Efe Erginer
2 Temmuz 1947'de doğdu.

İlk ve ortaokul öğrenimini Turgutlu'da, lise öğrenimini İzmir ATATÜRK Lisesinde yaptı.

Yüksek öğrenimini İstanbul'da, Nişantaşı Diş Hekimliği Yüksekokulu'nda 1971 yılında tamamladı.

2011 yılına kadar İzmir Alsancak'ta serbest diş hekimi olarak çalıştı.

Diş hekimliğinin yanısıra edebi çalışmalarına aralıksız devam etti. Romanda kendisine has bir üslüp geliştiren Efe Erginerin ATATÜRK Lisesi anılarından oluşan ilk kitabı "Mor Sarı" 2007'de yayınlandı.

2 Ağustos 1974'de Yörük Ali Efe'nin torunu Şahika Hanım ile evlenmiş, 1975 yılında kızı Elif 1977 yılında da oğlu Emrah dünyaya gelmiştir.

Halen İzmir Alsancak'ta yaşamaktadır.

Yazarın Basılmamış kitapları;
2008 yılında yazdığı "Yaverinin Sesinden Atatürk"
aynı yıl 68 kuşağını anlatan bir aşk romanı olan "60 Model Aşklar",
2009 yılında genç bir kızın aşkını savunmasını anlatan "Aşk Duyuramadığım Çığlığımdır" ve
2010 yılında her şeyiyle Bodrumda yaşanan bir aşkı anlata "Aga ve Bodrumun Aşk Perisi"dir.

Sis ve Rüzgar
Sevdadan yana kim geçebilirdi bizi?
Sert esen rüzgarlarda, azgın dalgaların karanlığında, kim ayakta kalabilirdi, bizim gibi.
Biz aşkı hak edenlerdendik...
Biz aşkın içinde hep olmalıydık...
Aşkımız ölümü delip, geçmeliydi...
Ölüm aşkımıza kurban edilmeliydi...
Ebedi bir aşkın içinde olmalıydık...
Belki, aşk bahçesinde bir çift gül...
Belki de; aşkı ilk tanıyan kalplerin, ilk heyecanı olmalıydık...

Sis ve Rüzgar, iki sevgilinin hiç bitmeyen ve sonsuzluğa uzanan aşklarının romanı...

Mistisizm kokulu bu romanı okurken kendinizi bulutların üstünde hissedecek, aşkın miracını yaşayacak ve böylesi bir aşka ilk defa tanık olacaksınız...

Aşkı küçümseyenler için Sis ve Rüzgar
Yazarlık serüvenine 60'lı yaşlarında 'Mor Sarı' adlı anı kitabı ile başlayan İzmirli yazar Efe Erginer, 'Sis ve Rüzgar' adını taşıyan romanı ile önümüzdeki günlerde okuyucusuyla buluştu. Romanında 'ölümsüz' ya da 'ilahi' aşkı arayan yazar, "Dünyevi aşktan ilahi aşka geçilebilir mi? Büyük aşıklar bugün yaşasa ne olurdu?" sorularına yanıt arayan yazar, modern bir Leyla ile Mecnun öyküsü anlatıyor bize. Romanda Sis'in kadını, Rüzgar'ın erkeği sembolize ettiğini vurgulayan Efe Erginer, mistik ve dini ögeler taşıyan simgelerin yer aldığı romanında aşka inananların cennetine, aşkı bilmeyenlerin cehennemine ve arafta kalanlara doğru bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu.

Bize yazarlık serüveninizin nasıl başladığını anlatabilir misiniz?
35 yıl boyunca Alsancak'ta diş hekimliği yaptım. Yazarlık serüvenim bir anı kitabı ile başladı. Şarkıcı Ali Kocatepe başta olmak üzere şu an ünlü birçok kişi ile İzmir Atatürk Lisesi'nde okudum. Lise yıllarının anılarını okulun renklerini taşıyan 'Mor Sarı' adlı kitapta anlattım. Bu kitap hakkında basında çok yazıldı, çizildi. Yine aynı okulun mezunu olan Türkiye'nin Hamburg başkonsolosu, kitabımdan etkilenip beni aradı. Bendeki yazma yeteneğini çevrem keşfetti. Bana yazmaya devam etmem için baskı yaptılar. Böylece 60'lı yaşlarımın başında oturdum, roman yazmaya başladım.

"HEP AŞKI YAZDIM"
Romanlarınızda konu olarak neyi işlediniz? Romanlarımın konusu aşk. Hep aşkı yazdım. İlk romanımı mensubu olduğum 68 kuşağının aşklarından esinlenerek '60 Model Aşklar' koydum. Bu kitapta kendi yaşadığım aşklara da yer verdim. Ardından 'Aşk Duyuramadığım Çığlığımdır' adlı kitabı yazdım. Bir Bodrum romanı olarak nitelediğim 'Bir Aşk Perisi Agave' kitabını kaleme aldım. Ayrıca Atatürk'ün yaveri Cevdet Tolgay'la yaptığım ve Atatürk'ün gayri-resmi anılarını da kapsayan söyleşiyi içeren ses bandını da bir kitap haline dönüştürmek için çaba gösteriyorum. 'Mor Sarı' dışında diğer kitaplarım yayınlanmadı. Buna rağmen oturdum dördüncü romanım olan 'Sis ve Rüzgar'ı yazdım. Bu romanım 'Bizim Kitaplar Yayınevi'nden çıktı.

Sis ve Rüzgar'da aşkı nasıl anlattınız peki?
Yaklaşık 500 sayfalık 'Sis ve Rüzgar, konusu ve biçemi ile oldukça farklı ve iddialı bir aşk masalı. Öykü 1990'lı yıllarda, İstanbul'da geçiyor. Çocukluktan beri birbirini seven, ancak ayrı düşen iki sevgilinin ilahi aşk arayışını yazdım. Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin... Bunlar geçmiş zamanların aşıkları. Ferhat, aşkı için dağları deldi. Peki bugün bu aşklar bitti mi? Belki aşkın biçimi değişti, belki aşklar azaldı ancak yok olmadı. Aşkın bir manasının, yaşamı etkileyici gücünün olduğuna inanıyorum. 'Büyük aşıklar şimdi yaşasa ne olurdu?', 'Dünyevi aşktan ilahi aşka geçilebilir mi?' sorularını kendime sordum. Ve ortaya 'Sis ve Rüzgar' çıktı. Leyla'nın Leyla, Mecnun'un Mecnun olması için acı çekmeleri lazım. Aşkta acı var ve acı insanı olgunlaştırır. 'Sis ve Rüzgar' aşkı bilmeden küçümseyenlere karşı yazılmış bir roman.

Romanlarınızı nasıl yazıyorsunuz?
Bir ressam fırça, müzisyen nota kullanıyor. Benim malzemem ise kelimeler. Kelimelerin insan beyninde yarattığı titreşimleri yakalamaya çalışıyorum. Duygularımı okuyucuya bu şekilde aktarmaya çalışıyorum. Yazarken de yaşıyorum.


Diğer Kitapları
Mor Sarı