İki ülke masaya oturduğunda bir tarafta son yılların diplomaside en başarılı ülkesi Rusya, diğer tarafta ise son yılların diplomaside en başarısız ülkesi Türkiye vardı. 

Rusya’nın diplomatik kazanımlarını anımsayalım. 
Suriye'de ABD, İsrail ve Türkiye’nin hatalı tutumları sonucu Akdeniz’e indi. Tartus’ta bir üs kurdu. Suriye’nin parçalanmasını önledi.

-  Gül devrimi sonucu ABD egemenliğine giren Gürcistan’ı kendi alanına aldı.
- Ermenistan batıdan umudunu kesti. Ekonomik alanda Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. 
- Ukrayna’yı önemli ölçüde batıdan kurtardı, AB ile yapacağı sözleşmeyi askıya aldırdı. 
-  Avrupa Birliği’nin  en güçlü ekonomisi olan Almanya ile başta doğal gaz ve petrol anlaşmaları yaparak yanına çekti. 
- Türkiye’yi ikna ederek güney akım ile Doğu Avrupa ülkeleri ile yakınlaştı. (Doğalgaz ve petrol gücünü çok iyi kullandı.)
- Mısır’daki rejim değişikliği sonucu ABD’nin Mısır ile ilişkilerini kısmen askıya aldığı dönemde hızla çok önemli diplomatik ilişkiler geliştirdi. 
- Çin ile işbirliği sonucu Pasifik’te etkin bir güç haline geldi. Hatta ABD’nin en önemli müttefiki Güney Kore ile bile ekonomik ilişkilerini geliştirdi. 

Masanın diğer tarafında ise, son yıllarda diplomaside sürekli kaybeden Türkiye vardı. Tüm komşuları ile sorunlu 3 ülkede elçiliği bile bulunmayan ve komşu ülke Suriye’deki rejimi devirmek isteyen teröristlere destek verdiği iddiaları ile gündeme gelen Türkiye.

Ancak Rusya diplomasideki orantısız gücünü Türkiye’ye karşı kullanmadı. 

Türkiye’nin, Suriye’deki rejim ile ilgili kaygılarını  diplomatik bir maharetle geçiştirip; ekonomik, sosyal ve kültürel konulara odaklandı. 

Ve bir kez daha Sayın Başbakanımıza “Bizi Şangay işbirliğine ve Avrasya Gümrük Birliği’ne alın ve AB’den bizi kurtarın” dedirtti. 

Bu arada önemli bir çelişki; Sayın Başbakanımız çok haklı olarak Türkiye’nin çıkarlarının Avrasya'da olduğunu söyleyince aslında çok haklıydı. Ama yıllar onca bunu söyleyen siyasetçi ve generallerin bu düşüncelerinden dolayı hapis yatmalarının çelişkini nasıl izah edebiliriz?

Bu harita Türkiye’nin jeopolitiğinin önemini vurguluyor. Tüm komşularımız doğalgaz ve petrol üreticileri ürünlerini Avrupa'ya ulaştırmak için ülkemize muhtaç.

P5+1  ile İran'ın görüşmeleri 
Görüşmeler  6 aylık zaman dilimi için anlaşma ile sonuçlandı. Kimi yorumcular bu anlaşmayı ABD’nin kaybı olarak niteledi. Ben şimdilik farklı düşünüyorum. Rusya’nın Suriye, Mısır hamlelerine karşı ABD’nin karşı hamlesi olarak değerlendiriyorum. Bu anlaşmanın Türkiye’ye ne getireceğini şimdilik söylemek zor. Ancak  ticaretimizde olumlu gelişmeler olması beklenebilir. 

Ayrıca dünya petrol rezervinin yüzde 10’una sahip olan ülkenin önüne konan engellerin kalkması petrol fiyatlarını kısmen düşürebilir. Enerjide dışa bağımlı olan ülkemizin cari açığının kapatılmasında etkili olabilir. Bu anlaşmanın en çok rahatsız ettiği ülkeler Suudi Arabistan ve İsrail. Birisi radikal İslam'ın koruyucusu, diğeri radikal İslam’a karşı ülkesini korumak için ağır bedel ödeyen bir ülke ve bu iki ülke İran’a karşı işbirliği anlaşması yapabiliyor. Gerçi  bununda mantıklı nedenleri var.