Bugün tüm dünyamızı ve bu arada ülkemizi etkileyen korona virüsünün tahribatı bir gün sona
erecek, o zaman dünyada neler değişecek?
Ve ülkemizde neler değişmeli?
Nasıl bir Türkiye olmalı?
Öngörülerimi açık yüreklilikle paylaşacağım.
Öncelikle dünyada neler değişecek.
1) Avrupa Birliği kesinlikle dağılacak, bu saldırgan virüse karşın sınırlarını kapatmaları sonucu artık birbirlerine güvenmeleri bundan sonra söz konusu olmayacak.
2) Avrupa’da milliyetçilik akımları güçlenecek, Avrupa’daki Türkler için zor günler demektir.
3) Küresel ahlaksızlık olarak değerlendirdiğim, gelir dağılımındaki bozukluk, yüzyılımızın kapitalist düzenin neden olduğu bir adaletsizlik. (Oxfam’a göre küresel servet raporuna göre en zengin 500 kişinin serveti 6,9 milyon insanın servetinin iki katını aşmış durumda.) Beklentim, bu ahlaksızlığın bu virüs salgını nedeni ile ortadan kalkmasıdır.
4) Bu saldırgan virüs henüz kontrol altına alınmadan dünya başka bir pandemik bir tehdit ile karşı, karşıya. İklimsel değişiklik ve küresel ısınma; bu konuda yazılarımda çok kez söz etmiştim. Dünya ekonomik forumu (WEF) küresel riskler raporunda ekonomi politik yazarı Erinç Yeldan diyor ki “Küresel riskler raporunda dünyamızı tehdit eden en büyük tehdit iklim değişikliği ve buna bağlı aşırı hava olayları.”
Yine arşivimde bulunan bir belgeyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Dünya genelinde 11.000 bilim insanı “Gezegenimiz açık ve tartışmasız bir iklim krizi ile karşı karşıya” diyor.
5) Bazı tıp otoriteleri diyorlar ki; bundan sonra da farklı virüs türleri dünyamızı tehdit etmeye devam edecek. O zaman üretimde robotların kullanılması gerekecek. Umarım ülkemiz de bu konuda geç kalmaz.
Yazımın ikinci bölümünde ülkemizi ilgilendiren gelişmelerden söz edeceğim.
1) Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkileyen koronavirüs nedeni ile daha yirmi gün önceleri ülke gündemimizi en çok meşgul eden konulardan şimdi söz eden yok.
Mesela ne oldu Libya meselesi veya Rusya ile yaptığımız Suriye’nin en önemli yollarının korunması işi ne oldu? Yine o bölgede şehitlerimiz var mı?
2) Şu anda bizim ülkemizde bir bilim kurulumuz var. benim bazı eleştirilerim olsa da!!! en azından uzun süredir unuttuğumuz bilim kelimesine hasrettik. Gerçi virüs nedeni ile tıp dalında bir bilim kurulumuz oldu.
Benim bir önerim var, ülkemiz için çok ihtiyaç duyulan uluslararası ilişkiler konusunda bir bilim kurulu oluşmalıdır diye düşünüyorum.
3) Türkiye’de bir zamanlar çok önemli bir kurum vardı; Planlama Teşkilatı. Yeniden kurulmasını ülkemiz için çok önemsiyorum.
4) Son günlerde ülkemiz çok zor dönemlerden geçerken ulusal yardım konusunda bile birbirleri ile kavga eden ülkemizdeki bu siyasi yapıya güvenmiyorum. Bu siyasi yapıyı onaylamıyorum. Ben siyasetteki yerimi KEMALİZM olarak nitelendiriyorum. Ve herkese Sayın Sinan Meydan’ın 13 Ocak 2020’deki yazısını okumalarını öneriyorum.
5) Bu arada son önerim İstanbul’un nüfusunu lütfen 6-7 milyona indirin. Hiç olmazsa bu virüs salgınından sonra hayırlı bir karar alın.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/
Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html |