Sanıyorum bundan sonraki süreçte 10 Ağustos'a kadar ülkenin gündemini, Cumhurbaşkanlığı seçimleri meşgul edecek.
Tabii ki bu süreçte bir savaş hali, sosyal bir felaket veya üst gelir grubunu etkileyecek bir ekonomik kriz olmazsa.
Bu yazının yazıldığı anda, yasalar gereği 3 adayımız var. Her üçü de bana ülkenin geleceği ile ilgili ne bir umut ne de heyecan veriyor.
Bu süreçte Türkiye'yi bekleyen riskler nelerdir?
1- İklim değişikliklerinin getireceği felaketler (su baskınları, taşkınlar, beklenmeyen fırtınalar gibi.)
2- Kuraklık, yaklaşık 6 yıl sürecek; büyük kentler suya ulaşımda zorlanacak. Konya Ovası kaybedilecek.
3- Gıda fiyatları dünyada hızla artacak. Türkiye'de ise artış daha hızlı olacak. Gıdaya erişimde sıkıntılar olacak.
4- Küresel güçlerin, karşılıklı hegemonya alanlarını arttırmak için yapacağı hamleler Türkiye'yi doğrudan etkileyecek.
5- Türkiye bölünme riski ile karşı karşıya kalacak.
6- Ruhsuz bir İstanbul yaratmak için, Anadolu tamamen feda edilecek. Uygulamalar yeni torba veya çuval yasalarla gündeme gelecek.
7- Ülkenin madenleri, toprakları ve tüm zenginlikleri yabancı yatırımcılara peşkeş çekilmesi hızlanacak.
Bu ve bunun gibi daha pek çok neden ülkemizi olumsuz etkileme sürecine getirdi.
İşte bu süreçte, bu ülke çok iyi yönetilebilmelidir.
Bu üç adayımızın da bu süreci, Türk ulusunun çıkarları doğrultusunda yönetebileceğine inanmıyorum.
Bu arada dünyada neler oluyor?
ABD'nin karşı hamleleri
1- AB’nin, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova ile işbirliği anlaşması, yapması Rusya'yı tedirgin etti. Putin, Ukrayna'yı, Rusya ve AB arasında seçim yapmaya zorlamanın, ülkeyi ikiye böleceğini vurguladı.
Moldova'nın imzalaması ise Transdinyester'in, Rusya'ya bağlanması ile sonuçlanabilir.
Türkiye için ise en sıkıntılı ülke Gürcistan olacaktır. Özellikle ABD tarafından Türkiye'ye, Gürcistan ve Ermenistan ekonomisine destek için baskı yapılabilir. Bu da ülkemizi ileride çok sıkıntıya sokabilir.
2- ABD'nin ikinci hamlesi ise başta kaya gazının likit hale getirilerek Avrupa'ya ihracının önünün açılmasıdır. Senatoda da oylanması sonucu yürürlüğe girecek olan bu uygulama ile amaç Rusya'nın boru ile gönderdiği gaza karşı AB'nin Rusya'ya bağımlılığını önlemektir. Orta vadede bizde de etkisi olacaktır. Çünkü ülkemizde jeopolitiğinin önemli bir özelliği olan borularla gaz ve petrol geçişlerinin merkezi olmasıdır.
İskoçya'nın bağımsızlık uygulaması
Bunu da, ülkemizi etkileyecek tehlikeli bir gelişme olarak görüyorum.
Bu yılın Eylül ayında yapılacak bir referandum ile İskoçya'nın, Birleşik Krallıktan ayrılması halkoyuna sunulacak. Sonuçta evet çıkarsa, sonucun ülkemizdeki ayrılıkçı Kürt oluşumuna örnek olabilecek bir gelişme olabilir.
Gerçi İskoçya'nın bulunduğu bölgede hiç bir tehdit algılaması yoktur. Yine de İskoçların ekonomik bölgesi Londra'dır. Ve Londra'yı kaybeden bir İskoçya'nın ekonomik varlığı riske girebilir. Bu nedenle İskoçların, Birleşik Krallıktan ayrılmasına fazla ihtimal vermiyorum. Gerçi sıra Bask ve Katalonya'da; önümüzdeki yıllarda İspanya'dan ayrılma talepleri olabilir.
Fakat hiçbiri bizim güneydoğumuzla kıyaslanmaz; o bölgede istikrarsızlık yıllar boyu sürecektir. Türk ordusunun caydırıcı gücü o bölge halkının en önemli güvencesidir. Bu nedenle o bölge halkının Türkiye'den ayrılmak gibi bir düşüncesi olacağını da sanmıyorum.
|