Türkiye-Suriye sınırındaki hiçbir otoriteye bağımlı olmayan teröristlerin silahlanmasının Türkiye hükümeti, CIA-MİT işbirliği tarafından yapıldığı, dünyanın pek çok saygın gazetesinde haberleşti.
Şimdi bunlara bir de çatışmalarda kullanılan sarin gazı eklendi. Suriye Enformasyon Bakanlığı ve son olarak Suriye Stratejik Merkezi Başkanı da yandaş olmayan bir TV de aynı iddiayı gündeme getirdi.
Ve yine BM Bağımsız Soruşturma Komisyonu Üyesi olan Carla Del Ponte yörede yaptığı çalışmalar, mağdurlardan alınan örnekler ve tanıklardan alınan bilgiler sonucu, bunların terör gruplarının işi olduğunu İsviçre'nin televizyonunda açıkladı.
Ve son olarak Lübnanlı El Diyar Gazetesi, Türkiye'ye gelen Suriyelilerin özellikle yaralıların organlarının çalındığını iddia etti.
Bu konuyu araştırmak için pek çok ulusun doktorlarının Türkiye'ye geldikleri ancak Türk ordusunun izin vermediğini yazıyor. Bu haberler bir süre sonra ülkemizi ciddi olarak olumsuz etkileyecektir.
Sayın Başbakan'ın ne gurubunda yaptığı konuşmalar ne de yandaş medyadaki açıklamaları hiçbir şey ifade etmeyecek. Dünya kamuoyu ve ve bilhassa Arap dünyası Türkiye'yi teröre destek veren, onları silahlandıran, ölümcül gaz tedarik eden ve hatta organ ticareti yapan ülke olarak tanımlayacaktır.
Türk imajına zarar veriyorlar
Geçmişte bu tür asılsız iddiaları ciddiye almayışımızın bedelini, Türk insanı olarak bugün ödüyoruz.
Gerçek dışı Ermeni Soykırım iddialarını geçmişte ciddiye almadık, 17 ülke bizi soykırımcı olarak tanıdı. Nihayet bir genç bilim adamımız Rus arşivlerini araştırarak, bu iddiaların asılsızlığını kanıtlayınca, elimiz güçlendi.
-Süryani Soykırımı gibi asılsız iddiaları ciddiyete almadık, bugün 3 ülkede soykırım anıtları yapıldı.
-Rum Pontus Soykırımı iddiaları da yine pek çok ülkede soykırım anıtları ile temsil ediliyor.
-Bunlara İzmir yangın katliamı, İyon katliamı ve son olarak Dersim katliamı yalan iddialarını da ekleyebiliriz.
-1950'lerde Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında dönemin hükümeti kredi ihtiyacı nedeni ile ve batıdan aferin almak için Cezayir yanında yer almayışını, Cezayir halkı bugün bile unutmuyor.
Yetkilileri uyarıyorum.
Bütün bu iddiaların doğru olmadığını kanıtlamak için Uluslararası Hakem Heyeti'ni ülkemize devam edin ve gerçekleri dünya kamuoyunun bilmesini sağlayın.
Bu soykırım yalanlarının üzücü tarafı, hepsinde kendi ülkemizin insanlarını görüyoruz.
Ve pek çok yabancı bilim adamı ise Türkiye'nin tezleri yanında yer alıyor. Ve Türk ulusunu uyarıyor: 24 Nisan 2015 günü, yani sahte soykırım iddialarının 100. yılında 'Türk milletine cehennemi yaşatacaklar, dikkatli olun' diyorlar.
|