07 Şubat 2014
Avrupa Birliği 2014 ve sonrası

Avrupa Birliği şuanda AB nihai sınırlarını da çiziyor. Yunanistan'dan sonra Bulgaristan da, Türkiye sınırlarını beton duvarlarla ve geçit vermeyen tel örgülerle bir zamanların demir perdesi gibi kapatıyor.

Ayrıca Türkiye karasularında ise Avrupa'ya kaçak gidecek mültecilere karşı özel deniz gücü oluşturuyorlar. 

Şimdi daha büyük bir tehlike  belirdi. Tehlikenin adı El Kaide Terör Örgütü. Hiçbir otorite tanımayan bu örgüt sınırlarımızda. Saddam zamanında tek bir El Kaide üyesinin asla girmediği Irak'ta, şimdi El Kaide, kentleri işgal edebiliyor. Suriye iç savaşa sürüklenmeden önce tek bir El Kaide üyesinin giremediği bu ülkede belirli bölgeleri kontrol edebiliyor. Hatta dış dünyada, Türkiye tarafından himaye edildiği iddiaları da çok konuşuluyor…

Avrupa ülkelerini en çok kaygılandıran ise bu ülkelerdeki Müslüman gençlerden pek çoğunun Suriye'de  El Kaide saflarında çarpıştığı tespit edilmiş. Şimdi bu kişilerin geriye dönmemesi için Türkiye ile pazarlık masasına oturabilirler. 

Rusya'nın da Soçi Olimpiyatlarının güvenliği için Türkiye'nin Ermenistan ve Gürcistan sınırını işaret ettiğini de unutmayalım. 

Şimdi Avrupa'nın iki ülkesinin Türkiye ilişkilerine odaklanalım. 

İsveç- Türkiye
Geçtiğimiz günlerde Stockholm'da sözde Asuri, Ermeni, Süryani soykırım anıtı açıldı. Bu anıtı yaptıran uluslararası  Süryani- Asuri Araştırma Merkezi Türk diplomatlarının girişimleri sonuçsuz kaldı.

Ermeni, Süryani, Asuri soykırım iddialarının en yoğun olduğu İsveç'in tarihine bir göz atalım.
- Kralları Ruslara yenilince Türkiye'ye (Osmanlı) sığınmış 5 yıl 3 ay Osmanlı'da kalmış, Ruslar Kralı isteyince Türk- Rus savaşı çıkmış olan ülkedir İsveç.

- İsveç'in yerli halkı olan Laponlar'a ve Samilere soykırımın her çeşidini uygulamış, kadınlarını kısırlaştırmışlardır. Şimdilerde 400 bin kilometre alanda yaşayan gerçek sahiplerinin sayısı 90 bin kadar kalmıştır. Bu sözde uygar ülkeye hiç özenmemişler, kendi kültürlerinden taviz vermemişlerdir.

http://www.gozlemgazetesi.com/UserFiles/images/Habericerik/07-02-2014_19-24-02_1.png- Sözde barışın sembolü olduğunu söylerler ancak, mayın gibi en tehlikeli silahları üretirler, üstelik bunları sadece devletlere değil, terör örgütlerine de satabilirler.
                      
- Ben bütün bunları yazarken hiçbir ülkeyi geçmiş tarihlerinden dolayı suçlamak istemem. ABD'nin ve İspanyolların, Portekizlilerin Kızılderelilere, Almanların Yahudilere ve Çingenelere, Rusların Kafkas halkına, Fransızların Afrikalılara, Japonların Çinlilere yaptığı soykırımlar tarihe mal olmuştur. Ancak tüm bu uluslar içinde en asil millet Türk milletidir. Çünkü binlerce yıllık tarihimizde soykırım geleneği yoktur.

En çarpıcı örnek biz Balkanlara yerleştiğimiz sıralarda, Avrupalı devletlerde, Afrika’daydı. Onlar 1960'larda Afrika'yı terk ederken, geride kültürleri, inançları, dilleri yok olmuş, yağmalanmış, insanları köleleşmiş bir enkaz bıraktı. Türkler ise 400 yıl yönettiği Balkanlar'dan çekilirken, geriye Anadolu'dan daha zengin, dilleri, dinleri, kültürleri ile hiç değişmemiş topluluklar bıraktı. Türk gençliği, Türk ulusunun ferdi olmanın onurunu asla kaybetme, bu amansız, alçakça ve gerçek dışı saldırılar püskürtülecektir.


Fransa- Türkiye

AB ülkeleri, Brüksel merkezine ekonomik ve siyasi yetkilerinin bir bölümünü devredince, düzeysiz kişiler yönetici olmaya başladı. Sarkozy de böyleydi, Hollande de farklı değil.

Hollande şimdi ülkemizde. Esas geliş amacı, nükleer santral ve hızlı tren yatırımlarını, Fransız firmalarına verilmesi için çaba sarf etmek.http://www.gozlemgazetesi.com/UserFiles/images/Habericerik/07-02-2014_19-24-02_2.png

Ancak gelir gelmez bize Ermeni soykırımını tanımamız gerektiğini küstahça söyledi.
                
Kısa bir süre önce Cezayir'e gittiğinde, kendisine yöneltilen “1950'li yıllarda katledilen 3 milyon Cezayirli  için özür dileyecek misiniz?” sorusuna, “Katliamı kabul ediyorum. Ancak özür dilemeyeceğim” dedi. Bizden ise 100 yıl önceki olaylar için ve tamamen haklı olmamız kanıtlanmasına rağmen özür dilememizi isteyebiliyor.

Fransa askerleri şimdi Orta Afrika Cumhuriyeti'nde madenlerini koruma altına aldı. Bu fakir ülkenin uranyumuna ihtiyacı var. Açlıktan ölen çocukların üzerinden uranyumu çalıyor çünkü enerjisini nükleer santrallerden temin ediyor. 

Son nokta: Fransa'da Türkiye'nin AB'ye girmesini isteyenlerin oranı yüzde 17'ye düştü.