01 Mayıs 2015
Peşlerini bırakmayacağım

Sahte soykırım iddialarının 100 yılı geride kaldı. 1915’deki olayların gerçek sorumlularından Rusya ve Fransa ve de Almanya bu sahte tarihin arkasında yer aldı. Sadece İngiltere (Britanya İmp.)  en üst düzeyde Çanakkale’deydi. Nedenini biliyorum. ABD Başkanı, soykırım lafını anmadı ise de, bunun Türkiye’nin jeopolitik öneminden olduğunu da vurguladı. Şimdi ABD son zamanlarda Rusya ve Türkiye üzerinde oluşan dostluğun, Putin’in, Erivan gitmesinin sonucu bu dostluğa gölge düşeceği umudunun keyfini çıkartıyor. Önümüzdeki günlerde bu dostluğun bozulması için elinden geleni yapacağını tahmin ediyorum.

1915 olaylarının gerçek sorumluları olan ve Ermeni halkını devletine isyana teşvik eden bu ülkeler ile onların peşine takılan ve parlamentolarında soykırım kararı aldıranların tamamı 24 ülkeye karşı ülkemi savunmaya ve içimizde yaşayan küçük ödül ve çıkar peşinde koşanlara karşı gerek TV programlarımda gerek yer bulabildiğim basın aracı ile mücadele edeceğim ve peşlerini bırakmayacağım. Ta ki tüm dünya mensubu olduğum Türk Milleti’nin soyluluğunu, tarihi belgelerle kanıtlanan haklılığını kabul edene kadar.

Bu arada bir olumlu haberde İsveç’ten geldi. 

İsveç o kararı rafa kaldırdı
İsveç hükümeti örnek bir karara imza attı. İsveç hükümeti 2010 yılında Ermeni Soykırımı iddialarına yönelik aldığı kararı rafa kaldırdığını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Erik Boman, “100 yıl önce yaşanmış bir trajedi için araştırma yapılmadan parlamento kararıyla bir ülkenin soykırım uyguladığı ilan edilemez” dedi. 

İsveç hükümetinin, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaları ve Süryaniler hakkında 2010 yılında parlamentoda alınan kararın uygulanmasını rafa kaldırdığı, konuyla ilgili bağımsız bir kurulun araştırmasına göre hareket edeceği bildirildi. 

Japon Başbakanı ve Obama
ABD’nin, Pasifik’teki Çin’in, özellikle deniz gücünün yükselişini Japonya ile dengelemek için, Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı sonunda Anayasasına koyduğu “Japonya meşru savunma dışında, kendi sınırları dışında savaşma hakkı yoktur” maddesini değiştirmek istiyor. Bu arada İkinci Dünya Savaşı’nda, hayatını kaybeden 400 bin Amerikan Askeri için üzüntülerini ifade etti. Ancak asla özür dilemedi.

Aynı şey Çin içinde geçerli. İkinci Dünya Savaşı’nda orantısız bir güçle Çin’i işgal eden Japon ordusu, Çinli kızları seks kölesi olarak kullandırmıştı Japon askerlerine. Ancak bunun içinde Çin’den özür dilemedi.

Bizim ülkemizde ise tarihi gerçekleri saptırarak, uydurulmuş sözde Ermeni Soykırımı, sözde Süryani Soykırımı, sözde Rum-Pontus Soykırımı ve şimdilerde sözde Dersim Soykırımı için Türkler özür dilemelidir diyenler. Sizde hiç utanma duygusu yok mu? Bu ziyaretten çıkaracağımız bir ders daha var. O da Günay Çin Denizi’ndeki adacıklar üzerindeki egemenlik sürtüşmeleri ki bir Üçüncü Dünya Savaşı’nı tetikleyebilir. Biz ise Ege adalarını Yunanlılara göz göre göre terk ettik.  

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne uluslararası kumpas mı?
Türkiye Ege Denizi’nde şimdilik dışlandı. Münhasır ekonomik bölgesini de şimdilik kaybetti. İhanet şebekeleri, Türk ordusu Fırat’ın batısına çekilmeli derken, şimdi de Kıbrıs’ta seçimleri batılıların müdahalesi ile kazanan Mustafa Akıncı’nın, Kıbrıs’taki askerlerimizin, Kıbrıs’ı terk etsin talebi, gelir mi gelir. O halde bende açıkça söylüyorum. Ege Denizi’nde Türklerin hakkı vardır. Münhasır ekonomik bölgemizdeki hidrokarbon yataklarını Yunanlılara kaptırmayız. Türk ordusu vatan topraklarından, bir karışından bile çekilmez. Ve Kıbrıs’ta Türkiye’nin menfaatlerini göz ardı etmeyen bir anlaşma yapılıncaya kadar, o asker orada görev yapacaktır.