürüyüşlerini yasaklayıp 
askeri yığınak yaptığı 
Cochabamba'da olağanüstü hâl 
ilân ettiğinde, eylemlerin 
bilânçosunda 175 yaralı, 
kör edilmiş iki genç ve bir ölü vardı. 
Sonunda hükümet zamların 
geri alındığını ve sözleşmenin yeniden gözden geçirileceğini açıkladı. 
Ama aralarında daha sonra Bolivya 
devlet başkanı olan Evo Morales'in de bulunduğu toplumsal hareket liderleri 
        hükümetin bu adımını yetersiz gördü ve sözleşme iptal edilene kadar
eylemlere devam karan alındı. 
Nisanda sivil itaatsizlik eylemleri 
ve kitlesel protesto dalgalarının 
en büyüğü geldi.
Hükümet daha fazla dayanamayıp
sözleşmeyi iptal etti.