- Son yerel seçimlerde siyasi partiler vardı. Ancak siyasetçi yoktu. Kimler vardı derseniz particiler vardı.
- Halkımız siyasetçi ile partici arasındaki farkı öğrenmek zorundadır. Particinin ülke sorunları ile ilgilenmek, ülkenin ekonomik, sosyal sorunlarıyla ilgili yayınları ve basını takip etmek gibi derdi yoktur.
Kendisini bir makama taşıyacak olan üstündeki iradeye odaklanır.
Siyasetçi ise tüm yaşamında ülkenin sorunlarını çözmeye odaklanır. Kendisini bir mevkiye taşıyacak olanın halkın iradesi olacağına inanır ve umutsuzca bekler.
- Siyasi partilerde örtülü bir siyaset yapma yasağı vardır. Tepedeki adamın dışında siyaset yapmak yasaktır.
Şayet bazı gerçek siyasetçiler bir şekilde barikatları aşıp partilerde görev aldılarsa tepedeki adamı eleştirir ve hatalarını parti gruplarında ifade ederlerse hemen etrafını genel başkanın müritleri kuşatır ve kumpas kurulur. İlk seçimde kapının dışına konulur. (o isimleri iyi biliyorum. Ama bugün açıklamak istemiyorum)
- Türkiye'yi hiç olmazsa son 30 yıldır siyasetçiler yönetseydi ne olurdu?
Bugün ülkemiz dünyanın en avantajlı coğrafyasında. Kişi başına düşen milli gelir 40 bin doları ekonomik büyüklüğü 3 trilyon doları aşar. Yoksulluk fakirlik, açlık ortadan kalkar, dünyanın en saygın ülkesi olurduk.
Türkiye iki partili seçimlere mahkûm edildi
Seçim sonuçlarına baktığımızda büyük şehirlerde ve kıyı kentlerimizde CHP-AKP çekişmesine Orta Anadolu’da ve Kürt kalkışmasının tehdit olduğu bölgelerde MHP-AKP çekişmesine Güneydoğu Anadolu’da ise AKP-BDP çekişmesine tanık oluyoruz. Tabii ki bizde adettir her ilde kazanan siyasi partinin rengini koyarlar haritaya. Oysa Yalova’da birkaç oyla renk değişebiliyor. Önümüzdeki haftaya bu çekişmeyi yani AKP ile diğer partilerin çekişmesini iller bazında haritaya yerleştirirsek seçimlerle ilgili yorumda daha isabetli olabiliriz.
Bu seçimlerde yoktan bir de savaşımız oldu
Sayın Başbakan seçimler sırasında Esad’a katil dedi, Kılıçdaroğlu da aynısını söyledi. Sayın Başbakan balkon konuşmasında Suriye ile savaş halindeyiz dedi Kılıçdaroğlu hayır diyemedi. Ve ne yazık ki hızla yaklaşan ekonomik kriz ve Avrupa, ABD ile Rusya arasındaki Kırım gerilimi tırmanırken hiç yoktan bir de savaşımız oldu.
Ben her ikisine bir konuda hak veriyorum. Başbakan Kılıçdaroğlu’na “Başarısızsın istifa et” diyor, Kılıçdaroğlu da Başbakan’a “Hırsızdan Başbakan olmaz, istifa et” diyor.
Her ikinizde haklısınız ben de diyorum ki birazcık bu ülkeye bu halka sevginiz varsa, üçünüzde hatta dördünüzde istifa edin. Teknokrat ağırlıklı bir milli hükümetin önünü açın.
Obama’nın Avrupa ve NATO’daki tavrı
Almanya ve Fransa, Rusya’ya karşı uygulanacak yaptırımlardaki sert üsluba karşı çıktılar. Bu NATO toplantısından Türkiye’nin alacağı
|