Rusya’nın sesi radyosundan bir alıntı; Yunanistan Parlamentosu 9 Eylül’de (Türkiye için özel bir günde) soykırımı inkar etmenin suç olduğunu kabul eden bir tasarıyı oy çokluğu ile kabul etti. Sözüm son yıllarda Yunan Adaları'nı dolduran turistlerimize. Üç kuruşluk ticaret için, ülkemizin onurunu çiğneyen bu tür kararlara duyarsız kalan çevrelere!.. Hatta varsa sivil toplum kuruluşlarına! Kıyılarımıza çok yakın olan 16 adamızı işgal eden ve münhasır ekonomik bölgemize el koyan Yunanlılara sessiz kalan siyasetçilere YAZIKLAR OLSUN!
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile ilgili Ortadoğu’nun patronu Obama’nın stratejisi 4 aşamalı planda. Bilinenlerin dışında yeni bir şey yok.
Önce sözü edilen örgüt ile ilgili gerçekler
Bu örgüt batılı ABD, İngiliz ve İsrail tarafından kurulmuştur. (Bu iddia tüm dünya tarafından genel olarak kabul görmektedir.) Fakat bu örgüt programlanmasından sonra kontrolden çıkmıştır. Bu örgütün amacı Ortadoğu’da Sünni-Şii çatışma dengesini kurarak İsrail’in güvenliğini sağlamaktır. Parasal kaynağı Katar ve Suudi Arabistan, lojistik kaynağı Türkiye oldu. İslam Devleti tamamen yok edilmeyecek, Suriye’de varlığı devam edecektir. Bu projenin en kaybedeni hem kısa vadede, hem de uzun vadede Türkiye olacaktır. Ortadoğu bundan böyle sürekli terörist yetiştirecek ve dünyaya Türkiye’den yayılması söz konusu olabilecektir. Bu nedenle ülkemiz tüm dünya tarafından tecrit edilebilecektir. Daha şimdiden Yunanistan ve Bulgaristan ülkemizle olan sınırlarını Avrupa fonlarının desteği ile kapatmıştır. Türkiye, zaman geçirmeden Akdeniz’den Karadeniz’e kadar tüm sınırlarını elektronik destekli duvarlarla kapatmalıdır. Ordu destekli bu projenın maliyeti birkaç milyar dolardır.
NATO Toplantısı
NATO toplantısında ABD Türkiye’den alacağını fazlasıyla aldı. IŞİD ile ilgili fazla bir beklentisi yoktu zaten. Sayın Tayyip Erdoğan iki açıklama yaptı; birisi 'Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yanayım' dedi, diğeri ise Kırım’ın Rusya’ya ilhakına karşı olduğu belirtmesi ve Karadeniz’deki sürekli NATO manevralarına göz yumması idi.
Önümüzdeki günlerde dünyayı etkileyecek olan gelişmelere göz atalım;
İskoçya bağımsızlık yanlıları ilk kez yüzde 50'yi geçmiş durumda. Bu çok kritik bir nokta. İskoçya’nın Büyük Britanya’dan ayrılıp bağımsızlığına kavuşması imparatorluğun çok ciddi jeopolitik kaybı anlamına gelir. Ben yine de son anda birliktelikten yana tercih kullanacaklarını tahmin ediyorum. Aksi durumda tüm dünya dengeleri bu durumdan etkilenecektir.
Bir diğer gelişme ise ABD ve Rusya’nın başını çektiği küresel güçlerin gittikçe artan gerilimi.
Batının yaptırımları anında Rusya tarafından karşı hamlelerle cevaplanıyor.
Bu yazının yazıldığı gün Kırgızistan şehri Duşanbe’de Şangay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) yaptığı toplantıda Rusya’ya destek verilmesi kuvvetle ihtimaldi.
Son NATO Karadeniz Tatbikatı ilk kez Rus uçaklarınca rahatsız edildi. Özellikle Kanada gemisi hedef alındı. (Kuzey Kutbu'nda buzulların erimesiyle meydana gelecek olan doğal zenginliklerin paylaşımı konusunda Rusya ve Kanada arasında gerilim hızla artıyor.)
Bu arada Putin’in çok gelişmiş füze denemesinin başarıyla sonuçlanması ve Rus ordusuna ani savaşa hazır olun diyerek teyakkuza geçirmesi sonucu dünyada gerilim çok ciddi derecede artmış görünüyor. Küresel fırtınalar esmeye başladı. Türkiye’nin yapacağı şey jeopolitiğini bir stratejiye dönüştüreceği projeler üretmektir. Ancak ne yazık ki ne iktidar ne de muhalefet partilerinde böyle bir eğilimi hiç görmüyorum. Yazımı kendime ait bir fantezi ile sonlandırıyorum. Bilirsiniz rüzgârlı havalarda ağırlığı olmayan malzemeler kağıt gibi poşet gibi çok yükseklere uçar. Dünyaya yükseklerden bakarlar. İşte sırtı sıvazlanan pek çok bilgisiz kişiler de böyle havalarda kendilerini yükseklerde bulabilirler. Ancak onların nereye konacağına da o fırtınalar karar verir. Son olarak bu cümlelerin ne kadarı fantezi ama ne kadarı da ciddi, beni tanıyanlar bilir.
|