Ben de bugünkü yazımı bir an için, iç politikamıza yönlendirmeyi düşündüm. İnanır mısınız yazmaya değer hiçbir şey bulamadım. Karşılıklı hakaret boyutuna varan suçlamalar, içi boş vaatler, birkaç oy uğruna vatanın namusu, Cumhuriyeti ve Atatürk ilkeleri ayaklar altına alınıyor.

Vazgeçtim. Ben yine nesiller boyu ülkemizi ilgilendirecek, uluslararası gelişmelere yoğunlaşacağım. Biliyorum ki, şu seçimler öncesi dış politikadan söz etmek, Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzer. Zaten gazetemizin internet yayınlarını düzenleyen arkadaşımızın da gözlediği gibi, seçimler yaklaştıkça yazılarımın paylaşımının azaldığının farkındayım. Olsun. Ülkemizin geleceğinin küresel güçlerin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel mücadelesinde şekilleneceğini biliyorum. 

O halde Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya devam edeceğim.

OECD’den iki çarpıcı açıklama 
1) Çoğu ülkede gelir dağılım eşitsizliği, son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. En adaletsiz gelir dağılımı olan ülkeler içinde ülkemiz üçüncü.

2) Her yıl 1 trilyon dolar gelişmekte olan ülkelerden, gelişmiş ülkelere akıyor. Peki, bu arada bu akan kaynağın ne kadarı ülkemizden ve hangi şekilde bu akış gerçekleşiyor. Hiç bu konuda ülkemizden bir açıklama yapacak bir siyasetçi biliyor musunuz?

Soros’un Çin’e tepkisi
Yazımızın başında sözünü ettiğim gelişmemiş, yoksul ülkelerin yıllık 1 trilyon dolarını iç edenlerden bir tanesi de spekülatör Soros. Ülkemizde pek çok yandaşı ve vakıfları var.
İşte Çin’in girişimleri ile Dünya Bankası ve IMF’ye alternatif dünya ölçeğinde yeni kurumalar geliştirmesi, kapitalizmin 30 yıllık saltanatının fiyakasını bozuyor. Bundan Soros da rahatsız. 

Açıklamasında önce Çin ülkesine Yuan ile ilgili bir destek veriyor. Ancak dünyadaki vahşi kapitalizm ve uygulamalarına ABD neo liberalizme karşı çıkarsa, ABD seni döver demeye getiriyor. 
Vazgeç Soros artık o dönemler geride kaldı. Renkli devrimlerle yüzbinlerce insanın kanını akıttın, artık geçmişinle hesaplaşma zamanın geldi de geçti bile. 

Çin’in beyaz kitabı  
Geçtiğimiz günlerde sizlere ABD güvenlik strateji belgesini daha sonra Rusya’nın, güvenlik strateji belgelerini ulaştırmış, yorumlarımı eklemiştim. 

Bu kez Çin’in beyaz kitabı yani güvenlik strateji belgesi yayınlandı. 
Özellikle aşağıdaki hususlar yer alıyor bu belgede.
Çin Hükümeti’nin yeni strateji belgesine göre donanmanın önceliği ülke karasularından çok, açık denizlerde güvenliği sağlamak olacak, Çin ordusu okyanuslar, uzay, nükleer güç ve siber savunmaya odaklanacak. Çin geleneksel olan karalar, denizlerden üstündür ilkesini terk ediyor. Savunma stratejisi ise aktif savunma olarak belirlendi. 
Yeni strateji kapsamında öncelikler
•    Okyanuslar 
•    Uzay
•    Nükleer güç
•    Siber savunma
Küresel güçlerin strateji belgelerinde dünyanın geleceği şekilleniyor. 
Ülkemiz bu belgeleri doğru yorumlar, ona göre yol haritası belirlerse sonsuz fırsatları yakalayabiliriz.