Değerli okuyucularım tam 10 yıldır, bu sütunlarda, televizyon programlarında ve pek çok konferanslarda Türk halkını, iki konuda uyardım. Bunlardan birisi, 24 Nisan 2015 yılında sahte belgelere dayanarak, Ermeni Devleti ve Ermeni diasporasının, Türk ulusuna yapacağı, ahlaksız saldırı idi. Diğeri ise Yunanlıların, Ege’deki adalarımızı işgali.
Ermeni Soykırımı
Ancak bugün görüyorum ki, her iki konuda halkımız yetersizde olsa, uyandı. Hatta hükümet kısmen tehlikeyi fark etti. Ancak Avusturya Parlamentosu’nun aldığı soykırım kararı sonrası büyükelçimiz geri çağırıldı. Bu yetmez derhal Türkiye’deki, Avusturya Büyükelçiliği kovulmalıdır. BÜYÜK ÜLKE BÖYLE OLUR.
24 Nisan 2015 dünya tarihinin iki önemli olayının 100. yılı.
Çanakkale Savaşları; bir ulusun, ülkesini işgal etmek isteyen emperyal güçlere karşı direnişinin, şanlı tarihin 100’üncü yılı. Ve diğer tarafta Ermeni terör örgütleri faaliyetlerinin yasaklandığı tarihin 100. yıl dönümü; bir tarafta yiğitliğin destanı, diğer tarafta kendi köyünde yaşadığı komşusunu kalleşçe katledenlerin, kanlı tarihinin 100. yıl dönümü.
Bu işi tarihçilere bırakalım deniliyor. 1915 yılında Doğu Anadolu’muzda savaşan iki ordunun arşivleri açıldı. Ancak Ermeni arşivleri hala açılmadı. Gelin bu işi hukukçular halletsin deniliyor. AİHM’sinde iddialarını savunmuyorlar bile, Lahey, adalet divanı soykırım değildir, diyor. Biz uluslararası hukuku tanımıyoruz, diyorlar. Sonra da gelin yüzleşelim diyorlar. Peki, o halde yüzleşelim diyoruz. Ancak bunların yüzleri yok ki nasıl yüzleşsinler.
Yunanlıların, Ege’nin adalarını işgali
Nihayet ülkemiz bu işgalin vahametini anladı. 26 Nisan günü Kuşadası’nda, bir siyasi parti miting düzenliyor. Keşke bu mitinge tüm partililer de katılsa idi. Gerçi bir tanesinin katılmayacağını biliyoruz. O parti Avrupa Parlamentosu’nun soykırımı tanıyın kararını da protesto etmeyi reddetmişti. O partinin, bu adaların ve çevresindeki deniz alanlarının, Yunanistan’a geçmesini olumlu bulacağını sanıyorum. Zaten onlara da ihtiyacımız yok.
|