Özlem Tezcan Dertsiz

  "Savaşları hiç kimse kazanmaz, sadece insanlık kaybeder."  

Barışın Renkleri, 1974'teki Kıbrıs Barış harekâtına, adanın bölünmesine, daha önceki kutuplaşmalara hem bugünden, hem geçmiş günlerden bakan bir roman. Bununla da kalmıyor, hem Türklerin hem Rumların gözüyle bakıyor yaşananlara. Hümanist yaklaşımıyla farklı bir yere koymamız gereken bir kitap var karşımızda.

Sibel; annesi, babası ve dedesinin babasıyla İzmir'de yaşamaktadır. İletişim Fakültesi öğrencisi Sibel, dedesini hiç tanımamıştır. Annesi de babasını hiç görmemiştir. Çünkü 1974'te Kıbrıs'a asker olarak giden oğuldan bir daha haber alınamamıştır. Geri dönmemiştir, gazi ya da şehitler arasında adı yoktur. Doksan yaşına yaklaşan büyükbabanın en büyük isteği oğlunun ölüsüne ya da dirisine ulaşmaktır.

Üniversite eğitiminin sonlarına doğru yaklaşan Sibel, gazeteciliği seçmiş olmasının da etkisiyle Kıbrıs'a gidip dedesini bulmaya karar verir. Böylece çok sevdiği büyükbabasının arzusunu yerine getirecektir. Arkadaşı Aykut'la birlikte gittiği Kıbrıs'ta dedesinin izini sürerken, savaşı, insanlığı, arkadaşlığı, aşkı da sorgulayacaktır bir yandan.

Sibel'in Kıbrıslı gazeteci arkadaşları Aycan ve Nedim'in öncülüğünde Kıbrıs'ın güzel mekânlarını da tanıma imkânı buluyoruz. Rüstem Kitabevi, Alevkayası, Selimiye Camisi. Onların akrabaları ve tanıdıklarından savaşlar sırasında neler yaşandığını dinliyoruz. Kimi kindar, kimi barışçı bu insanların ortak noktası; bölücü kışkırtmalar olmadan önce, adada Türklerin ve Rumların yan yana barış içinde yaşadığı oluyor.

Rum gazeteci gençler Aleko ve Despina'nın gözünden Rum halkının birbirine zıt bakış açıları da sergileniyor. Aslında ırklar farklı olsa da, duygular aynı. " Kan kanı besler, kin kini doğurur." Yediklerini paylaşan, birbirlerinin düğünlerinde eğlenen bu insanları kim düşman etmiştir? Kimlerin çıkarları bunca kanın dökülmesine neden olmuştur?

 Yazar Osman Akbaşak, savaşın korkunçluğunu ortaya koyarken, savaşan iki tarafa da eşit uzaklıkta durmuş. Savaşı yaşayanların torunlarının barışçıl, insancıl olacağı umutlarıyla bitirmiş kitabını. Yakın tarihe ışık tutarken, belleklerden kolay silinmeyecek bir roman koymuş ortaya.