Dil Bayramımız; 26 Eylül- 1 Ekim Dil Bayramımız... Bu aziz milleti birbirine bağlayan en güçlü bağ dilimizdir, Türkçemizdir. Dil Bayramımızı kutlayan tüm kişi ve kurumları kutluyorum, dil birliğimize saygısız davranan herkesi ise kınıyorum. Yüce Türk Milleti'nin Dil Bayramı'nı kutluyorum.

Ülkemizin güvenliği için
Geçtiğimiz gün de yazdım. Ülkemizin güvenliği, çocuklarımız, bu coğrafyada insanca yaşamamız için hemen Akdeniz'den Karadeniz'e kadar olan sınırlarımızı tamamen kapatalım. Artık IŞİD gerçeğini lütfen anlayalım. Söz konusu olan sadece bir terör örgütü değildir. 80 ülkeden gelen bu terör güçlerinin arkasında 15-20 milyon Sünni Iraklı-Suriyeli ve diğerlerinden oluşan bir blok vardır.

ABD'nin öncülüğünde oluşturulan dünyanın en güçlü ordularının, bu savaşın en az 3 sene süreceğini, başka türlü açıklamak mümkün değildir. 

Savaş Arap-Kürt savaşına dönüşme riskini fazlası ile taşımaktadır. Bu savaş Türkiye'nin de savaşa dâhil olma riskini taşır.

Batı ülkelerinin, hatta tüm dünyanın pasaportlarını iptal ettiği teröristlerin Türkiye'yi tehdit etmesi riski vardır.

Batılı sözde müttefiklerimiz başta Almanya, şimdiden Türkiye'nin güvenli olmadığı konusunda ülkemize gelecek turistleri uyarmaya başladı.

Türkiye Devleti öncelikle kendi halkını korumakla yükümlüdür. ABD nasıl gençliğini uyuşturucudan korumak için Meksika sınırına güvenlik duvarı yapıyor, Yunanistan ve Bulgaristan kendi ülkelerinin güvenliği için sınırlarımıza güvenlik duvarı ördü ise biz de vakit geçirmeden güvenlik için hemen bir duvar örmeliyiz

Bu duvarın maliyeti ne olur?
Yunanistan ve Bulgaristan kendi sınırlarını zaten kontrol altına aldı. Geri kalan sınırımız yaklaşık 2 bin 500 kilometre, 4 metre yüksekliğinde ve 30 santim genişliğindedir. Bir duvarın 1 metresinin maliyeti beton demir hafriyat, elektronik destekle beraber yaklaşık 250 dolardır.

1 kilometresi 250 bin dolar. 2 bin 500 kilometresi 625 milyon dolardır. Böyle bir duvarımız olmadığı için bugün ülkeye gelenlerin maliyeti 6 ay için 1 milyar dolardan fazladır.

Baas
Arap Sosyalist Diriliş Partisi ideolojisi Arap Birliği, esinlendiği hareket ise Türkiye'de Kemalizm'dir. Anlamı ise Arapçada yeniden diriliş demektir. Kurucusu, Suriyeli Hıristiyan Michel Eflak ile Sünni bir Müslüman olan Selahattin El Bitar'dır. Kuruluş tarihi ise 7 Nisan 1947'dir
Musaddık Fars milliyetçiliği ve Türkiye Kemalizmi (milliyetçiliği, Baas Arap milliyetçiliği, emperyal batı için en büyük tehditlerdi. Bu üç hareket başarılı olabilseydi eğer dünyayı kana bulayan emperyalizm çoktan yok olurdu. Ve bu ülkeler kendi zenginliklerine sahip çıkabilselerdi eğer bugün Türkiye dünyanın en zengin ülkesi olurdu. Her iki hareket işbirlikçiler tarafından yıkıldı. Türk milliyetçiliği ise çok hasar gördü. Bir bu gözle bakın Suriye'deki Baas rejimine.

Pire için yorgan yakmak buna denir
Sayın Cumhurbaşkanımızın gerek Birleşmiş Milletler, gerekse ülkemizde yapılan ekonomik forumda yaptığı konuşmalar Mısırla ilgili son köprülerin atılmasına neden oldu. Artık Türk dizilerini de yasakladılar.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın çağdışı Müslüman kardeşlere olan tutkusu Ana Muhalefet Partisi Başkanı Dersimli Kemal'in, Sisi üniformalıydı saplantısının Türkiye'ye bedeli çok ağır olacak.

Tabiki onlar böyle davranınca yandaşlar ve yalakalar da Mısır'a düşmanlık yarışına girdiler.

İktidar partisi yandaşlarına bir önerim, Mursi'nin anayasasına ve Sisi'nin anayasasına göz atsınlar. İkisi arasında farkı görecekler. CHP Genel Başkanına ise: ülkemizi Osmanlı karanlığından kurtaran, çağdaş bir devlet kuran, büyük devrimleri ve değişimi sağlayan M. Kemal ve arkadaşlarının da üniformaları vardı hatırlatmasını yapmak isterim.

Şimdi basit nedenlerle bozulan Mısır ile ülkemizin kayıpları nelerdir?
- Doğrudan 4,5 milyar dolarlık ticaret

- Doğu Akdeniz'de çok geniş bir münhasır ekonomik alanımız trilyonlarca dolarlık hidro karbon rezervleri (Mısır- Güney Kıbrıs yönetimi ve Yunanistan ile anlaştı.)

- İslam dünyasında itibar kaybı (Mısır ile İran son günlerde ciddi yaklaşım içinde.)

- Mısır Arap dünyasındaki etkinliği nedeni ile başta Suudi Arabistan Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer ülkelerde itibarımızı kaybetme riski.

Son söz: İşte buna pire için yorgan değil, bina yakmak denir.