12 Kasım 2017
 
Suudi Arabistan'daki Gelişmeler, Ülkemizin babayiğitleri,
Çin 19. Komünist Parti Kongresi.

Suudi Arabistan'daki Gelişmeler
Son yazılarımda Suudi Arabistan'da kadınlara tanınan özgürlüklere çok önemsemiştim, amacım bu gelişmelerin dünyamızı, ülkemizi ne kadar etkilediği idi.

Son gelişmeler sonrası Suudi Arabistan ile ilgili tüm basınımızdaki haberleri ve yorumları topladım, konu ile ilgili tüm TV tartışmaları izlemeye çalıştım, ancak itiraf edeyim ki bunlar kafamı karıştırmaktan başka bir işe yaramadı.

Genellikle yorumlarda ön plana çıkan, kadınlara tanınan hakların bir ABD projesi olduğu, İsrail'in güdümünde İran karşıtı bir tezgâh olduğu idi. (Sanki bu ülke Osmanlı'dan koparıldığından beri önce İngilizlerin sonrada ABD'nin güdümünde değilmiş gibi)

Suudi Arabistan tarafından gerek İran, gerek Yemen'e gerekse Lübnan'a uygulanan yaptırımlara girmeyeceğim. Benim üzerinde durmak istediğim konu kadınlara tanınmaya başlayan haklar ve özgürlüklere atılan adımlar.

Son yıllarda Suudi Arabistan'daki elde ettiği haklar:
2015 Kadınlara ilk kez oy kullanma hakkı
2016 Evliliklerde kadınların rızasının aranmaya başladı
2016 Kadınlara erkek izni olmaksızın seyahat hakkı

2017 Kadınlara seyirci olarak statlara girme izni
2017 Kadınlara özgürce araba kullanma izni

Şimdi veliaht pens Muhammet Bin Selman'ın (Suudi Arabistan'ın yaklaşık 50 yıl tek yetkili kralı olacak) NEOM projesine bakalım.

Arap basınına göre NEOM Latince yeni ile Arapça müstakbel kelimesinden oluşuyor NEOM Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün'ü kapsayan 26.500 km2'lik yeni bir ekonomik bölge oluşturulması projesi bu bölgede kadınların ve erkeklerin birlikte çalıştığı ofisler dronlar, robotlar, fütüristlik yaşam alanları olacak ve bu bölgenin kendine özgü yasaları olacak.

Ve geçtiğimiz hafta Riyad'da düzenlenen uluslararası yatırımcıların katıldığı konferansta konuşan Prens Muhammet "Burası konvansiyonel şirketler için değil, hayalleri olanlar içindir" dedi.

Şimdi herkesin farklı devrimler anlayışı olabilir mesela geçtiğimiz günlerde 100. yılı kutlanan Çar'a karşın yapılan darbe de şüphesiz bir devrimdir

Ancak ben devrime bakışım KADINLARA TANINAN ÖZGÜRLÜKTÜR ve kadınlara tanınan özgürlükler tüpten çıkan macun gibidir. Bir daha geriye döndüremezsin, büyük önderimizin kadınlarımıza tanıdığı tüm dünyaya örnek özgürlüklere karşı ülkemizdeki karşı devrime karşın, şeriatçı kafaların tüm saldırılarına karşın, Türk kadını dimdik ayaktadır. On Kasım günü milyonlarca kadınımız büyük önderimize olan sevgisini göstermiştir.

Kadınların özgürlüğüne saldırılar bizde olduğu gibi karşı devrim ise kadınların özgürlüğü de bir devrimdir diyorum. Benim yanıldığımı söyleyen dostlar kusura bakmayın; BEN ÖZGÜR BİR YAZARIM.

Ve konumuza dönelim, Suudi Arabistan gibi dünyanın en gerici ve de çağdışı bir ülkedeki kadınlarına tanınan özgürlükleri kutluyorum.

Babayiğitler
Geçtiğimiz günlerde sayın cumhurbaşkanımız yerli araba üretecek beş babayiğidi kamuoyuna tanıttı. Takdim anında çok inançlı görünüyorlardı, mali güçleri ve de Türk halkından namusu ile kazanılan servetleri ile göz dolduran şahsiyetler. Şimdi bende hayalimdeki babayiğitlerden söz edeceğim;

1) Anadolu'yu yeniden keşfederek üretim ekonomisine destek verecek yaklaşık 130 ülkeden tarım ürünü ithal eden ülkemizi tarım ürünü ihraç edebilen, cari açığınızı kapatacak babayiğitler,

2) Hayvancılığımızı sadece 4 yılda küçükbaşta 80 milyona büyükbaşta 40 milyona ulaş- tıracak (Uzmanların yorumu) ve dünyanın iklimi en müsait ülkemizi küçücük ülkelerin ithal etlerine muhtaç etmeyecek babayiğitler,

3) Güneydoğu ve Doğu Anadolu'muzda ABD ve Avrupa emperyalizminin oyunları ile önce özelleştirilerek sonra da yok pahasına satılan 180'den fazla fabrikamızı yeniden açarak özellikle terör örgütlerine yönelecek gençlerimizi tekrar kazandıracak (Uzman görüşü en az bir milyon kişi) babayiğitler,

4) Şimdi ülkemizin en güzel sahillerini kiralamak isteniyor, sanıyorum yabancılara peşkeş çekilecek. Buraları alarak ülkemiz halkının denizle bütünleşmesini sağlayacak babayiğitler,

5) Ülkemizi ve dünyayı etkileyecek iklimsel değişikliği risklerini göz önüne alarak ilgili meslek kuruluşları ve üniversitelerimizin katkısı ile yeni yepyeni bir Anadolu efsanesi yaratacak babayiğitler,

6) ABD'nin dayatmaları ile Türk halkını zehirleyen mısır şurubu İsrail şirketi tohumlarına bizleri mahkûm edenleri ülkemizden kovacak babayiğitler özlüyorum.

Siz yazılarımı paylaşan değerli dostlarım ben hayal kurmuyorum o babayiğitleri bekliyorum. Bir gün o babayiğitler gelecekler. Ülkemizin ünlü sözü; "Belki yarın, belki de yarından da yakın."

Çok özel bir not;  geçtiğimiz günler Putin'in danışmanı Aleksandr Dugin ABD sizleri ekonomik bakımından çökertecek demişti ve bir B planınız olmalı demişti. Benim babayiğitlerim için Türkiye'nin B planı işte bunlar olmalı.

Çin 19. Komünist Parti Kongresi
Bence bulunduğumuz süreçte gerek dünyayı, gerekse ülkemizi derinden etkileyecek en önemli olay "Çin 19. Komünist Parti Kongresi" diyebilirim. Geçtiğimiz yıl yapılan "Bir kuşak, bir yol" projesi de dünyada çok ilgi uyandırmıştı, hatta Kanada bile bu projeye yatırım yapmayı düşünüyor. Oysa bu proje en fazla Türkiye'yi ilgilendiriyor. Daha önce bu proje ilgili çok ayrıntılı yazılar yazdığım için şimdilik erteliyorum.

Şi Cinping konuşmalarından önemsediğim başlıklar:

1) Yolsuzluklar ülkemiz ve partimiz geleceğine yönelik tehdit olmayı sürdürmektedir.

2) Kongre yol haritasının belirleyeceği politikaların küresel etkileri çok olacak.

3) Hiç bir ülkeye karşı hegemonyacı bir düşüncemiz olmayacak.

4) Çin uluslararası ilişkilerde "kazan kazan" ilişkisini teşvik edecek.

Geçtiğimiz günlerde APEC toplantısı sırasında ABD ile Çin arasında 250 milyar dolarlık tarihin en büyük ticaret anlaşması imzalandı.

Anlaşma sonrası bugüne kadar Çin'in Güney Çin denizindeki egemenlik kurma anlayışına karşı çok sert tutum takınan Trump, önce Amerika dedi. Anlaşma sonrası çağımızda diplomasi anlayışının "Önce ülkenizin çıkarlarını düşünmek" olduğunu gördük.

Biz de ders alsak ve diplomaside ülkelerle ilişkilerimizde sadece ülkemizin çıkarlarına öncelik tanısak, mesela Mısır ile ilişkilerimizi düzeltecek girişimlerde bulunmalı, Suriye ile dostluk kurulmalı gibi.


Çin'in ülkemiz için öngördüğü en önemli teklif yerel paralarla yapılmasıdır. Bu arada emekli general Noyan Umruk'un yaptığı bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Araştırmanın adı "Wall Street, Amerikan yüzyılının çöküşü." Amerikan dolarının rezerv para olması dünyanın da bunu kabullenmek zorunda kalması sonucu insanlığa çok acılar yaşattı.

Mesela Libya'da Kaddafi, petrolünü dolar ile değil avro ile satmaya karar verince bedelini çok ağır ödedi. Libya ekonomisi çöktü üstelikte avro kullanan ülkelerin iş birliği ile Saddam da aynı akıbete uğradı. Petrolünü dolar ile satmayacağını söyleyince ABD öfkesi ile ABD ordusu çöktü. Milyonlarca kadının ırzına geçildi. Irak mal varlıkları, tarihi yağmalandı.

Örnekler çok, ülkemizde de ABD dolarının rezerv para olması sonucu uluslararası şirketler Anadolu'muzu yağmaladı ve nihayet yeni küresel güçler ortaya çıktı, tek kutuplu dünya sona erdi.  Rusya, Çin, Hindistan gibi dolar egemenliği de tarihin çöp sepetine gidiyor.

Sayın Noyan Umruk'un yazısına dönelim. Çin büyükelçiliği Türkiye ile Çin'in Yuan ve TL üzerinden yapılmasını öneriyor. Çin, Brezilya ticaretinde Yuan'a geçildi bile. Türkiye ile Rusya arasında ticaretin Ruble ve TL üzerinden yapılması anlaşması yapıldı.

Bu arada değerli arkadaşım yüksek kimya mühendisi planlama müsteşarlığı kökenli milli merkez koordinatörü Haluk Dural'ın görüşlerini paylaşmak isterdim ancak yerim kalmadı. Daha sonra kapsamlı olarak ele alacağım, çünkü yerel paralar ile ticaret ülkemizin gündeminde hep  ve son şansımız olarak devam edecektir.