Bu yazımı hazırlarken Türkiye’de tarihi bir tartışmaya tanık oluyorduk... Türkiye batı kampında ABD, AB ve NATO’da mı kalacak, yoksa Avrasya ŞANGHAY İşbirliği nemi yönelecekti? Tüm medyada bu konuda yorumlar yer aldı.
Şüphesiz ki bu tartışma tarihsel bir süreçte de zaten vardı. Ben bu konudaki tartışmayı son zamanların çok kullanılan deyimi ile açıklayayım; kimse kusura bakmasın ama bu kavga TÜRKİYE'nin jeopolitiği kavgasıdır. Türkiye'nin batı için önemi Rusya ve daha sonra da Çin’in ABD ve AB'nin güvenliklerini tehdit etmesidir. Bu nedenle Türkiye'nin duruşu siyasal tercihleri çok önemlidir.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın söylediği (Türkiye'yi Şangay İşbirliği Örgütü’ne alın, biz batıya elveda diyelim) sözü Türkiye'de siyasi partileri de böldü. CHP, grup toplantısından sonra, Selin Sayek Böke'nin açıklaması ile batının yanında pozisyonunu almış oldu. Böylece Türkiye'nin siyasi yapısı da ikiye ayrıldı. CHP ve dolayısıyla HDP “Batıcı” kampta yer alırken, Cumhurbaşkanı ve ona biat eden AKP'liler doğal olarak Doğu kampında yerini aldı. MHP'nin ne yapacağı her zamanki gibi net değil.
Ben bu yazımı 23 Kasım günü yazıyorum, yarın öğretmenler günü, fedakâr tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler gününü içtenlikle kutluyorum. Vatansever evlatlar yetiştirmeleri dileği ile.
Bu yazımı yazarken henüz Sayın Cumhurbaşkanı'nın, “Alacakları kararın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur” dediği, Avrupa Parlamentosu'nun kararını henüz bilmiyorum. Ancak alınacak kararın ve tartışmaların sonucunu yorumlamayı önemsiyorum ve önümüzdeki haftaya bırakıyorum.
Marakeş Zirvesi
Paris iklim antlaşmasının 4 Kasım 2016'da resmen yürürlüğe girmesi sonucu, imzacı taraflar Fas'ın Marakeş kentinde 200 ülkenin katılımı ile antlaşmanın ayrıntılarını görüşecekti. Ben de en çok ABD ve Türkiye'nin oradaki savunmasını merak ediyorum demiştim. Sonuç geldi. Dünya iklim konferansında sunulan bir rapora göre Türkiye en çok karbondioksit salan 58 ülke arasında iklim politikası olmayan tek ülke olarak ilan edildi.
Tanay Sıtkı Uyar, Türkiye'nin Avrupa'nın en rüzgârlı güneşli ve jeotermal enerjiye geçebilme potansiyeli olan bir ülke. Bunun için AB ülkelerinin ürettiği standart dışı klima buzdolabı gibi ürünlere yasak getirmeli kendi enerjisini kendisinin üreteceği konutlar yapılmalıdır dedi.
Türkiye'yi uyarıyorum, İstanbul'daki barajlarımız yarı yarıya boşaldı. İzmir'deki barajlarda ise tehlike çanları çalıyor. Kuraklık riski gerek temiz suya ulaşımda gerekse gıdaya ulaşımda ülkemizi tehdit edecek bir durum. Alınacak en önemli önlem tarımda boşa akan suya karşılık damlama sistemine bütün ülkede yatırım yapılmasıdır.
Su diplomasi sempozyumu. Stockholm’de dünyanın çeşitli ülkelerinden araştırmacıları, diplomatları, karar vericileri, düşünce kuruluşu yöneticilerini uygulamacıları ve diğer ilgili akademisyenleri bir araya getiren sempozyumda sınır aşan su kaynakları konusunda uluslar arası işbirliği konuşuldu. Sempozyumda aynı zamanda çatışmanın önlenmesi, su diplomasisi ve bölgesel işbirliği yaklaşımı, taban dinamikleri, toplum hareketi, NGO diplomasisi, çok aktörlü su diplomasisi, su diplomasisinde kadının rolü üzerine bildiriler sunuldu ve yuvarlak masa toplantıları gerçekleştirildi. Bu toplantıya ülkemizden tek katılan İnşaat Mühendisi Dursun Yıldız oldu. Toplantıdan elde edilen sonuçları önümüzdeki günlerde gazetemiz için yazacak.
|