Son günlerde pek çok siyaset yorumcusu, siyasi parti başkanları ve hatta sözde çok saygın ekonomi yorumcuları konut sektörü ile inşaat sektörünü karıştırıyorlar. Konut sektörünü suçlarken inşaat sektörünü suçluyorlar.
Bu yazıdan amacım siyasetimizin bu yanılgısından ülkemiz için çok önemli olan İnşaat sektörü gerçekleri ile halkımızı aydınlatmak.
Önce şu konuyu siz okuyucularımla paylaşayım, ben on iki yıl İnşaat Mühendisleri Odası Ege Bölge başkanlığı yaptım. Çeşitli basın kuruluşlarında yüze yakın makale yazdığım gibi pek çok televizyon programı ve konuşmalar yaptım. O zamanlar dışa bağımlılığı aşan sektörümüz uluslararası alanda çok başarılı olmuş ülkemiz ekonomisine çok katkıları olmuştur. Dünya ölçeğinde çok başarılı inşaat mühendislerimiz olmuştur.
İnşaat sektörü hizmet alanları
İnşaat sektörü 36 ana daldan ibarettir konut sektörü ise onun sadece bir koludur. En önemli sektörleri şöyle sıralayabiliriz.
1) Ülkemiz için çok önemli olan barajlar
2) Sulama kanalları
3) Gerekli olan havaalanları, karayolları köprüler
4) Şu an için ülkemizin eğitim sistemimizin kalitesi için otuz bin yeni okula gereksinim vardır görev inşaat sektörünündür
5) Öğrenci yurtları; gençlerimizi tarikat yurtlarından korumak için binlerce yeni yurda ihtiyacı vardır.
6) Rüzgâr enerjisi için yapılacak türbinler
7) Kentlerin alt yapıları, kanalizasyon hizmetleri
Yukarıda söylediğim gibi bunlar inşaat sektörümüzün sadece bir kısmı. Ayrıca bazı konularda ayrıntılar önem taşıyor. Biraz da onlardan örnekler verelim.
1) Geçtiğimiz günlerde Hasankeyf’de bir süre sonra su altında kalacak olan tarihi eserleri açık hava müzesine taşıyan ve dünya çapında bir başarı kazanan inşaat sektörüdür.
2) Şu gerçeği kabul edelim ki Türkiye deprem riski taşımaktadır işte o zaman hizmet görevi inşaat sektörüne düşer. Depremden sadece konutlar etkilenmez, enerji, sanayi ve ulaşım yapılarını göz ardı etmemek gerekir.
3) Dünya iklim değişikliği riski hızla yer küremizi tehdit ediyor. Avustralya’da kuraklık ülkeyi kasıp kavuruyor ülke felaket olarak nitelendirdiği bu duruma karşın sıkıyönetim ilan etti. Güney Afrika iki yıldır kuraklık yaşıyor ülke açlık ile karşı karşıya. ABD’nin Kaliforniya’sında aşırı kuraklık on iki yıla ulaştı, yangınları bile söndüremiyorlar, çünkü suları yeterli değil. Kuraklık şu anda Portekiz, İspanya ve İtalya’yı hızla etkiliyor. Tüm dünyayı etkileyen iklim değişikliği krizi sonucu ülkemiz de yakında etkilenecek. Önümüzdeki yıllarda dünya, özellikle bölgemiz ülkeler arası su kavgalarının içinde olacak ve küresel açlık tüm dünyayı etkileyecek. Mesela buğday stratejik ürün oldu.
İşte bu koşullarda Türkiye geleceğini kurtarmak için inşaat sektörüne ihtiyacı var, üstelik milyarlarca dolarlık yatırım ile. Geçen haftaki yazımda geçen “Yeşil Kanal” konusunu anımsatmak isterim. “Ülkemizde Karadeniz Bölgesi’ne yağan, bölgede ölüm ve de yıkıma sebep olan aşırı yağmurları “Yeşil Tünel” (Bu isim bana aittir) ile İç Anadolu’ya aktarmalıdır. Ancak İç Anadolu’yu ve Konya ovasını kurtarmanın bedeli 25 milyar dolardır.”
Bu ve bunun gibi konularda inşaat sektörünün görevleri çok, çok fazladır. Yurt dışı görevleri ayrıntılarına şimdilik girmiyorum.
Yakın zamanda bu konuda farklı paylaşımlar da yapacağım.
Son söz
Konut sektörü ile inşaat sektörünü lütfen karıştırmayalım.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html |