| Seçim Sonuçları, gözlemler, yanılgılar ve yorumlar, sosyo-ekonomik  analiz,Ana  muhalefet partisi CHP’nin durumu, Dış siyasetimiz...
 
 
 | 
        
          |  Seçim Sonuçları,  gözlemler, yanılgılar ve yorumlar İtiraf edeyim ki ben daha ilk turda cumhurbaşkanının  seçileceğini tahmin etmemiştim, seçimin ikinci tura kalacağına inanıyordum.
 
 Beni yanıltan nedenler Muharrem İnce’nin özellikle büyük  kentlerde, mitinglerindeki katılımcılar kadar oy alamaması. Ben İzmir CHP  mitingine katıldım, çok coşkulu bir kitle vardı. Özellikle gençler çok yoğundu  ancak ne yazık ki o kalabalıklar kadar oy alamadı. İstanbul ve Ankara’da ki  kalabalıklar kadar oy alınmaması da beni yanılmamda etkili oldu.
 
 Seçim  sonuçlarının sosyo-ekonomik analizi
 Önümde il il seçim sonuçlarının listesi var ve bu illerin  kalkınmışlık verilerini de kayda geçtim, sonuç;
 
 A) Hangi ilde kalkınmışlık düzeyi düşükse kendilerini sağ /muhafazakâr/  liberal olduğunu ifade eden AK partiye; 
              Hangi ilde kalkınmışlık düzeyi yüksek ise oylar ağırlıklı  olarak kendini sol / sosyal demokrat ifade eden CHP’ye,
 
 B) İlçelere gelirsek hangi ilçede dar gelirliler yaşıyorsa  oylar AKP’ye, 
              Hangi ilçeler de yüksek gelir gurupları yaşıyorsa oylar  sözde solcu CHP’ye (Kadıköy ve Bakırköy gibi)
 
 C)  Aynı sonuçları  mahalle mahalle olarak aldım, sonuç farklı değil. Mesela İzmir’in en varlıklı  kişilerinin yaşadığı Bostanlı gibi Mavişehir gibi bırakın İzmir’in, Türkiye’nin,  belki de dünyanın en gelişmiş ülkelerinden bile daha varlıklı bir kesimin  yaşadığı bu semtlerde oylar %90 gibi CHP’ye giderken İzmir’in gecekondu ve de  yoksul mahallelerde oylar AKP’ye gitti.
 
 Sonuç; seçim sonuçlarını sosyo-ekonomik kulvarda açıklayamayız.
 
 O zaman bu sonuçların analizini şöyle açıklayabiliriz. Ülkemizdeki  seçimleri etkileyen ana faktör dini inançlardır. Türkiye’de laiklik artık  tarihe karışmış. Seçim sonuçları açıklandığında atılan sloganlara bakarsak  ülkemizde Sünni Müslümanlık dayatılmış.
  
 Hiç tereddüt yok bu ABD ve İsrail projesidir. Çünkü İran’dan  başlayıp Irak Suriye ve Yemen’e kadar Şii-Alevi kuşatması sonunda ancak Sünni  bir Türkiye ile dengelenebilir. (Büyük Ortadoğu Projesi) İsrail’in ulusal  güvenliği için bu şarttır, tabii ki ABD İsrail’in güvenliğini korumak  zorundadır.
 
 Eğer Türkiye’mizdeki seçimlere atılan sloganlar bakarsak, “Mustafa  Kemal’in askerleri” sloganı, “İzmir Marşı” ve “Onuncu yıl marşı” yenildi. “Ya Allah,  bismillah Allahu ekber” kazandı.
 
 
 
  İç  siyasetimizin diğer bir boyutu ne yazık ki ana muhalefet partisi CHP’nin durumu; Ben ısrarla artık Kılıçdaroğlu’nun istifa edeceğini  bekliyorum, ancak istifa etmeye hiç niyeti yokmuş gibi. Eğer koltuğu  bırakmamasının nedeni Kürt meselesinde Türkiye’nin çekincelerini kaldırmak veya  vatan haini Seyit Rıza’nın itibarını iade etmek gibi düşünceleri varsa partinin  tarihine en büyük ihaneti yapmış olur.
 
 Ben Sayın Muharrem İnce’nin dış politikalarını da hiç  onaylamıyorum. Düşünüyorum, bu CHP’nin ıslah olacağını artık inanmıyorum. Acaba  Mustafa Kemal’imizin kurucu değerleri öncülüğünde, ekonomide altı oku  tartışmasız hedefleyen yeni bir siyasi parti kurulması acaba gündeme gelmeli mi?
 
 Dış  siyasetimiz
 Ülkemiz her gün ABD’nin kontrolüne giriyor. Son olarak S400  almamızı yaptırım sebebi olarak ilan ettiler. Türkiye’de bugün Rusya ile ABD’nin  jeopolitik çekişmelerini gözlüyoruz.
 
 Türkiye’nin 11-12 Temmuz’daki NATO toplantıların da  gelişmelerini önemsiyorum. Tabii ki bir de 18 Temmuz da casus rahip Brunson  davası var. Galiba baskılar sonucu salınabilir de!
 
 ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son  yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
 http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html
 |