08 Ocak 2016
Ortadoğu'da İkinci Arap Baharı (!)

ABD, Orta Doğu'da hedeflediği savaşı çıkartmayı başardı. Savaş, Şii inancı ile Sünni ve Vahhabi ittifakları arasında olacaktı. Amaçlananlar ise;
 
1. İsrail'in uzun süreli güvenliğini sağlamak,
2. Bölge ülkelerine silah satarak, ellerindeki bütün petrol dolarlarına el koymak,
3. İran'ı bölgede bataklığa sürükleyerek; ambargoların kalkması sonucu, ekonomisinin gelişmesini engellemek ve aynı zamanda  AB Ülkeleri'nin, İran'daki çıkarlarını engellemek.

Ancak burada çok önemli bir sorun var: Amerika ve İsrail gizli örgütlerince oluşturulan IŞİD Terör Örgütü; Rusya'nın da bölgeye müdahalesi sonucu etkisiz kalınca, iki gücün dengelenmesi için Sünni Blok'a Türkiye'nin de dahil edilmesi gerekiyordu. Bunun için, uzun zamandır ertelenen infaz emri, Sayın Erdoğan'ın Suudi Arabistan ziyareti ertesinde verildi.

Dünya medyası farklı yorumlasa da; eminim ki Sayın Erdoğan'ın, bu kararda herhangi bir iradesi olmamıştır. Suudi Arabistan, ABD'den talimat almadan Şii lideri idam edemezdi. Bence bu, basit ve alışıldık bir "ABD oyunu" gibi görünüyor.

Özel not: Uluslararası siyaset analizcileri ve strateji uzmanları, küresel ve bölgesel mücadeleleri "satranç oyunları" olarak yorumlarlar. Burada oyuncular, birkaç hamle sonrasını görmek zorundadırlar. Eğer siz, ilk hamlede "çoban matı" oluyorsanız ve üstelik yeterli danışmanınız, akıl hocanız ya da hamle ustanız da yoksa; bu zeka oyunlarından uzak durun derim.

Bu Şii ve Sünni Vahhabi savaşın, Yemen'deki gibi devam etmeyeceğini tahmin ediyorum. Bu savaşı ABD tetikledi ama gelişmeler farklı bir boyuta evrilebilir. Nasıl mı?.. Çatışma; acımazsızca sömürülen halkla, onları acımasızca ve ahlaksızca sömüren Suudi Saltanatının karşılıklı mücadelesine dönüşebilir.
 
İhtimaldir ki 21. asra hiç yakışmayan Suudi Arabistan Devleti, tarih sahnesinden silinebilir. Sadece Bahreyn, Katar, Riyad gibi kentler, ABD ve İngiltere tarafından, çıkarlarının korunması amacıyla için işgal edilir. Bütün paralarına el konulur, tüm zenginlikleri yağmalanırken; aynı dinin iki mezhebinin çatışmasından çıkar sağlamayı planlayanların hevesleri de, son Orta Çağ kalıntısı olarak tarihe gömülür.
 

"Bu sonuca ulaşmaktaki en etkin güç kim olabilir?" diye sorarsanız, "ATATÜRK'ün LÂİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ" derim.