30 Nisan 2018

Ülkemizin iç siyaseti, Dünyadaki Gelişmeler ve Türkiye’ye Yansımaları, Türk gençliği için umutsuz olmayın,  Milli Merkez’in Cumhurbaşkanı adayı özellikleri, Türkiye’nin görünümü.

Ülkemizin iç siyaseti
Ülkemizin iç siyaseti şu anda erken seçime kilitlendi. Kimine göre erken kimine göre baskın seçim toplumu adeta ikiye böldü. Liderler arasındaki gerilim saygı sınırlarını çok aşan konuşmalar toplumu da çok ayrıştırıyor...

Böylesi acı bölünmeler Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanmıştı. Bir tarafta Padişahın Kuvayı İnzibatiye’si diğer tarafta Kuvayı Milliye.

Bütün hain iç güçler ve parçalamaya gelen dış güçlere rağmen büyük önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK vardı... Bugün de bu açmazlardan halkımız kendi iradesi ile en iyi sonucu sağlayacaktır. Bu gün Atatürk yok ama onun TÜRK MİLLETİne ve özellikle gençliğe bıraktığı NUTUK var. Bugünlere yol gösterecek en önemli kaynaktır..

En iyisi iç politikamıza fazla girmeyelim Türk halkı gereğini yapacaktır.

Dünyadaki Gelişmeler ve Türkiye’ye Yansımaları
Dünya ne yazık ki liderler, başkanlar olarak en kalitesiz yöneticiler tarafından yönetiliyor. Son olarak Suriye’ye klasik, modası geçmiş bir yalana dayanarak yapılan saldırı bir süre sonra bu ülke liderlerinin tasfiyesi olarak sonuçlanacaktır.

ABD başkanı Trump, İngiliz başbakanı May ve de Fransız başkanı Makron siyaset sahnesinden silinip gideceklerdir. Aslında dünyada kapitalim liberalizm ve onun en alçak uygulaması olan emperyalizmin tarihin çöp sepetine gidiyorlar. Ama geride milyarlarca insanın acımasızca katledilmesi açlık ve sefalet, ahlaksız bir geçmişin acıları ile yeryüzünden defolup gidiyorlar.

Büyük önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün yılar önce bir öngörüsü gerçekleşti. “Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacaktır. Güneşin sabaha karşı ufuktan doğduğunu nasıl görüyorsam mazlum milletlerin bir bir uyanışını da insanlık görecektir”

Peki, ülkemiz siyaseti ne durumda; En yetkili kişinin ağzından “Ne ABD’den ne de Rusya’dan vazgeçeriz.” Bunun tek anlamı vardır, Türkiye jeopolitiğinin (coğrafyasının) avantajını yaşıyor. Amaaaa bunun da bir sınırı vardır, bu konuda kaygılarımı bir sonraki yazıma bırakayım.

Türk gençliği için umutsuz olmayın
Ülkemizde bazı yorumcular bilerek veya bilmeyerek ülkemizde bazı olumsuz koşulları bahane ederek özellikle gençlerimize yurtdışını gösteriyor. Sizlere hiç mi hiç katılmıyorum, bu nedenle Türk gençlerinin olağanüstü başarılarından söz edeceğim.

1) BERNA SÖZEN: Akdeniz Tıp Fakültesi araştırma görevlisi araştırmaları ile bilimde çığır açan akademisyenimiz.
2) Doç. Dr. ELİF İNCE: Nükleer fizikçi radyasyon yaymayan tomografi cihazı geliştirdi.
3) LİSELİ SELİN Turhan: NASA’da görev aldı.
4) İPEK ARSLANTAŞ: Uluslararası bilim yarışmasında matematik branşında birinci oldu. Yarışmaya 18 ülkeden 460 kişi katıldı.
5) BAHÇEŞEHİR ROBOTİK TAKIMI, dünya robotik yatışmasında dört bin takım arasında ilk üçe girmeyi başardı.
Ben bu Türk gençlerini, ailelerini ve öğretmenlerini içtenlikle kutluyorum. Daha nice gençler bozguncuların ifade ettiği en olumsuz koşullarda yetiştiler.
Öylesine inanıyorum ki, Türk gençliği gelecekte hem ülkemiz hem de dünya uygarlık bilimine çok hizmet edecektir.

MİLLİ MERKEZ’in Cumhurbaşkanı adayının hangi özellikleri taşıması gerekir açıklaması:
1) TBMM 98 yılında önceliğimiz yasama yürütme ve yargı erklerinin yeniden hayata geçirilerek ülkemizde hukukun yeniden tesis edilmesidir.
2) Milli merkez olarak muhalefet partilerinin cumhurbaşkanlığı için gösterecekleri adayların parlamenter sisteme dönüş konusunda inançlı ve kararlı olması gerektiğini vurguluyor ve adayların belirlenmesinde bu ölçülerin dikkate alınmasını öneriyoruz.
Hüsamettin Cindoruk

Milli Merkez başkanı
TBMM 1991-1995 dönem başkanı   
                 
Türkiye’nin dışarıdan görünümü
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’de de adalet anlayışına taktılar. (Aslında onların da bizden farkı yok, Hakan Attila davası kepazeliğini görmeliyiz)
AVRUPA BİRLİGİ; gittikçe çöken ve de her geçen gün ABD’nin güdümüne giren birlikte de adaletimiz ile ilgili kuşkuları var. Son ilerleme raporu özetine baktığımda Avrupa birliğinden hiç vakit geçirmeden çıkmamız gerektiğine inanıyorum.

O zaman mademki ülkede, içerde, dışarda hukuk, adalet talepleri var. Ben de şahsi bir düşünce ile bir aday önereyim; Metin Feyzioğlu mesela! Dünyanın en büyük Barosu olan İstanbul Baro’sunun da içinde olduğu Barolar Birliği başkanı, üstelik partisiz.

Not: Bu yazımı 29 Nisan günü saat 12.00’de yazıyorum. Bundan sonraki sürede dünya gündemi veya Türkiye’nin konumu değişirse ve şu an yaptığım yorumlar anlamını kaybederse sizlerden özür dilerim.

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sayın Osman Akbaşak son yıllardaki yazılarımı topladı. İlgilenen dostlarım şuradan ulaşabilirler:
http://www.osmanakbasak.com/Konuklarim/Orhan_Ayber/Orhan_Ayber_Yazilar.html