19 Aralık 2017
 
Siyasi Gelişmeler, İsrail'in Lübnan tehditi, Tek gezegen zirvesi,
Anadolu'yu Yeniden Keşfedelim, Ahlak Devrimine Gereksinmemiz Var.

Öncelikle SİYASİ GELİŞMELER
a) İç siyasi gelişmeler; ülkemizde yaşayan tüm yurttaşlarımızı ilgilendiren yeni yıl bütçe görüşmelerinde özellikle iktidar partisi ile ana muhalefet partileri arasındaki ahlak sınırını çok çok aşan tartışmalara kavga ve küfür karışması tekme tokat kavgalara tanık olduk.

Yazıklar olsun, tarihimizde olağanüstü şartlarda MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün kurduğu büyük millet meclisimizin bu durumu benim içimi acıttı.

b) Dış dünyadaki gelişmeler; gündemde öne çıkan haber ABD’nin en üst düzey komutanlarının genelkurmay başkanımızın konukları olarak ülkemize gelmeleri ve bir gün sonra diğer küresel güç olarak Rusya genelkurmay başkanının ülkemize gelişlerini ki görüşmeler gizli ve herhangi bir basın açıklaması yapılmadı.

Belki tekrar olacak ama coğrafyamız (jeopolitiğimiz) küresel güçlerin vazgeçilmezliğidir. Kurtuluş ve bağımsızlık savaşımız sırasında uzun yıllar savaştığımız Ruslardan aldığımız destek ve o günlerde bu jeopolitiğimizi çok iyi yöneten Atatürk’ün diplomasisi etkin olmuştur. Bu günde etkili bir diplomasiye gereksinimimiz var.

21 yüzyılının en seviyesiz haberi
“ONLARI TAŞ DEVRİNE GERİ DÖNDÜRECEGİZ”

Bu sözler İsrail’in istihbarat bakanı Yisrael Katz’a ait. Kast ettiği bir ülke, yaklaşık 6 milyon nüfusu olan bir ülke. Bir kent, bir kasaba bir köy değil. Küçük çocukları ile kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile koca bir ülke hedef alınıyor, üstelik de komşusu. Şimdi bu tehdit aynı anda hem İran ve ülkemize yöneliktir. İran’ın nükleer bomba yapması haklılığı doğar. Eğer en kısa sürede İsrail bu bakanı görevden almazsa tüm dünyanın İsrail’i haydut devlet olarak tanıması gündeme gelmelidir. Dünyadaki pek çok Musevi örgütlerinin bu açıklamaya şiddetle karşı çıkacağını sanıyorum.

Tek gezegen zirvesi
Bizim görsel ve yazılı basınımızın göz ardı ettiği bir haber. 50 ülke ve binlerce karar verici Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ev sahipliğinde Dünya Bankası Başkanlığı ve Birleşmiş Milletler öncülüğünde düzenlendi. Toplantıda iki ülke yoktu. ABD başkanı tüccar kafalı Trump hiç davet edilmedi ve bir de 80 adet kömür santralı kurmayı planlayan Türkiye yoktu. Pek çok ABD’li katılımcılar en kısa zamanda ülkelerinin Paris iklim sözleşmesine geri döneceğini belirttiler.

Özellikle Kaliforniya’nın eski ve yeni valileri ki küresel ısınmanın en büyük bedelini ödediklerini belirttiler.

Gelelim ülkemize; önümüzdeki günlerde kömür santralı kurmak isteyen çevreler ile yöre halkları arasında büyük mücadelelere tanık olacağız. Ben iklim değişikliği ile mücadele eden bir yorumcu olarak her zaman tereddüt etmeden halkımızın yanında olacağım.

Son gelişmeler
İsrail’in Kudüs’ü başkent yapma kararı birleşmiş milletler genel kurulunda 14 üye karara evet derken ABD tasarıyı veto etti. Bu ülkeler içinde İngiltere’nin bulunması ayrıca yorumlanması gerekir.

Öncelikle şu konular aklımıza gelebilir;
1) Trump başkan olması sonrası anglo sakson birliği çöküyor mu? (daha önce ABD’nin gerek Kanada ile gerek Avustralya ile ilişkileri gerilmişti)

2) Daha önce Avrupa birliğinden ayrılma kararı alan İngiltere’de şimdi kamuoyu yoklamaları tekrar AB’ye dönme eğilimi gösteriyor (ABD uygarlığı çöküyor, her ülkenin kaçışması doğaldır.)    
                                                                                  
3) Ülkemizde yayınlanan bazı gazetelerde bazı köşe yazarları ısrarla Abdullah Gül’ün önümüzdeki seçimlerde ısrarla Tayyip Erdoğan’ın karşısına Cumhurbaşkanlığına aday olacağını söylüyorlar. Abdullah Gül Ekseter mezunudur ve de İngiltere’nin en prestijli diz bağı nişanı sahibidir. Ben yine de bu habere ihtiyatla yaklaşıyorum ve “İngiltere Ortadoğu’da ABD’den bağımsız bir rol mü üsleniyor” diye düşünüyorum

4) Bugün ABD’nin ulusal güvenlik belgesi yayınlandı. Küresel düzeyde çok önemli gelişme bu konuyu önümüzdeki hafta yorumlayacağım.

ANADOLUYU YENİDEN KEŞFEDELİM isimli çalışmama gelen destekler çok yoğunlaştı. Bu konuda sizlere hükümetin de devreye girdiğini gösteren örnekler vereceğim.

Gıda tarım ve hayvancılık bakanı Fakıbaba “Haydi köyümüze dönelim” projesine inandığını belirterek köyden kente göçün durdurulması için “Özellikle kadınlara destek verilmelidir” dedi. Fakıbaba ayrıca örnek köy projelerini hayata getireceklerini söyledi ve 250 örnek köy geliyor dedi.  Örnek olarak Yozgat’ın Kabalı köyü Deveci Havzası meyvecilik entegrasyon projesinden söz etti ve “Örnek köy projeleri ile köy yaşamı kent yaşamından daha iyi olacak” dedi.

Bir diğer gelişme ise arazilerin tarım dışı kullanılması konusunda her ildeki dokuz kişilik toprak koruma kurulu aktif hale getiriliyor. Yandaş müteahhitler tarafından engellenmez ise olumlu gelişmeler.

Bir özel haber de, İzmir’de görev yapan bir öğretmen okulundan gerekçe gösterilmeden uzaklaştırılınca arıcılık yapmaya başlıyor. Şimdi herkesi bu öğretmene (Adı Hıdır Polat) destek olmaya davet ediyorum.

Bu arada bir çağrı da ben yapıyorum. Sayın Ali Koç geçtiğimiz günlerde siyasi yorumlar yaptın ama adın FB yöneticiliği olarak geçiyor.

Sizler de Sabancı ailesi de Anadolu’dan İstanbul’a gittiniz, bu halk sizleri sanayi devi olmanızı hep destekledi ama artık SİZLERİN DE ANADOLU’YA DÖNME ZAMANINIZ GELDİ.

Çağrım Koç holding yönetim kurulu üyesi Ali Koç’a ve Sabancı holding yöneticilerine. Artık sizlerin de Anadolu’ya dönüş zamanınız geldi. Şimdi Doğu Anadolu’da geçmiş günlerde yok parasına satılan başta Et ve Balık Kurumu dâhil geçmişte kapatılan yüzlerce fabrikayı yeniden açın. Ülkenin bütünlüğü için en kutsal görevi yapmış olursunuz.

AHLAK DEVRİMİNE gereksinmemiz var
Sarraf denen ahlaksız iş adamı yüzünden rüşvetin yaygın olduğu bir ülke olarak anılmamızdan en kısa zamanda kurtulmalıyız. Bu imajdan kurtulmak her yurttaşın öncelikli görevi olmalıdır. Yeni yetişen kuşaklarımıza yeni yetişen nesillerimize bu ahlaksız mirası bırakmamalıyız, bırakamayız.

Geçtiğimiz günlerde Sinan Meydan Osmanlı’da rüşvet çok yaygındı, Cumhuriyet’imize miras olarak kalacaktı ki Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i rüşveti öylesine yok etti ki ve öyle ahlaklı bir düzen kuruldu ki yıllarca rüşvetin adı bile anılmadı.

O dönemin ayrıntılarına girmeyelim şimdilik.  O dönemler hiç bir siyaset adamı çocuklarını iş hayatına bulaştırmazdı, hatta Adnan Menderes de böyleydi. Ancak büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuza uğurladığımız 1938’den sonra silah arkadaşı İsmet Paşa’yı ve daha sonra bir ahlak abidesi Bülent Ecevit’i ve pek çok Cumhuriyet aydınını kaybettikten sonra Cumhuriyet’imizin kurulduğu o aydınlık günlerde uyuyan veya uyurmuş gibi yapanlar ülkemizi bir kez daha rüşvetçi ülke konumuna düşürüldü.

Türkiye’mizin acil olarak AHLAK DEVRİMİNE gereksinimi var.