Sayın Akıncı, Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı; Önce şunu ifade etmek isterim ki; seçimlerden önce sizin değil, rakibiniz Sayın Derviş Eroğlu’nun seçilmesini arzulamıştım. Ancak Kuzey Kıbrıs halkının iradesine saygılıyım. Size görev yaptığınız dönemde içtenlikle başarılar diliyorum. Göreve gelir gelmez, Kıbrıs için ‘yavru vatan’ denilmesinden alındığınızı yazdı basın. Lütfen bu sözcükten alınmayın. Bizler soylu Türk ulusu, çocuklarımız 40’lı, 50’lili yaşlara gelse de onlara yavrumuz gibi bakarız.
Ayrıca göreve başlar başlamaz, Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Eiden’in, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile uzlaşma masasına oturduğunuz tarih ise 15 Mayıs günü. İşte bu tarihe itiraz etmeyişinizle, bizleri özellikle İzmirlileri çok incittiniz.
Çünkü 15 Mayıs İzmirimizin alçakça ve savunmasız olarak Yunanlıların, emperyalizmin de teşviki ile işgalinin 96. yıldönümü. 15 Mayıs 1919 yılında, Yunan askerleri ve onlardan cesaret alan yerli Rumların iki gün içinde 5 bin dolayında Türk’ü katletmişlerdir. İlk şehidimiz ve ilk kurşunun atıldığı gündür, 15 Mayıs tarihi.
İşte sitemimiz bundan dolayı.
Ayrıca uğraşım gereği Kıbrıs’ın, Türkiye’nin jeopolitiğindeki yerinin çok önemli olduğunu biliyorum. Bu nedenle aşağıdaki konularda sizi uyarma görevimi de ihmal etmeyeceğim.
1) Sayın Başkan oturduğunuz masanın karşısındakilere dikkat edin. Karşınızdaki masada batı dünyasının yani AB, ABD, İsrail gibi ülkelerin çok önemli ajanları yer alacaktır. Size tuzak kurmak için gerekenler yapılacaktır.
2) Bu toplantı ile ilgili daha yeni seçilir seçilmez, sizi masaya davet ettikleri gün, Akdeniz’de Rusya ve Çin’in, Batı’ya ve NATO’ya meydan okuduğu günlerdir.
3) Öncelikli amaç Türkiye’yi devre dışı bırakmak ve sonra da bir oldu bitti ile Kıbrıs’ı, NATO’ya alma projesidir. Böylece Kırım’ın Rusya’ya ilhakına karşılık, Akdeniz’de stratejik bir üs olarak kullanılacaktır Kıbrıs ve günümüzdeki sürekli tırmanan soğuk savaş, sıcak çatışmaya döndüğü anda Kıbrıs bu çatışmanın ilk hedefi olabilecektir.
4) Masada karşınıza alacağınız kişi ülkemizle ilgili pek çok sahte soykırım iddialarını kabul etmiş bir ülkenin temsilcisidir. Bu sahte iddialarla Türkiye ile barış söz konusu olamaz.
5) Yine Güney Kıbrıs Rum Kesimi yönetimi bilindiği gibi, ülkemizin istikrarsızlaştırılması için başta Öcalan’a sahip çıkmak dahil elinden geleni yapmıştır.
6) Bu yönetim, Yunanistan, Mısır ve İsrail ile yaptığı anlaşmalarla ülkemizin, münhasır ekonomik bölgesine, tek taraflı olarak el koymuşlardır.
Türkiye Cumhuriyeti halkı bunu asla kabul etmeyecektir.
İşte tüm bu gelişmelere dikkat edeceğinizi, ülkemizin çıkarlarını göz ardı etmeyeceğinizi umuyor, size bu görüşmelerde başarı dileklerimi sunuyorum.
|