On üç Mayıs anneler günü İzmir Gündoğdu'da

Bugün 13 Mayıs Pazar 2007.. Anneler Günü... İzmir'in özel günlerinden.
Bütün İzmir Gündoğdu 'ya akıyor. Anaların gününü, Cumhuriyet Alan Toplantısı'yla birlikte coşkuyla kutlayacağız..

Çiğli'den kızımla birlikte erkenden yola çıktık, Bostanlı Vapur İskelesi'ne doğru. İskele meydanı kıpkırmızı.. Bayrak kırmızısının yanında,giysilerde bayraklaşmış.Kadınlar,kızlar,gençler,ak saçlı dipdiri gençler.. Her yaştan insan karışımı..Bir görmeliydiniz..Hangi baba yiğit ressam yapabilirdi bu tabloyu..Merak ediyorum..Abidin Dino yapabilir miydi,ya da ressam Paşamız.. Eminim ki bu tabloyu da kopyalar, çalardı..Yapsa yapsa yurttaş ressam yapabilirdi bu üç boyutlu tabloyu..Hem de hiç sanal boya kullanmadan,doğal malzemeyle..İçine de bilinç ve ülkü katarak..Azıcık laiklik,azıcık demokrasi,azıcık da Anadolu insanı ve anası..Kutluyorum bu 'Yurttaş Ressamı'..

Tüm Karşıyakalı Gündoğdu' ya ulaşma telaşında.Sabah saat on!.. Her on beş dakikada sayısını bilemediğimiz kadar vapur sorti yapıyor karşı kıyıya. Büyük bir olasılıkla; hesaplayabildiğim kadarıyla, Konak yönüne 200-300 bin insan geçiş yaptı.. Bayanlar ücretsiz olarak taşındı. Bu ayrı bir özel mutluluğuydu kadınlarımızın. O mahşeri diye tanımladığımız kalabalıkta eşini, dostunu, kızını, oğlunu, çocuğunu kayıp edenler, buluşma saatinde birbirine kavuşamayanlar cep telefonlarıyla birbirini arıyor mutlulukla, yoksa kendini bir eksik tanımlıyor.

Kavga yok, dövüş yok..
Bostanlı'nın gelincik tarlasını, maviliğin üzerinden Konak'a doğru kaydıran bembeyaz vapur, kırmızı yükü ile, maviliğin üzerinde, denizi yararak, beyaz köpükler üreterek ilerliyor.Tüm insanlar slogan üretiyor.. Onuncu Yıl Marşı ve Ege'nin güzel türküleriyle coşuyoruz..coşuyoruz!. Boğazıma bir şeyler gelip tıkanıyor.. düğümleniyor..

Göz yaşlarımı çok, çok zor dizginliyorum.. Olmaz böyle şey.. Bir hafta önce de Manisa'daydık.. Yine aynı coşku, yine aynı iç kabarıklığı.. Bir devindirebilsem gözyaşlarımı belki rahatlayacağım. Öpmeye.. öpmeye Arınç'ı öpmeye gitmiştik.. Bu kez de analarımızı öpmeğe gidiyorduk GÜNDOĞDU' ya! Evet buradan doğduracaktık günü..15 Mayıs 1919 'dan 13 Mayıs 2007'ye.. Ne günler batmış, ne günler doğmuştu kordon boyundan.

Böylesi bir yolculuğu bir kez daha yapabilir miydim acaba yaşam kesitimde?
Görkemli bir yolculuktan sonra Konak' ta indik. Yürümek olası değil.. Binlerce, on binlerce, yüz binlerce insan yürüyor. Yollar yürümekle aşılıyor ve de çoğalıyor.Unutulmaya!.. Milyonlarca bayrak.. Bu denli insan nereden geldi bu alanlara.. Konak coşku içindeydi. Davullar, zurnalar, oyunlar, marşlar.. Anlatmak için sözcük bulamıyorum.

Herkesin elinde bir buket çiçek.. Kutlama yapacak alanlarda. Hepimiz birbirimizin gözünün içine bakıyoruz, güzel bir sözcük duymak için. Neydi bu akışkanlık, neydi bu erdem, neydi bu beklenen.. Sanırım CUMHURİYET ve analardı birleştiren.

Miting alanına ne kadar zamanda gittik anımsayamıyorum.. Sanki yeni gelmiş gibiyiz.. Öylesine zamanı unuttuk. Herkes birbirine benziyor. Herkes cumhuriyet. Herkes bayrak, herkes demokrasi. Alana yaklaştığımızda etkinlik başlamıştı. Duymak ve görmek olası değildi. Yavaş, yavaş büyük ekranın yanındaki ses düzenini yanına kadar gidebildim ancak..

Alpaslan Işıklı öğretmenim konuşuyor. Dudaklarımı ısırıyorum yüreğimin boşalmaması için.. Evet anneler günüydü bugün. Belki de günleri en güzeli bu gün olacaktı.. Alanda anneleri sayamazsınız. Burada herkes ana olmuştu, erkekler bile. Ülkemiz için gözyaşı döküyorduk. Yine Mayıs'tı aylardan..Yıl ise 1970'lerin başıydı..

İdamlar vardı gündemde. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan. Hüseyin İnan'dı ipe giden. Kendi anamı ve onların analarını düşündüm.. Babalarını da ve Süleyman Demirel'in anasını ve babasını düşündüm.. Bir de Kenan Paşa'nın anasını ve de yaşını mahkeme kararıyla büyüttürüp astığı çocuğun annesini düşündüm.. Bir de bunlar yetmezmiş gibi, kendi siyasetinin yandaş yalakaları utanmadan nasıl babalığı yakıştırdıklarını düşündüm hocamın sesinde. Bir de Uğur Mumcu' nun, Ahmet Taner Kışlalı' nın, Hırant Dink'in, Özbilgi'nin anasını ve yakınlarını irdeledim Gündoğdu' da. Bülent Arınç'ın da bir anası vardı Manisa'da yaşıyordu. Polis sarmıştı evinin etrafını..

Gündoğdu' daydık.
Olamaz böyle şey diye haykırışımla uyandım miting alanında!.. Analara zulüm etmek zorunda mıyız, kardeşlerine işkence etmek zorunluluğumuz mu var?.. Birisi bana anlatsın Alpaslan Hocam!. Göz yaşlarım yetmiyor öğretmenim, göz pınarlarım sızlıyor.. Artık kireç bağladı akmıyor hüzün, kansere çevirmesinden korkuyorum erdemli aydın insan Aydın Güven Gürkan örneği. Oysa bizler motorları güzel günlere sürecektik. Olmadı, ama bir ışık var bizlerden sonrakilere.. Onun için varız alanlarda!..

22 Temmuz'da alanlardan sandığa akmamız gerekiyor. Bunun bilincindeyiz. Eğer şalteri indirmezsek; 23 Temmuz sabahı geri gelecekler, Adli Sicil Raporu gibi, bundan böyle 'Müslümanlık Sicil Raporu' isteyeceklerdir.
İnanın buna.

Onun için:
*Oy vereceğiniz partiye dikkat ediniz. Şeyh, şıh, hacı, hoca, tarikat, cemaat ve bunların öz sermayesiyle kurulan holdinglerden destek almasın oylayacağınız siyasal örgüt, okuduğunuz gazeteye ve izlediğiniz televizyon kanalına özen gösteriniz. İçi boş ve sığ yapımları seçenek yapmayınız. Büyük bir olasılıkla kandırılıyoruz. Çünkü haberler, iktidara yaramak için yalakalık yaparak, pornografik bir ağızla sunuluyor. İzlediğiniz köşe yazarlarına dikkat! Kanmayınız. Radyo ve programları da tehlike sunuyor topluma, yanıltıyor.

*Kapınızın önüne konulan hediye paketleri sizin kişiliğinizi ve benliğinizi satın almaya çalışıyor. Onursuz bir birey olmak istemiyorsanız,bu oy bombalarına dikkat ediniz.. Üç seçeneğiniz var: Ret ediniz.. Alınız oy vermeyiniz. Çünkü onlar sizin paranızla size sunuluyor.

*Darbe söylentilerine kulak asmayınız. Onlar sadece Cumhuriyet kaygısındalar. T.C. düzenini koruma gücü hal kındır. Gücü yetmiyorsa bunu kim anımsatacak. Çok doğaldır ki Anayasal Kurumlar. Halkın eli ancak 22 Temmuz'da erişiyor..Bu tarihe dek kim kollayıp,kim koruyacak?

*Siyasal alanlarda aday belirlemede ve ileri aşamalarda transfer, ittifak arayışlar senin belirginliğine aşırı derecede gölge düşürme oluşumunu yaratabilir. Bu pazarlıklara fırsat vermeyiniz ve bu erdemsizliğin yanıtını sandıkta yanıtlayınız.

*Devleti hem parasal, hem de siyasal olarak hortumlayanlara ödün vermeyiniz ve çok dikkatli olunuz.

*İnançlarınızı paraya ve siyasal birikime çevirmek isteyenlere onurlu bir birey olduğunuzu anımsatınız.

*Oy verirken ümmetçilikten sıyrılıp, birey olma yolunda erdemli bir davranış yaptığınızı sakın ve sakın aklınızdan çıkarmayınız. İyi düşünün, adam gibi adam olduğunuzun kanıtı olacaktır bu davranış!..

*Kesinlikle anketlere inanmayın ve güvenmeyin. Hepside bilinçli yanlış yaparak gündemlerine sizi de çekmeye çalışıyorlar. En güzeli sizin değerlendirip oy vereceğiniz yapılanmadır.

*Parasız dağıtılan gazetelere inanarak, yapılan karalamaları göz önünde bulundurarak oyunuzun kimliğini sapkınlığa yöneltmeyiniz.

*Siz şimdiye dek oyunuzu süzgece almışınızdır. Biliyorum.. sakın yanılgıya düşmeyiniz.. Son pişmanlık fayda vermiyor, bundan önceki dönemlerde olduğu gibi.. Kanıtı bugünkü siyasal erktir. Unutmayınız!

*Bilimsellikten ayrılmayınız. Hurafelere ve kaderciliğe rest çekiniz. Demokrasiyi, laikliği bu öğretilerle özümseyip ve irdeleyerek değerlendiriniz.
Cumhuriyet Annelerinin anneler günü kutlu olsun. Tüm aydınlıklar sizin yüreğinizden geçiyor.

SAMİM GÜNER

17 Mayıs 2007
İstasyonaltı Mahallesi
8019/21 Sokak No.10/3
Çiğli-İZMİR

Tel:0.232.376 20 75