26 Temmuz 2014
Türkiye Ortadoğu halklarını kaybetti

Ortadoğu çok bilinmeyenli bir denklem gibidir. Onu çözmesini bilen ülkeler, hem Ortadoğu halklarını hem de onun petrol zenginliklerini paylaşabilirler. Ortadoğu’yu tek bilinmeyenli bir denklem gibi görenler ise Ortadoğu halklarının güvenini kaybederler.

Bugün Ortadoğu halklarını kaybeden ülkelerin başında Türkiye var. Daha sonra Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik devletleri Ortadoğu'nun kaybedenleridir. Kazananları ise; Rusya, Çin, Hindistan ve kısmen de Almanya olacak.

Türkiye Ortadoğu ya tek kutuplu dünyadaki ABD'nin koşulsuz egemen olduğu ve yürürlüğe koyduğu büyük Ortadoğu projesinin gözü ile bakmasını bırakması lazımdır. Artık dünya çok kutuplu bir dünyadır. Bu noktada bir saptama daha yapalım. Tek kutuplu dünyayı ve Ortadoğu ülkesi olarak yakından tanık olduk. Irak’ın  yağmalanması ve parçalanması Afganistan’da  onlarca yıl sürecek istikrarsızlık, Libya’nın paramparça edilmesi ve son olarak Suriye'nin dramı ki ülkemizin ekonomisine ve sosyal yaşamamıza ağır darbeler vurmuştur. Çok kutuplu dünya ise halkların özgürlüğü demektir. 1960'lardaki iki kutuplu dünyada pek çok Afrika ülkesinin bağımsızlığını örnek gösterebiliriz.

PEKİ TÜRKİYE NİN ORTADOĞU YA DÖNÜŞÜ MÜMKÜN MÜ?
Ülkemizin bu şansı azalsa da var. Bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz.
1)Yeni Osmanlıcılık ve Sünni İslam tezgâhından kurtulmalı, yeni Cumhuriyet'in kuruluş felsefesi olan laik Cumhuriyete dönüşmeli.

2)Mısırla ilişkiler yeniden kurulmalı, Mursi'nin gerici rejimine karşın Sisi’nin ilerici rejiminin yanında olmalı Türkiye.

3) Türkiye küçük hesaplar için Barzani'nin yanında değil, Merkezi Irak Hükümeti ile ilişkilerini geliştirmeli

4)Bölgedeki özellikle yabancı bölgelerden gelen teröristlere desteğini kestiğini ve onlara lojistik destek vermeyeceğini dünyaya açıklamalı.

5)Suriye de artık kazanacağı kesinleşen rejim ile derhal barışmalı.

6)Türkiye'nin halen Ortadoğu ya dönüş için bir şansı var. Ortadoğu’nun enerji üreten ülkeleri ile Avrupa'nın enerji ihtiyacı olan ülkeler arasında köprü olma jeopolitiğidir.

7)Türkiye yeni Cumhurbaşkanı seçimi ve yeni parlamento seçimlerinde bu şansı kullanabilmelidir.

(Son not: Geçtiğimiz günlerde ABD dış işleri bakanı ve heyeti Mısır'a gittiklerinde güvenlik uygulamalarına muhatap oldular. Bu numaraları ben yemem. İkinci bir one minute olayı ile karşı karşıyayız. Nasıl Davos'ta Sayın Erdoğan İsrail'e hakaret ederek Sünni İslam’ın lideri olduysa bugün de ABD'nin İsrail'e arka çıktığı bir süreçte Sisi ABD karşıtı olan İslam’ın güvenini kazanması için oluşturulmuş bir tezgâh.)

Demek ki ABD, Erdoğan'ı şimdilik gözden çıkarmış. Ortadoğu'da Sünni Araplar'ın yeni aktör Sisi olabilir.