05 Temmuz 2013
Tarihte yerini alacak olan bir ihanetin belgesidir

Bugün dünyada çok hızla gelişen ve süreç içerisinde ülkemizi de doğrudan ve dolaylı etkileyecek gelişmelerden söz etmek isterdim. 

ABD ve Japonya'nın yaptığı ortak deniz tatbikatına karşılık Çin ve Rusya'nın Pasifik'te yapacağı ortak tatbikat bugüne kadar yapılanların en büyüğü. Pasifik ısınıyor, saflar belirginleşiyor. Bunu yorumlamak isterdim. Ancak ülkemizdeki gelişmeler ön plana çıktığı için yorumdan vazgeçtim. 

Mısır'da gelişen olaylar Müslüman kardeşlerin ve isvanın yenilmesi gibi görünüyor. Bu olayların Ortadoğu'yu  ve ülkemizi doğrudan etkileyeceğini yazmak isterdim. 
Ancak o kadar çok önemli gelişme var ki vazgeçtim. 

Sayın başbakan gönlündeki kahramanları açıkladı. 2 metreden kırmızı giysili kadına gaz sıkan polis kahraman oldu ödüllendirildi. Benim ise kahramanım Valide Hatun Camisi'nin imamı, ''Ben Müslümanım yalan söyleyemem” dedi. Oysa sahte Müslümanlar Cumhuriyeti yağma ve talan ederken hep yalan söylediler. Yandaş ve tutsak medya yalan söylüyor cami imamının sözleri bu yalancı, Müslüman geçinenlerin yüzünde bir şamar gibiydi. Bu olayla ilgili Kurtuluş Savaşı'mızda bazı din adamlarının karşı cephede ufak çıkarlar adına yerlerini alırken pek çok müftü, imam ve din adamlarının, kurtuluş destanına katılmalarını yazmak isterdim. 

ABD'den (NSU) kurumunun tüm Avrupalı müttefiklerini dinlediği skandalı, Atlantik bloğunda büyük çatlaklar yarattı. Özellikle Almanya'nın Avrasya yol haritası için bir bahane olabilir. Türkiye'nin dinlenmesi hiç önemli değil, zaten içimizdeler, dinlerlerse kendilerini dinlemiş olurlar. 

Hırvatistan AB'nin üyesi oldu. Hırvatistan'da iç harp yaşanırken binlerce Bosnalı öldürülürken, Osmanlı tarihi eserleri tahrip edilirken, Türkiye Gümrük Birliği'ne girdiği için bayram yapıyordu, biz hala bekletiliyoruz. Ben hiçbir zaman AB'ye güvenmedim, gireceğimize de hiçbir zaman inanmadım. Ama yinede bu olay beni çok incitmişti. Geniş boyutu ile AB'yi yazmak isterdim. Ancak bir konu ön plana çıktı. Peki neydi bu önemli konu?

Akillerin başbakana sunduğu rapor
Rapordan çarpıcı notlar: 
Şeyh Said, Saidi Nursu  ve Seyid Rıza'nın itibarları iade edilmeli imiş. (bunların iada edilecek hiçbir itibarları yok. Başta İngiltere olmak üzere yabancı güçlerden destek aldılar. Seyid Rıza 1921'de ülke işgal edildiği günler Koçgiri İsyanı'nın da elebaşıdır.)

Cadde, okul, havaalanı gibi yerlerde İnönü, Fevzi Çakmak, Abdullah Alpdoğan ve Sabiha Gökçen gibi isimlerin terk edilmesi. (Aslında hedeflerinde Atatürk var ama şimdilik buna cesaret edemiyorlar.)
Roboski olayının çözülmesi (Uludere'yi böyle ifade etmeleri ile sözde çok kültürlü olduklarını göstermek istiyorlar.)

Siyasal genel af yapılmalı Öcalan serbest bırakılmalı (Ancak af, katillerle, devlete isyan eden teröristlerle, Türkiye'yi bölmek isteyenlerle sınırlı kalmalı, Ergenekon ve Balyoz davasından tutuklular için söz konusu olmamalı af. Çünkü raporun bir yerinde Ergenekon operasyonlarının Fırat'ın doğusuna taşınması öneriliyor.)

Ve Türk Bayrağı, Türk Milleti, Ne Mutlu Türküm Diyene, Türkiye Türklerindir deyimlerinden vazgeçilmelidir. (Böylece hainlik zirve yapıyor.)
Türkiye'nin akil adamları buysa, bu ülkenin düşmana ihtiyacı yok.