13 Kasım 2015
G 20

G20 toplantısının önemini sanırım çok önceleri bu köşemde işaret etmiştim. Gerçi G20 toplantıları daha önceleri de yapılıyordu. Pek de fazla önemsenmiyordu. Çünkü tek kutuplu bir dünya ve tek kutuplu kapitalizm egemenliği söz konusuydu.

Bu kez durum ise çok farklı. Artık G20 toplantısının gündemi netleşti. Hatta yuvarlak masada hangi liderin nereye oturacağı bile belirlendi.

(Yuvarlak masada kimin nerede oturacağı nasıl saptandı bilmiyorum ama yetkiler biz Türkiye için, büyük küçük yok diyerek oturma düzenini kura ile belirleseydik daha iyi olur muydu diye düşünüyorum.)

Ben bu toplantıdan Türkiye’nin jeopolitik ve jeoekonomik çıkarları için çok şey beklemiştim. Ancak Sayın Cumhurbaşkanı’nın DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi’nde) yaptığı konuşmanın, G20 toplantısının bir provası gibi algılıyorum. O zaman da G20 toplantısından fazla umudum kalmadı diyebilirim.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Suriye ile ilgili görüşünün hala değişmediğini görüyorum. Oysa Rusya’nın Suriye’ye müdahale etmesi sonucu, Suriye’deki rejimin orduları gittikçe Suriye’yi kontrol etmeye başladı.

Böylece Rusya ile Türkiye’nin, Suriye üzerinde ki beklentileri farklılığı koruyor. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin bundan böyle daha da gerginleşeceğini tahmin ediyorum. 

AB’den bir ahlaksız teklif daha 
(Dış basından G20 yorumlarını önümüzdeki hafta değerlendireceğim) AB ülkeleri mülteci krizinin çözümünde ilerleme sağlarsak, Türkiye için yayınladığı ve ülkemizin, demokrasi suçladığı 2015 İlerleme Raporunu yumuşatacağı bildirmişler.

Yani biz Suriyeli ve diğer mültecileri ülkemizde barındırma kararı alırsak, rapor değişebilirmiş. Biz hele ‘Avrupa ülkelerindeki sıkıntı yaratan mültecileri hastalıklı olsalar bile, istenmeyenleri bize gönderin’ desek, ilerleme raporunda Türkiye demokrasisini göklere çıkaracaklar. Böyle rapor olur mu? Ayıp denen bir şey yok mu, utanmanız yok mu? Ben en çok ülkemizde hala Avrupa Birliği’ni medeniyet projesi olarak görenlere şaşıyorum.

ABD Eski Büyük Elçisi’nin Ergenekon itirafı
Diyor ki James Jeffery, “Askeri yetkililere karşı gerçek delillerin kullanılmadığının ve amatörce tahrif edilmiş sahte belgelerle olduğunun farkındaydık. Özellikle balyoz amatörceydi. Biz bu işe şaşıp kalmıştık.” 

Büyükelçi sizde hiç mi utanma yok. O davada bu ülkenin en seçkin ordu mensupları yargılandı. Bunlar NATO’nun ordusu değil miydi?  Siz böyle mi müttefiki olduğunuz bir orduyu koruyacağınıza bizi inandırabilirsiniz?

Biz bu kumpasların sizin talimatınız doğrultusunda olduğunu biliyoruz zaten.