Bu yazımı yeni yıla iki gün kala yazıyorum. Gönül ister ki; ülkemize çok pahalıya mal olan 2016 senesine veda ederken 2017'den umutlu olalım...
Gerçi elimizde bizi mutlu edecek açıklamalar da var!...
Örnek mi; Sayın Cumhurbaşkanı İstiklal tünelinin açılışına telekonferansla katılarak size bir müjde veriyorum dedi ve OECD tarafından "Türkiye orta gelirli ülkeler sınıfından yüksek gelirli ülkeler sınıfına geçmiştir!!!" dendiğini aktardı.
Maliye bakanı Sayın Şimşek'de yeni yılın daha iyi olacağını ifade etti...
Bir de BDDK başkanı Mehmet Ali Akben'in açıklaması var... Uluslararası üç banka Türkiye'ye gelmek için sırada imiş...
Yeni yıla iyimser girmek isterdim fakat anayasa görüşmelerinde yaşanan tartışmalar pet şişeli kavgaları gördükçe siyasi partilerden de gelecekle ilgili ümidim kalmadı...
Bazı belediye başkanlarının büyük Önderimizin heykellerini kaldırtan görüntülerini görünce onlardan da ümidimi kestim.
Ve yine; ister havuz medyası deyin ister yalaka medya deyin isterseniz satılık gazeteciler... Bunların görüşlerine de tanık olduğumda basından da umudum kalmadı...
Bir de sekiz maddelik Moskova bildirisine göz atalım. Sadece 1. Maddesi bile yeteri kadar ilgi çekici; "İran, Rusya ve Türkiye çok sayıda etnik yapı barındıran çok dinli mezhepçi olmayan demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuri-yetinin egemenliğine ve bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygılarını bir kez daha ifade eder."
Bu bildiri şüphesiz ki tarihte Türkiye ve Mustafa Kemal önderliğinde yapılan Sadabat Paktı'na benzetilebilir. Ancak bugünkünün farkı Rusya'nın öncülüğünde yapılmasıdır.
Ülkemizdeki yandaş ve küpeli basın Türkiye'nin Rusya ve Suriye ile ilişkilerinin gelişmesine izin vermeyebilir ve ülkemize sonsuz olanaklar sunan Şanghay İşbirliği Örgütüne yönelmesinde sıkıntılar olacağını sanıyorum.
Bu nedenlerle 2017 için ne kadar iyimser olmayı arzu etsem de inandırıcı olamayacağımı itiraf ediyorum... |