06 Haziran 2018

Ulusal siyasetimiz, Dünya ülkemizdeki ekonomik gidişe nasıl bakıyor,
Ulusal iç politikamızda yeni bir gelişme, Uluslararası ilişkilerimiz...

Ulusal siyasetimiz
Son yazımdan bu yana iktidar ile muhalefet gurupları arasında ekonomik konularda ve sosyal içerikli konularda vaatler yarışı tüm hızıyla devam ediyor. önümüzdeki 20 günlük sürede bakalım daha neler duyacağız.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Muharrem İnce’nin adaylığı siyasi çekişmeye yeni bir boyut kazandırdı.

CHP yandaşları şimdi çok mutlu, artık Sayın Cumhurbaşkanı’mıza meydanlarda rakip olabilecek, halk ile içtenlikle diyalog kurabilen, mizah yeteneğinin tüm inceliklerini sergileyen farklı bir figür Sayın İnce.

Gerçi halk dalkavukluğu hiç ihmal etmiyor. zaman zaman mesela çay topluyor köylüler ile beraber. Ben siyasi yaşamında bu tür halk dalkavukluğunu çok gördüm, şimdi bazıları rahmetli olmuş milletvekili adaylarımız vardı. İsimlerini vermiyorum bizim yörede tütün kırarlardı ve ertesi gün basına servis ederlerdi. Ben de adaydım, nefret ederdim böyle popülist davranışlardan yani bunlar yeni değil eski numaralar Sayın İnce.

Dünya ülkemizdeki ekonomik gidişe nasıl bakıyor
Elimde yurt dışındaki uzmanların görüşleri ve yorumları var. Ben bunlardan Cumhuriyet yazarı Özgen Acar’ın “Kavşak” başlıklı bugünkü yazısından alıntı yapıyorum.

1) Makro ekonomist ve finans tarihçisi Russell Napier “Türkiye’yi büyük bir kriz bekliyor, Türkiye’nin iflası başladı en geç seçimlerden sonra TL muazzam değer kaybedecek. Türkiye 400 milyar dolar borcunu ödeyemeyecek duruma geldi.” Ve bir uyarı, “CHP cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce seçilirse onunla birlikte Türk halkını enkaz bekliyor.”

2) Alman Die Velt gazetesi “Erdoğan lira kriz kişisel eleştirileri karşısında çaresiz kaldı. Dolar pahalandıkça özel borçlar kabarıyor ve Türkiye ekonomisi mahvoluyor. Uzmanlara bakılırsa Türkiye sonunda IMF’ye (Uluslararası Para Fonu) sığınmak zorunda kalacak”

Gerçi uluslararası uzmanların daha pek çok uyarıları var, bunlardan bazıları kişilere yapılan eleştiriler olduğundan onları değerlendirmedim.

Ulusal iç politikamızda yeni bir gelişme
Siyasi partilerimiz seçim bildirgelerini açıkladılar. CHP seçim bildirgesi 226 sayfa, İyi Parti’nin ise 138 sayfa. Bu büyüklükteki programlar aslında okunmasın diye yapılır. Partinin her uzmanı kutuya bir görüşünü atmış bunlar bir araya gelmiş, içerisine M Kemal Atatürk’ten bazı alıntılar koymuşlar al sana seçim programı olmuş.

Ekonomik seçim vaatlerini anladık ancak siyasi seçim vaatlerini kabul etmiyorum;

1) Sayın Kılıçdaroğlu sen Kürtler ile yerel yönetimlerin özerkliklerini AB stantlarına kavuşturamazsın Türkiye’nin koyduğu çekinceleri kaldıramazsın buna gücün yetmez.

2) Her ne kadar seçim bildirgesine yazmadıysan da konuşmanda “Tunceli” ismini “Dersim” olarak değiştirmekten söz ediyorsun. Sakın bu hayale kapılma ne senin gücün ve hatta Sayın Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olsa bile ne de onun gücü Tunceli’yi dersim yapmaya güçleriniz yetmez. Bir de Dersim olayları ile bütün arşivleri açacakmışsın,  hiç seni uyaran bir CHP milletvekili çıkmadı mı, o arşivlerin hepsi çoktan açıldı.

3) Yine beyanname ile ilgili yaptığın bir konuşmada sağ ve sol siyasetlerin Fransa ihtilalinin bir ritüeli olduğunu söylüyorsun, CHP’nin sosyal demokrat bir parti olduğundan söz ediyorsun. Bu partinin siz göreve gelmeden önce solculuk kanadı çok güçlüydü, biz kendimizi Kemalist sol olarak tanımlardık. Ayrıca şunu iyi bil, Mustafa Kemal hiç bir zaman sosyal demokrat olmamıştır.

SON SÖZ: Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihini değiştirmeye senin gücün yetmez Sayın Kılıçdaroğlu. Ve siz, sayın milletvekilleri, sizler sıraladığım bu konularda susmayı mı tercih ediyorsunuz? Yazıklar oksun sizlere.

Uluslararası ilişkilerimiz
Türkiye’nin jeopolitiği (coğrafyası) iki küresel güç Rusya ve ABD arasında çıkar çatışmalarında tenis topu gibi. Oradan buraya savruluyoruz açıkça ifade edeyim ki bu durum beni fazlası ile incitiyor.

Amerika’da devlet başkanlığına Trump’ın seçilmesi, yaptığı saçmalıklar gerçek dünya barışı için bir şans olabilir mi?

1) Trump diyor ki; önce Amerika şimdi tüm dünya ülkeleri, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere biz de önce Avrupa diyeceğiz dediler.

2) Ticaret savaşlarını başlatması göreceksiniz ki en kısa zamanda ABD’nin aleyhine dönecek ülkemiz bile alüminyum ve çelik ithalatına gümrük uygulaması karşısında ABD’den ithal ettiği pek çok ürüne aynı uygulamaya karar verdi.

Şimdi 50 yıldır dünyanın canını yakan ABD emperyalizminden artık kurtulma zamanı geldi. Tüm dünya ülkeleri birleşin. Afrika ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri, Asya ülkeleri hepiniz birleşin. Canının istediği ülkelere ambargo uygulayan 50 yıldır 10 milyonlarca insanın katledilmesine sebep olan ABD emperyalizminden kurtulmanın tam zamanı. Dünyanın gerçek barışa kavuşması için tam zamanı.

3) Türkiye ABD ilişkileri Sayın Dışişleri Bakanımız ile ABD Dışişleri Bakanının görüşmeleri için bir sonuç yok. Mümbiç görüşmeleri beklemede, ABD bizi sadece oyalıyor. Ekonomik bakımdan çöküşümüzü bekliyor. Bu görüşmenin bende bıraktığı izlenim böyle.

4) İsrail gerçeği, daha kısa bir süre önce Filistin halkını alçakça katleden bu ülkeyi NATO manevralarına davet etti. Bu alçak uygulamaya dünya seyirci kalacak mı acaba?

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html