11 Aralık 2017
 
Lozan Tartışması, Sarraf davası, Man Adası,
Kudüs ve Başkent Tartışması Anadolu Babayiğitleri.

Küresel güçlerin mücadelesi Ortadoğu ve de ülkemiz üzerinde yoğunlaştı. daha birkaç gün önce gündemimizde Sarraf davası vardı derken, Man Adası gündeme girdi sonra baktık ki Man Adası meselesi yeteri kadar tartışılmadan (sadece iktidar partisi ile ana muhalefet partisinin seviyesi bir hayli düşük tartışması belleklerde kaldı). ve birden Kudüs meselesi gündeme geldi ve pek çok ülke ABD başkanı Trump’ı kınama yarışına girdiler.

Bizim basınımıza göre ise en etkili Sayın Cumhurbaşkanı’mız olmuş. Aynı anlarda bizim ülkemizi fazlası ile ilgilendiren LOZAN anlaşması gündeme oturdu. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Yunanistan ziyareti sırasında hiç gereği yok iken Lozan’ın güncelleşmesi talebi ülkemizin büyük bir bölümünde hiç hoş karşılanmadı. Bir de Yunanistan başbakanı Çipras’ın “1974 yılında Kıbrıs’ı işgal ettiniz” lafının yanıtsız kalması bizleri çok üzmüştür. Bu yazıyı yazdığım bugün Rusya devlet başkanı Putin ülkemize gelirken ABD’nin çok üst düzey komutanları da Genelkurmay Başkanımızı ziyaret edecekler. Peki, nedir bu ilgi ülkemize? Nasıl yorumlamalıyız

Şimdi ben bu gelişmeleri sıra ile yorumlamaya çalışacağım;

1) Sarraf davası; ABD mahkemeleri ister jürili olsun isterse jürisiz, ABD çıkarlarına hizmet eder. ABD Sarraf’tan istediğini aldı, onu İran’a doğru yöneltti ve İran’ı suçlayacak sonuçlara ulaştı. Belki de Rusya’yı hatta Hindistan ve Çin’i de kapsayan suç delillerine ulaşacak. Türkiye bence boşuna telaşlandı, gündemlerinde bence Türkiye yok ise de tehdit amaçlı kullanabilirler.

2) Man adası davası kapandı, sadece ada ile ilgili coğrafi bilgiler kaldı geriye.

3) Kudüs’ün İsrail’in başkenti olması hiç bir zaman gerçekleşmeyecek. Semavi dinlerin Kudüs’ü boykot etmesi İsrail’in turizmini baltalar. Bu da ekonomik kriz demektir ve ABD İsrail’in ekonomisine destek olmak zorundadır, tüccar kafalı Trump’ın işine gelmez çünkü ABD ekonomisi çökmek üzere.

4) Arap ülkeleri Kahire’de toplandı ve “ABD’nin Kudüs ile ilgili karar yok hükmündedir” dediler. Çarşamba İslam işbirliği konferansı var. Ülkemizde yine benzer laflar üretilecek, benim önerim başka; gelin ABD’nin bu kararına karşı Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetini tanımanızı teklif ediyorum, ilk girişimi de Azerbaycan’dan bekliyorum. “İki devlet, bir halk” palavraları karın doyurmuyor. Önümüzdeki günlerde senin Hazar gazın ile İsrail’in Doğu Akdeniz gazı rekabeti olacak. Kıbrıs yok sayılırsa bundan en kötü etkilenen Azerbaycan olur.

Ayrıca Kıbrıs’ın tanınması diğer körfez ülkelerinin gazlarını Avrupa’ya ulaştırmalarında yarar getirecektir. Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetin tanınmasının İslam ülkeleri için çok avantajları var. Bu konudaki ayrıntılar için şimdilik bu kadar ile yetinelim.

Sayın okurlarım, bugünden itibaren yeni bir çalışma başlatıyorum. Bu çalışmanın adı “ANADOLU'YU YENİDEN KEŞFETMEK.”

Önce pek çok tarım uzmanlarımızın şu ortak görüşlerini sizlerle paylaşayım. Son 14 yılda yağlı tohum ve türevlerine 37 milyar dolar, hububata 18 milyar dolar, pamuk lifine 17 milyar dolar, bakliyata her yıl 3 milyar dolar ödedik ve Türkiye 126 ülkeden sebze ve meyve ithal ediyor.

Benim görüşüm, Türkiye toprak ve iklim olarak en elverişli coğrafyadadır. Anadolu’nun ihracat potansiyeli ithalat dışı 40-50 milyar dolardır. İşte bu nedenlerle “Anadolu’ya yatırım yapacak babayiğitler arıyorum” sözümü yineliyorum. Bunun için sizlerin desteğine gereksinim duyuyorum. Ülkemizin her ilçesinde, her köyünde, her mezrasındaki tarımsal ve hayvansal potansiyelimizi lütfen bildirin, görüşlerinizi paylaşayım. (mail adresim orhanayber@yahoo.com)

Bu çalışma bir kitap olarak yayınlanacaktır. Şimdi elimdeki bazı örnekleri paylaşacağım;

Atanamayan öğretmen Selin Çelik (23) atanamayan 440 bin öğretmenden biri, şimdi köyüne dönüyor ve hayvancılık yapıyor 20 büyükbaş hayvanı var. Bu bayan öğretmeni ben içtenlikle kutluyorum.

Bir de Anadolu babayiğitlerin biri olan İsmail Akçura’dan söz edeceğim. Anemon otellerinin sahibi Manisalı iş adamı Kula’dan geçerken yanardağ eteklerindeki araziden toprak numunesi alır ve Fransa’da Bordeaux kentinde analiz ettirir. Sonuç çok olumludur, şarap üretimi için çok uygundur. Büyük miktarda arazi alır, milyonlarca dolar yatırım yapar.

Şimdi “Yatırım yapmak için otellerimi satmayı bile düşünüyorum” diyor. İşte size bir Anadolu babayiğidinin gerçek öyküsü.

Yenilerini bekliyorum, çalışmalarımı sizden gelecek önerilerle sürdüreceğim.