Temmuz ayında çok özel haberlere yoğunlaştığım için daha çok ilgi alanım olan uluslararası ilişkileri ve uluslararası gelişmelerin ülkemize yansımalarını ihmal ettim. Şimdi bu gelişmelerden söz edeceğim.
Haber kaynaklarım daha çok yazılarına güvendiğim basın, başta supitnik olmak üzere diğer kanallar.
1) 3 Ağustos günü yayınlanan bir haber. “Lozan anlaşması masaya yatırılacak.” Haberin kaynağı Sayın Saygı Öztürk.
Sayın Akar’ın açıklamaları “İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, Yunanistan ve Bulgaristan ile çalışmalarımız sürüyor. Görüşmelerde ele alınan konular için iki ülke hiç bir açıklama yapmayacak!!!”
Bu konuda benim yorumum. Lozan antlaşması hiç bir güç asla tartışmaya açamaz. Bu antlaşma sadece Türk tarihinin değil dünyanın en saygın antlaşmasıdır. Bu antlaşmanın yaratıcısı büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür ve ondan aldığı güvence ile Lozan kentinde tarihi bir direniş gösteren İsmet İnönü’dür.
Ülkemizde Lozan kutlamalarını yasaklayan valilerin bulunduğu bir dönemde ve bugün ülkemizde halen çok miktarda Lozan karşıtları var iken ve başta ana muhalefet partisi olmak üzere Lozan’ın masaya yatırılmasına gerekli tepkiyi göstermeye cesaretleri yoksa iş bu ülkenin Ulusalcılarına ve Kemalistlerine düşüyor.
2) Ülkemizin yeni düşmanları;
A) Birleşik Arap Emirlikleri; bu küçücük ülkenin ülkemize düşmanlığı sınır tanımıyor. Bu küstah ülkenin Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, için Sayın Akar’ın sert bir ifadeyle “Ateş olsalar cürmü kadar yer yakarlar” dedi ve devamında “Ancak bizim Libya’daki üslerimizi bombalayan onlar, ayrıca ülkemiz içinde sömürgeci yaklaşımlara yer yok. Türkiye Arap ülkelerinin iç işlerine karışmaya son vermelidir” dedi.
Bu ülkenin gerek petrol gerekse doğal gaz zenginliği 13,8 trilyon dolar, ancak her Arap ülkesinin petrol zenginliğinin gerçek sahibi ABD emperyalizmidir. Küstahlığının gerçek nedeni budur. Osmanlı hiç bir zaman bu ülkeye ilgi göstermemiştir. Bu nedenle tarihi bir geçmişimiz hiç olmamıştır.
B) Ülkemize sataşan ikinci hain Hafter. Bu adam Libya ordusunun Çad savaşında yenilmesi sonucu teslim olmuş sonradan ABD sayesinde esaretten kurtulmuş kendi ülkesine ihanet etmiş bir vatan hainidir.
Bakın ülkemiz için en son ne söylüyor. “İkinci Türk işgalini kabul etmeyeceğiz ve asla merhamet etmeyeceğiz. Libya’da 300 sene kalan Türkleri yağmacı ve katil olarak görüyoruz.”
C) Ülkemizin uzun yıllar klasik düşmanı ABD emperyalizmi; Suriye’nin doğusunda petrol bölgesini ülkemiz düşmanlarına peşkeş çekerken ülkemizle olan başta NATO olmak üzere dostluklarını hiç önemsemedi bu gerçek ülkemizdeki Atlantikçi, ABD’ci ve NATO’culara ders olsun.
D) Afganistan Ayasofya’da terör örgütü Taliban’ın bayrağının açılmasını protesto etti. Afganistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Goran Hivan söz konusu eylemlerin desteklenmesinin Afganistan’ın içişlerine müdahale olarak değerlendirileceğini ifade etti.
3) İleride ve özellikle genç kuşaklara ihanet edercesine satılan verimli topraklarımız için çok pişman olacağız. Yabancı uyrukluların en çok satın aldığı arazilerin başında Manisa geliyor. Gediz nehrinin suladığı bu topraklar belki de dünyanın en bereketli toprakları.
Ülkemizden tarım toprakları alan ülkelerin pek çoğu potansiyel düşmanlarımız. Suudi Arabistan ve Mısır gibi…
Mısır artık verimli ovalarını besleyen Nil nehrini kaybediyor bu nedenle ileride verimli topraklara ihtiyaç duyacak.
Ayrıca Dominika Devleti uyruklu 16 kişi ülkemizden 231 bin m2 toprak satın almış.!!! Bu satışlara yabancı sermayeli firmalar ve bankalara yapılan arazi satışları şimdilik dâhil değil.
Son söz; CHP’li Haydar Hakverdi’nin şu sözüne katılıyorum. Böyle giderse kendi ülkemizde turist, tarlalarımızda ırgat olmak yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Fakat ben yine tekrarlıyorum, eğer ülkemizde Anadolu’muzda bir üretim devrimi gerçekleştirebilirsek
Ekonomik sorunlarımızı aşabiliriz.
4) BM genel sekreteri Antonio Guterres "Küresel Düzen yenilenmeli" beyanındaki ana başlıklar şunlar:
- İnsanlar artık eşitsizlikten bıktı.
- Eşitsizliği yaratan Batı sömürgeciliği
- Nüfus, servet ve fırsatların dünya genelinde daha adil dağıtılması için yeni bir küresel sözleşmeye ihtiyaç var.
Aynen katılıyorum.
5) Son günlerin en çok tartışılan konusu Sayın Muharrem İnce’nin yeni parti girişimi. Bu konuya girmeyi hiç düşünmüyorum.
Ana muhalefet partisi önümüzdeki seçimlerde sağcı tutucu bir iktidar karşısına gerçek bir solcu ve
Kemalist bir aday gösteremezse kimi gösterirse göstersin benim için hiç fark etmez.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.htm
|