Doğu Akdeniz Gaz Forumu
BBC’nin paylaştığı bir habere göre altı ülke Mısır’ın başkenti Kahire’de yaptıkları Doğu Akdeniz Gaz Forumu bölgesel bir örgüte dönüştürülmüştür.
Bu ülkeler şunlardır:
a) Mısır; Çoğunlukla Müslüman, kısmen Hristiyan
b) Yunanistan, Ortodoks
c) Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Ortodoks
d) İsrail, Musevi
e) İtalya, Katolik
f) Ürdün, Müslüman
Bu toplantıya katılan gözlemci ülkeler AB, ABD ve Fransa Protestan.
Bu ülkeler stratejik çıkarları için bir araya geldiler ve her biri farklı dinlerin mensubu.
Buradan şu sonucu çıkartabiliriz. Dinler ülkelerin birbirlerini bağlayan bir bağ değildir.
Sayın iktidar yetkililerinin yeni stratejilerini oluştururken bu gerçekleri göz önüne almalarını öneririm.
PISA - Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yüz yüze yapılan ders programında yapılan değişikliğe göre üç saat olarak öngörülen matematik dersleri iki saate indirildi ve matematikten azaltılan bir ders saatine ise din kültürü ve ahlak bilgisi dersi eklenmiş!
Bu kararı veren Sayın Milli Eğitim Bakanını kınıyorum.
Sizlere uluslararası bir çalışmadan, PISA testlerinden söz etmek istiyorum. Öncelikle Pisa neyi ölçmektedir?
PISA'da zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır.
Şimdi Pisa testlerinin sonuçlarına bakalım.
Matematik de dünya birincisi Çin
Fen bilimlerinde dünya birincisi Çin
Okumada dünya birincisi Çin
Singapur her üçünde dünya ikincisi
Makao her üçünde dünya üçüncüsü
Daha sonraları farklı ülkeler devreye giriyor.
Türkiye matematikte 454’üncü
Türkiye fen bilimlerinde 468’inci
Türkiye okumada 466’ncı
Bir öğrencimiz, Mehmet Yiğit Deniz, Kanada merkezli yapılan yarışmada birinci oldu. Bu Z kuşağı gencimizi, onu yetiştiren öğretmenlerini ve ailesini içtenlikle kutluyorum.
Sonuç: Bir ülke Matematikte geri kalırsa o ülke her alanda geri kalmışlıktan kurtulamaz.
Atamız geometri kitapları yazmış büyük bir liderimizdi. Biz de Atamıza layık olmaya çalışmalıyız. Yüreğinde Atatürk sevgisi olan yurttaşlarımız Lütfen çocuklarınıza Milli Eğitim Bakanlığının esirgediği matematik derslerini telafi edecek gayreti gösteriniz.
En büyük Şehrimiz İstanbul’un başı dertte
Uğur Dündar bir yazısında Şehircilik Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp’in bir yorumundan söz ediyor; Prof. Alp’e göre nüfusları 30 milyona dayanan hormonlu koca şehirler dünyanın başına bela olacaklar. Buralarda çatışmalar, büyük felaketler, seller, depremler, yangınlar ve salgın hastalıklar yaşanacak. Belki de dünyanın sonunu bu ölçeği kaçmış şehirler, aşırı insan yoğunlaşmaları getirecek.
Bu değerli hocamızın ön görülerinden sonra İstanbul’umuzun gerçeklerine göz atalım.
a) Sağlık bakanı uyardı, İstanbul’da Kovit 19 vakası tüm ülkemizdeki vakaların %40’ını geçti.
b) Pek çok bilim insanımız hızla yaklaşan büyük bir deprem den söz ediyor ve ne kadar insanımızın hayatını kaybedeceği hesaplarını yapıyor. Hatta bazı bilim adamları bu beklenen depremden sonra Türkiye’nin bağımsızlığını kaybedebileceğinden söz edebiliyor. (Ben bu yaklaşıma kesinlikle katılmıyorum, Türkiye hiç bir koşulda bağımsızlığını kaybetmez.)
c) İstanbul şehrimiz şu anda çok büyük bir su sorunu ile karşı karşıya pek çok baraj şu anda iklimsel değişimlerin etkisi ile hızla kuruyor. (Ya bir de Kanal İstanbul devreye girerse !!! ) İstanbul’a su getirecek barajın durumu henüz belli değil.
Şimdi sizlerle geçmişteki bir anımdan söz etmek istiyorum 1985 yılında Dünya Gazetesi bir yarışma düzenledi. “İstanbul’da konut sorunu nasıl çözülür?” Yarışmaya ben de katıldım. Yarışma konumun başlığı, "İstanbul’da konut sorunu yok, insan fazlası var. İstanbul’u daha fazla büyütmeyelim. İlerde başımıza çok büyük sorunlar gelebilir.” idi. Yarışmaya katılan Sayın Murat Karayalçın benim düşüncelerime şiddetle karşı çıkmıştı.
Ayrıca o günlerde İstanbul Belediye Başkanı Sayın Bedrettin Dalan’ın sekreteri toplantıda İstanbul iki büyük imparatorluğun başkenti olduğunu söylemiş ve sözde İstanbul’a sahip çıkmak istemişti.
Bunun üzerine şu aşağıdaki savunmayı yaptım. "Evet bu kent iki imparatorluğa başkentlik yapmıştır ancak her ikisinin anıt mezarları da İstanbul’dadır. Doğu Roma’nın anıt mezarı Ayasofya, Osmanlı’nın anıt mezarı ise Topkapı’dır. Sizler genç Cumhuriyetimizin mezarının da İstanbul olmasını içinize sindirebilir misiniz? Sözlerim ayakta alkışlandı Bu yazımın ayrıntıları ile o günlerde yayınlanan pek çok gazete de ve inşaat mühendisleri İzmir şubesi dergisinde yayınlandı.
Diplomasi hata kabul etmez
Şimdi sizlerle ülkemiz diplomasisindeki hatalarımızın üzücü sonuçlarından söz edeceğim.
1) Geçtiğimiz günlerde ülkemizi Ukrayna devlet başkanı ziyaret etti, kendisi Sayın Erdoğan’ın konuğu idi. Sayın Erdoğan konuşmada Kırım’ın Ukrayna’ya ait olduğunu bir kez daha teyit etti. oysa bu Rusya için kabul edilemezdi ve bir gün sonra Rus lider Putin “Yunanistan bizim Avrupa’daki en güvenilir dostumuz” diyerek onların çıkarlarının savunucusu oldu.
Zaten daha öncede Rusya Dışişleri bakanı Lavrov da “Türkiye bizim stratejik ortağımız değildir” diyerek noktayı koydu.
Diplomaside dost tüm çevre ülkelerle ilişkilerimizin bozuk olduğu bugünlerde Rusya ile ilişkilerimizin bozulmasını doğru bulmuyorum.
2) Sanıyorum alkış almak için!!! yapılan toplantılarda Fransız Cumhurbaşkanına yapılan gereksiz bir hakaret sonucu tüm Avrupa ile ilişkilerimiz bozuluyor. Oysa bu hakarete gerekte yoktu. Çünkü Fransa dünyamızın belki de ABD'den sonra en sömürgeci ülkesi. Özellikle Afrika’yı yıllar boyu acımasızca sömürdü. Şimdi Afrika’da pek çok ülkede istenmeyen ve bayrakları yakılan bir ülke.
3) Suriye ye karşı takınılan tavır. Sayın Kılıçdaroğlu ; "Benim Mehmetçiğimin tek bir parmağı bütün
Suriye’den daha kıymetlidir!!!” dedi. Birleşmiş Milletlerin tanıdığı bir ülkeye böyle bir konuşma yapılır mı?
Yılardır Siyaset yaptığım Bu partinin liderinin bu sözlerine gerçekten çok üzüldüm. Daha vahimi parti içinde tek bir kişi bile bu davranışın hatalı olduğunu söylemeye cesaret edemiyor. Tüm partiler aynı eleştirdikleri Ak Parti gibi tek adam partileri olmuşlar.
Yine aynı gün iktidarın küçük ortağı Sayın Bahçeli de "Yıkılsın İdlip, kahrolsun Suriye, yok olsun Esat”
gibi laflar etti ve gurup toplantısında ayakta alkışlandı!!!
Atatürk “Hiç bir zaman komşu ülkelere düşmanlık beslemeyin onların sorunlarına sahip çıkın” demiştir. Suriye bugün bölgemizin en tehlikeli ülkesi İsrail ile mücadele ediyor. Ayrıca dünyamızın kabadayısı ABD’nin başkanı sanki çiftliğini bağışlıyormuş gibi “Golan tepelerini İsrail’e verdim Suriye’nin petrolünü PKK/PYD’ye verdim” diyebiliyor ve Türkiye her Astana toplantısından sonra Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız diyor.
Uluslararası ilişkilerde yorum yapacaklar mutlaka şu iki konuda duyarlı ve bilgi sahibi olmalıdır.
Rusya lideri Putin’in siyasi düşüncelerini, karakterini çok iyi bilmesi gerekir. Özellikle Kırım konusunda duyarlılığını.
Dünyanın bugün hızla yükselen ülkesi Çin lideri Şi-Cinping siyasi kültürünü ve özellikle Sincan Uygur bölgesindeki duyarlılığını. Bir kuşak bir yol projesinde tüm dünyayı ve ülkemizi de çok etkileyecektir.
Bu yıl korona etkisi nedeni ile tüm dünya ülkeleri % 20 dolaylarında küçülürken sadece Çin %4,9 büyümeyi öngörülüyor. Dış siyaset konusunda yorum yapacakların mutlaka bu iki ülke konusunda bilgisi olmak zorundadır.
SON SÖZ biz Suriye’yi kaybedersek İslam dünyasında çok yalnız kalırız.
Bu hafta CUMHURİYET BAYRAMI
Atatürk’ümüzün “en büyük bayram” dediği bayram. Şimdi aldığım bir habere göre kutlamalar iptal edilmiş. Hiç önemsemedim, bizim Cumhuriyet sevdamıza hiç bir yasa engel olamaz. Bu bayram sadece bir güne sığmaz, şimdiden bayraklarımızı astık. Sokağımızda herkes aynı davrandı. Şimdi arşivime baktım Atatürk sevdası ülkemiz sınırlarını aşmış.
Kütahya Dumlupınar Üniversite’sinin ev sahipliği ile yapılan cemaat ve tarikatlar destekli vakıflar tarafından desteklenen “Yaratılış kongresi” bilime, laik cumhuriyete, Mustafa Kemal Atatürk’e bir nevi meydan okumadır.
Önce bu toplantıyı Cumhuriyet bayramı haftasında yapmamalıydınız.
Dumlupınar Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki kurtuluş savaşımızın simgesidir bu kelimeyi kirletmeseydiniz diye düşünüyorum. Haklı mıyım dostlar?
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.htm
|