Oğuz TÜMBAŞ

 KİTAPLIĞIMIN GÜLÜMSEYEN SAHİPLERİ: 29
ARKEOPARK İZMİR'DEN DÜŞ YOLCULUKLARI:8500 / M.OSMAN AKBAŞAK


Sevgili dostlar bugüne değin yazı dizimin başlığı "Kitaplığımın Gülümseyen Konukları" idi. Bu yazımla birlikte artık " Kitaplığımın Gülümseyen Sahipleri" olacak onlar. Kimi dostlarımın uyarıları, dost takılmalarıyla bu başlığın daha doğru olacağını düşündüm. Kitaplar kitaplığıma konuk gelseler de, sahipleri olsalar da onlar yaşamıma farklı bir boyut, anlam ve renk katmayı sürdürecekler.

Deyip sözü sevgili dostum M.Osman Akbaşak'ın yeni çıkan "8500" romanına getireceğim. Önce Akbaşak'ı tanıyalım, bilgilenelim derim.

Osman Akbaşak, 1953 yılı İstanbul Emirgan doğumlu. 40 günlükten sonra Beykozlu olur. 1975 Yılında İTÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Bölümünü bitiren Akbaşak, Konya, Afyon, Balıkesir, Giresun, Ankara, Çankırı'da çalıştı. 1977 Aralık ayında yedek subaylık için geldiği İzmir'de kaldı, İzmirli oldu. Geliş o geliş, 40 yıldır İzmir'de yaşıyor. 2013 yılbaşında fiilen emekli oldu. 

1975 yılından bu yana Türk Sanat Müziği ile ilgileniyor. Klasik filmleri izliyor, edebiyat ve şiir toplantılarına katılıyor, fotoğraf çekiyor; okumaya ve yazmaya daha çok vakit ayırıyor. 

Osman Akbaşak'la tanışalı çok zaman olmadı, sanırım Dumansızlar toplantısında. Sonraları birçok etkinlikte görüşür olduk. Bir kez SKY TV'de yaptığı "İzmir'de Şiir Zamanı" adlı izlencesine konuk etti beni. Şiire, şaire saygının örneği olan bu izlenceyi sevgili Akbaşak başarıyla sürdürüyor, İzmir'de yaşayan, şiire emek veren her yaştan şairi konuk ediyor. 

Akbaşak'la geçen yıldan bu yana her ay yazına, sanata emek veren, önemli yapıtlar üreten, sayılan, sevilen yaşayan seçkin şair, yazar emekçilerinin değerlendirildiği, konuşulduğu "Edebiyatta Vefa İstasyonu" adını verdiğimiz, sevgili dostlarım Halim Yazıcı, Hülya Deniz Ünal, Ferhat İşlek, Bekir Yurdakul, Osman Akbaşak, Selçuk Oğuz, Ümit Yaşar Işıkhan, Ferzan Sarpkaya ve benim de bulunduğum bir oluşumun içindeyiz. 

Osman Akbaşak'ın Milli Mücadele'de Beykoz üçlemesiyle Ağababa, Şafak Baskını, Güneşe Doğru romanlarını yayımladı. Bu kez "Arkeopark İzmir'den Düş Yolculukları"alt başlığıyla 8500 romanını çıkardı. (*) Bildiğim kadarıyla bu düş yolculuklarını sürdüreceğe benziyor Akbaşak.

Zamanda bir yolculuk. 8500 yıl öncesine, İzmir'in ilk günlerine, Yeşilova'daki Cilalı Taş devrine. "Günümüzden 8500 yıl öncesinin köyündeyiz. Buranın tarihi İzmir'in tarihi demektir, zenginliği demektir." 

Evet sevgili Osman Akbaşak bizi kurguladığı romanıyla, sade ve akıcı dili ve anlatımıyla meraklı bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yolculukta dört bilgili, donanımlı genç Ada, Emre, Efe, Ece de açıklamaları, bilgilendirmeleri ile yol gösterici, yönlendirici oluyor bize.

"Duvarları olmayan bir silindirin ortasında beklerken, birden renkler geri gelir. Önce turuncu belirir. " Sonra mavi, en sonunda da ilk girdikleri renk olan donuk buz beyazı. Işıklardan oluşan duvar kaybolunca sadece ayaklarının altında soluk mavi set" kalır.

Üç gün sürecek yolculuk başlıyor "Kadifekale'de girdikleri odanın kapısından." "Bir yanlışlık yoksa günümüzden 8.500 yıl öncesindeyiz, yani MÖ 6.465 yılında." Nasıl mı MS 2.035 yılından geriye dönüp MÖ 6.465 yılına gidiyoruz. Dört genç gözlerini kapatıp açtıklarında "önce turuncu, sonra mavi, en sonunda donuk buz beyazı" renkler dünyasına açıyorlar gözlerini. "Işıklardan oluşan duvar kaybolunca sadece ayaklarının altında soluk mavi set"e ayak basıyorlar. Bu dört genç, önce hayvan postu, deri parçalarıyla giysilerini değiştiriyorlar.

Meles deresinin o yıllarda nasıl duru, güzel bir su olduğunu, hatta Gediz'den bile büyük ve geniş bir nehir olduğunu öğreniyoruz. Şimdi yerinde yeller esen Halkapınar gölünü, görkemli bir doğa görüntüsü oluşturduğunu da.
İzmir Körfezi'nin durumu da çok farklı o yıllarda "Uzunada, ada değil, İçmeler koyu deniz değil, dolayısıyla Gülbahçe, Balıklıova, Mordoğan'da da deniz yok. Belki size daha ilginç gelebilir Çeşme ve civarında deniz yok, ada değil büyük İzmir yarımadasının uzantısı olan bir kara parçası."
(sy. 142)

Akbaşak'ın romanını burada uzun uzun anlatma olanağı yok. En iyisi "yer yer fantastik öğelerle gelecekten de bu günlere seslenen, bilgilendirici, sorgulayıcı" bu yapıtı meraklı okurlar alıp okusunlar derim. Zararlı çıkmazlar. Severek okuyacaklarından kuşkum yok. 

Emeğine sağlık sevgili Osman Akbaşak.

(*) Arkeopark İzmir'den Düş Yolculukları-1, 8500 romanı, M. Osman Akbaşak, Bey-Kar Yayınları, Nisan 2016, 204 sayfa.