21 Ekim 2018

Ulusal ve uluslararası ilişkiler, Mustafa Kemal’i geç tanıyanlar ,
Yeni Dünya Düzeni, Sinsi tehdit küresel ısınma, Şimdi ne yapmalıyız?..

Ulusal ve uluslararası ilişkiler
Ülkemizin son günlerini gerek görsel ve yazılı medyayı, gerek yandaş ve ulusalcı medyamızı, gerek iktidar ve muhalefetin gündemini sadece şu iki isim meşgul etti.

Biri Cemal Kaşıkçı diğeri papaz Brunson. Bence iki niteliksiz kişilik.  

Bu Cemal Kaşıkçı denen adam, şayet ülkemizde değil de başka bir ülkenin konsolosluğunda kaybolsaydı bizim basınımızın iç sayfalarında bile haber niteliği olmazdı.

Brunson denen papaz bozuntusu ise zaten başlı başına önemsiz bir kişilik

Şimdi bu iki kişi üzerinden küresel mücadele devam ediyor, nasıl mı?

1) ABD her ne kadar Suudi krala “Çok sert yaptırım” diyorsa da bu kararı alamaz. Tarihte ilk kez veliaht prens ABD’ye “Siz tarihte yok iken biz burada vardık” diyerek bir nevi meydan okudu. Açıkça artık ABD çok kutuplu dünyada küresel haydutluk döneminin geçtiğinin, Çin ve Rusya’nın her gün daha büyük bir güç olarak dünya siyasetine ağırlık koyduğunun anlaşılması gerekiyor. Şimdi ABD’nin parası dolar devre dışı bırakılırsa, işte o zaman işte dünya huzura kavuşur.

2) Putin’in küresel siyasetteki ustalığı ve olaylara soğukkanlı davranışına en güzel örnek; önümüzdeki günlerde gerek papaz Brunson ve gerekse kaşıkçı olayı nedeni ile Türkiye karşıtı gelişmeler olacağı olasılığına karşın ülkemize teşekkür ederek Türkiye’nin yanında olacağını ifade etmiştir.

3) Birkaç gün sonra ülkemizde Rusya, Türkiye ve Avrupa liderleri ile yapılacak olan toplantıda görülecek ki Putin’in siyasi ağırlığına tanık olacağız.

Mustafa Kemal’i geç tanıyanlar    
Bu bölümde Sayın Soner Yalçın’ın bir köşe yazısından esinlendim.

Yazar, “Özal - Erdoğan farkı” isimli makalesinde diyor ki; “Gazeteciliğe yeni başladığım günlerde görevlerimin arasında Turgut Özal’ı takip ediyorum. Özal başbakanlığı döneminde Atatürk’ü pek ağzına almazdı fakat cumhurbaşkanı olduktan sonra, ‘Kitap okumak için çok zamanım oluyordu bir gün Ata’nın NUTUK kitabını okudum, okudukça hayretler içinde kaldım. Atatürk’ün çok büyük deha olduğunu kitabın her satırında daha iyi anlıyorum, kendisine hayran oldum’ dediğine tanığım.”

Şimdi sizlere başka bir örnek vereyim; Genelkurmay eski başkanlarımızdan İlker Başbuğ askerlik hayatı boyunca teğmenlikten genelkurmay başkanlığına kadar yükseliyor. Bir darbe ile Silivri’ye tıkılıyor, zamanı bol, artık Atatürk’ün bütün eserlerini okuyor, hem de satır satır. Cezaevinden çıktığında Mustafa Kemal uzmanı oluyor.

Şimdilik bu iki örnek ile yetinelim ve Sayın Yılmaz Özdil’in son olarak her yaş gurubu için ve pek çok dilde yayınlanan MUSTAFA KEMAL kitabını lütfen çokça önemseyelim.

Şimdi önerim Kemal Kılıçdaroğlu’na; siz geçtiğimiz günlerde tüm partilerinize Soner Yalçın’ın bir kitabını önermiştiniz, şimdi isterseniz tüm aday adaylarınıza bu kitabı önerebilirsiniz.

Yeni Dünya Düzeni
(Özel not: bu başlık bana aittir, alıntı değildir.)    

Önce mevcut dünya düzeni nedir? Ondan söz edelim;

Son yıllarda küresel güçler ve bölgesel güçlerin tarihin en büyük savaş manevralarına tanık oluyoruz, sadece bulunduğumuz yıl içinde küçüklü büyüklü 13 savaş manevrası yapıldı. Rusya, yaklaşık 300.000 askeri ile Asya’da tarihin en büyük manevrasını yaptı. Şimdi de NATO ve ABD, Norveç’te Rusya’ya karşı çok büyük manevra yapıyor hatta Türkiye de Doğu Akdeniz’de çok başarılı manevralar yapıyor.

Ve dünyada küresel silahlanma yarışında çok büyük bir artış görülüyor sanki dünya büyük bir dünya savaşına hazırlanıyor. (Üçüncü dünya savaşına)
Bu arada karşılıklı meydan okumalarında Rusya lideri Putin’in ağzından şu talihsiz açıklama geldi.

“Eğer bir nükleer savaş olursa Amerikalılar sadece ölecek, biz ise cennete gideceğiz” dedi. Oysa nükleer bir savaşta milyarca yıldır var olan dünyamızda canlı hayatın kalmayacağını en iyi kendilerinin biliyor olması gerekirdi.

Sinsi tehdit, küresel ısınma
İşte bugün dünyayı tehdit erden küresel ısınma, susuzluk, açlık ve göçler. Bende küresel ısınmanın bedeli ile ilgili 100’den fazla evrak birikti. Sadece başlıklarından söz edeceğim, içeriğinden söz etmeyeceğim.
 
1) Dünyada Çin, ABD, Japonya ve Atlantik’te kıyısı olan ülkeler, başta İngiltere, Hollanda büyük kasırgalarda her defasında eskisinden biraz daha fazla hasar görecekler.

2) Her yağan dolu bir öncesinden daha iri olacak.

3) Ülkemizde nehirlerimiz 4 derece alarm veriyor Ege’de Gediz ve Menderes nehirlerini kaybettik, zehir akıyor. Trakya’yı ise tamamen kaybettik, sağlıklı ürün almamız artık mümkün değil.

4) Güneydoğumuzda Dicle ve Fırat nehirlerimizi besleyen bölgemizde tarihte görülmeyen bir kuraklık yaşanıyor.

5) Göllerimizi kaybediyoruz, 1.500 deremiz kurudu. Sulak alanlarımızın çoğu bir daha geri gelmeyecek gibi yok oldular.

Şimdi ne yapmalıyız?
Ben bu yazımı 10 Ekim’deki yazımdan güney kutbundaki tüm ülkelerin işbirliğinden söz etmiş bunu farklı alanlarda da yapmalıyız demiştim. Görüşlerine değer verdiğim bazı dostlar bu konuyu tekrar işlememi istediler. O halde neler yapmalıyız;

Önce ANTARKTİKA ANTLAŞMASI nedir, ondan söz edelim;
1961’de imzalanan Antarktika antlaşması kutup sorunlarına açıklık getirdi. Bugün 40’tan fazla ülkenin imza koyduğu bu antlaşma ile barışçıl hedeflerle ve bilimsel araştırma amaçlı kullanılmasını güvence altına almıştır.

Ve şu yorum çok çarpıcıdır “Kutuplar, ay veya diğer gök cisimleri gibi kimsenin malı değil dünyanın malıdır.”

İşte benim burada önerilerim;

1) Tüm kirli nehirleri kirleten kirli sanayiler hakkı olan ülkeye bedelini ödeyerek bir çölde toplansın ve arıtma giderleri ortak karşılansın.

2) Bu çöl bölgesinde sonar (güneş) ve rüzgâr türbinleri kurulsun. Avrupa ülkeleri (Türkiye dâhil) ortak yatırımlarla havayı kirleten ve küresel ısınmayı tetikleyen tüm termik santrallardan kurtuluruz.

Burada özel bir not; ülkemizdeki 60’a yakın yapılacağı bilinen termik santralın halkımızın sağlığını tehdit etmesi sonucu halkımızın tedavi için yapacağı harcama termik santralların getirisinden daha fazladır.

Şimdilik yazıma son veriyorum ancak uyarılarıma önümüzdeki süreçte devam edeceğim.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html