2011 yılında ekonomik büyüklük olarak Japonya’yı geçerek ikinci sıraya yükselen Çin için pek çok analist, ABD’yi ancak 2025 senesinde geçebilir diyorlardı. Ancak gerek CIA, gerekse diğer ABD kurumları bu tarihi revize ederek 2020 senesini gösterdiler. Ancak bu yıl nisan ayında Çin, ABD’yi geçerek, dünya birinciliğine ulaştı.
Şimdi Çin’in en büyük hedefi bu ekonomik büyüklüğünü, kendi kültürünü ve sosyal hedeflerini dünyaya yaymak. Bu nedenle “Bir kuşak bir yol” projesini dünya gündemine taşıyor. Çin’den başlayacak olan bu çağımıza ait yeni ipek yolu projesi Türkiye’de sonlanacak. Çin bu projeyi fazlası ile önemsiyor ve pek çok ülkede, bu arada ülkemizde de konferanslar düzenleniyor.
Çin’in Orta Doğu özel elçisi Gong, bir kuşak bir yol projesinin Orta Doğu barışının önemli bir parçası olabileceğini söyledi. Açıklamada çeşitli ülke ve farklı kültürlerin kaynaşması ve işbirliğinin, çok kanlı geçmesinin barışla noktalanabileceğini söyledi.
Bu arada bu küresel projenin finansmanı için Asya Altyapı Yatırım Bankası (AAYB) da Çin’in öncülüğünde kuruldu. İlk yatırımı da Pakistan bölgesinde başladı.
İpek yolunun diğer istikrarsız bölgesi ise Türkiye’nin Güneydoğusu ile İran’ın Kuzeybatısı. Burada ayrıca, iki ülkenin yani Türkiye ve İran’ın ulusal bütünlüklerini bozmak isteyen, batılı ülkelerin ajanları cirit atıyor. Bölgede hâkim olan feodal yapı ve ekonomik altyapı eksikliği, işsizliği ve terörü destekliyor.
Düşünüyorum da, acaba İran ile Türkiye anlaşarak bölgesel ve bütünsel bir proje yaparak AAYB başvursak olur mu?
Tabii ki ilk akla gelen bunu siyasi partiler yapmalı doğrusu da budur. Oysa bizim partilerimizin böyle bir projeyi yapmayı bırakın, yapmayı düşünmesi bile çok zor.
Bu arada üniversitelerimiz böyle bir proje yapar mı acaba, diye düşünebilirsiniz. Sanmıyorum. Bizim üniversitelerimiz batılı Anglosakson düşüncesine göre kurgulanmıştır. Küresel mücadele ise sadece silahlı güçle olmaz. Kültürel mücadelede çok önemlidir. O halde bu projeyi yapmak bağımsız düşünen akademisyenlere kaldı demektir.
Ben iki ülke ve iki komşu bölgenin ipek yolu çerçevesinde, ekonomik altyapı ve olası sonuçları ile ilgili bir proje hazırlayacağım, ilgilenenlerin desteğini bekliyorum.
Nihayet bir parti başkanımız, siyasi partilerin kısır çekişmeleri arasında, Suriye’deki iç savaşın sonunda ülkemizin kayıplarından söz etti.
Peki, Libya’daki kayıplarımız ne oldu? Kaddafi öldürüldükten sonra yaklaşık 20 milyar dolar fazlası da var.
Mısır’daki kayıplarımızın tahmini bile zor. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye, kiminin Mursi’yi devirdiği için, kimisinin üniformalı diyerek, Türk siyasetinin cephe alması sonucu ülkemizin kayıpları 1 değil, 10000 Ak Saray’dan fazladır.
Su ve Enerji Uzmanı Dursun Yıldız’ın, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de enerji satrancındaki hamlesini aynen aktarıyorum.
Enerji satrancında hamle
Mısır, Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile ortak hareket ederek direkt aramalara katılacak.
Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis’in bir araya geldiği üçlü zirveden doğalgaz anlaşması çıktı.
Anlaşmaya göre, 12 Aralık 2013`te, ortak bölgede hidrokarbon kaynaklarının güçlendirilmesi ile ilgili yapılan anlaşma gereği Mısır Akdeniz’de iki ülkeyle ortak hareket ederek direkt aramalara katılacak.
Kahire yönetiminin Akdeniz’de yapılacak çalışmaların tamamına katılacağının netleştiği anlaşmaya göre ayrıca, Kıbrıs`taki doğalgazın Mısır’ın kuzeyindeki Dimyat bölgesindeki rafinerilerde sıvılaştırılması işleminin yapılacağına dair alınan ortak karar da yürürlüğe konulacak.
Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır arasında anlaşması sonucu yapılacak doğalgaz arama ittifakına önümüzdeki günlerde İsrail’in de dâhil olacağı belirtiliyor.
Geçtiğimiz hafta Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Palopoulas, Mısır’ı ziyaret etmiş ve Kıbrıs adası açıklarında ortak doğalgaz arama çalışmalarını karara bağlamıştı.
|