27 Kasım 2015
Rusya Krizi - 1

Bugün yazmayı düşündüğüm konu, aslında ay sonunda Paris’te yapılacak cop21yani iklim değişimi zirvesi idi. Bu toplantıyı çok önemsiyordum, dünyanın ve insanlığın geleceği bu toplantıda idi. Fakat bir Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi hem ülkemizin hem de dünyanın gündeminde en ön sıraya yerleşti.

Oldukça geniş bir araştırma yaptım. Bütün dünyanın yayınlarını titizlikle inceledim.
Sadece bazı çarpıcı olanlarından söz ediyorum.

EL Cezire: Rusya Savunma Bakanı Lavros, Lazkiye Bölgesi’ne S400 ve S300 savunma sistemlerini yerleştirdi. (Bu bahane ile Lazkiye’ye İncirliği dengeleyecek bir üs oluşturdu)

Bundan böyle Rusya faaliyetlerini savaş uçakları ve güdümlü füzeler güvencesi ile yapacaklar ve potansiyel tehlike olarak görülen hedefler tahrip edilecek.

Askeri düzeyde Türkiye ile tüm temaslara son verildi. (Türk Genel Kurmayının girişimleri ile kısmen giderildi.)

El Cezire: Rusya Başbakanı Medvedev, Türkiye ile Rusya arasındaki ortak projelerin iptal edilebileceğini söyledi.

Türkiye’nin ekonomik kayıpları neler olur?
Türkiye’nin Rusya ile ticaretinde ihtiyaç duyduğu doğalgaz için ödediği dövizleri kısmen turizm (yılda yaklaşık 5 milyon) taze sebze meyve, müteahhitlik hizmetleri ile önemli ölçüde karşılıyordu. Rusya ile ilişkilerde tırmanma devam ederse, ekonomimizin en kırılgan noktası olan cari açığın daha da fazla olmasına neden olur. Özellikle Rusya’nın tek taraflı iptal ettiği ÜDİK’in (Türkiye-Rusya Üst düzey İşbirliği Konseyi) yeniden ele alınması gerekir.

ABD’nin tavrı ne olur?
Bu olaya gizliden gizliye seviniyor hem de gerilimin artmasının sorumluluğunun üstlenemeyeceği bir noktaya gelmesinden kaygı duymaktadır.

NATO’nun tavrı ne olur?
NATO Türkiye için herhangi bir savaşa kesinlikle girmez. İtidal tavsiye etmekle yetinir.

AB’nin tavrı ne olur?
Avrupa birliği, Türkiye’nin köşeye sıkışmasından yararlanmak için elinden geleni yapacaktır. Mesela Fransa başbakanı Manuel Walls, “Mültecileri Türkiye, Lübnan ve Ürdün alsın” diyerek IŞİD belasından kurtulmak isteyeceklerdir.

Yunanistan ve Kuzey Kıbrıs
Bu olayı alabildiğine istismar edeceklerdir. Şimdiden Türkiye’nin kendi hava sahalarını istismar ettiklerini kamuoyuna servis etmeye başladılar bile.

İran ve Mısır
Rusya’nın Türkiye’ye koyduğu gıda ambargosu nedeni ile Türkiye’nin taze sebze ve meyve üretiminin alternatif pazarları olduklarından kısmen sevinmelerine rağmen bölgede gerilimin tırmanmasından kendi ülkeleri adına kaygı duydukları belli oluyor.
Türkiye ekonomik olarak büyük hedefler öngördüğü Rusya uçağını düşürmesi ile Cumhuriyet tarihinin en büyük hatasını yapmıştır.

64. Hükümetin dış politikalar programı
Bu programı gazetemizde paylaşmak ve yorum yapmak istedim ancak kayda değer bir şey bulamadım. Daha önce yapmadıkları konuları yapmış gibi anlatıyorlar. Bir Türk-İslam düşünürünün bir sözü vardır, “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol”

Bu sözleri siyasetçilere uygulasak eğer şöyle söylemeliyiz: “Yapacaklarını vaat et ya da vaat ettiklerini yap”
Dış siyaset şakaya gelmez.
Bir de şunu göz ardı etmeyelim, Türkiye’nin dış politikası hükümetin görevi değildir.
Dış politikamız sadece saraydan yönlendirilir bunu bilmeyen var mı acaba?