Samsun'dan parlayan kıvılcım Amasya, Erzurum, Sivas derken Ankara'da kurulan Büyük Millet Meclisi ile aleve dönüştü ve tüm yurdu sardı, Dumlupınar'da zafere ulaştı.

Bizler bu zaferi, elbette Milli Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e, kumandanlarına, cephelerde çarpışan askerlerimize borçluyuz.

Peki ama Milli Mücadele'ye cephe gerisinde emek veren çocuklar, kadınlar, erkekler, yaşlılar, neler yaşadılar?

Karşı cinse duyulan aşkı, vatan aşkıyla birleştirerek savaşan isimsiz kahramanların zaferi insanlığın evrensel zaferi miydi?

Halkımız geleneklerini, göreneklerini koruyarak tek bir yürek ve yumruk olmayı nasıl başardı? Umut ve inanç, halkları bağımsızlığa kavuşturan en değerli duygular mıydı?

Yurdumuzun birçok bölgesinde olduğu gibi doğup büyüdüğüm Beykoz'umda da ölümler, doğumlar, acılar, sevinçler, sevdalar yaşandı.

"Milli Mücadele'de Beykoz" üçlemesini "Güneşe Doğru" romanımla tamamlayarak, sorularımın yanıtlarını sizlerle paylaştım ve Kurtuluş savaşına emek veren beldem insanlarına bir nebze olsun borcumu ödemek istedim.

M. Osman AKBAŞAK