Paylaşımlar Facebook Eski Beykozlular sayfasından alınmıştır.
(Temmuz 2008)

Hüseyin Eğripala - Ben staj yaptım orada. Akbabalı Hafız usta, Arnavut Hayri, Akbabalı Metin Abi, Frezeci Saim Abi ve şu an adı aklıma gelmeyenler. Ham deri ambarının hemen yanında idi, kokusunu anlatmak istemiyorum.

M Osman Akbaşak - Akbabalı Hafız Usta, sanırım dayım Abdüssemi Yavrutürk olacak.

Hüseyin Eğripala - Olabilir ama biz sanat okulu öğrencileri olarak Hafız Usta olarak biliyorduk.

M Osman Akbaşak - Hüseyin Bey, yeni bir fotoğraf yüklüyorum. Ortadaki beyaz önlüklü "Hafız Usta" Semih Yavrutürk. Bakınız Deri Kundura Fabrikası Çarkhane - Akbabalı Hafız Usta

Tayfun Demiray - İlkokul 5. sınıfta Yaz tatilinde Babam tüm fabrikayı gezdirmişti. Tabakhane leş kokuyordu. Kokusu hala burnumda. Babam Hesap işlerinde memurdu İsmail İşçen’in yeğeni. Deniz tarafındaydı çalıştığı bina. üstünde yemekhane vardı sanırım, yanlış hatırlamıyorsam.

Muzaffer Çinkaya - Osman 1945 diyorsun.! Biz doğmadan öncesi. Benim kayınpeder Vedat Koç. Çok iyi biliyor ve hatırlıyor bu görüntüleri. Konu açılmışken Babanı da rahmetle anıyorum. Fabrikada hatta Beykoz’da tanımayan yoktu. Güzel çok güzel insanlardı onlar.

Ercüment İncesur - Bende 67-68 yıllarında çarkhanede staj yaptım ilaveten tornacı kemal abi tesviyeci hüsnü abiler de vardı. Ölenlere Allah’tan rahmet dilerim. Akbabalı Sadi ustayı, meydancı Kamil abiyi de unutmamalı.

Hüseyin Eğripala - Evet haklısınız, Hüsnü abi vefat etti, tornacı Kemal abiyi ve Sadi ustayı da sayenizde hatırladım.

Fikret Sevinç - Tornacı Kemal Usanma benim amcamın oğlu yani kuzenim olur. 1 no.lu tornacı idi.

Mehmet Yavrutürk Sağdaki pencere de benim babamın (Senin dayının) odasıydı. Biliyorsun o oda hala duruyor, dizilere mekan oluyor.

Mehmet Çerezcioğlu - Hatırlamak mı?... Hücrelerimde onun ekmeği, tabaklanan deri kokusu ruhumda... Pederin gidişinden sonra bütün okullarımı bırakıp, nafakamızı çıkartmak için, 06.30 düdüğü ile yollara düşüp, kar-kış, muhasebesinde çalışmıştım, ben de, 24'umde... Sonra dönüp bitirdim üç okulu da... Yürekler acısı bugünkü hali, dayanması olanaksız. Cumhuriyetimizin yüz akı, Balkanların en büyük fabrikası idi o... Onu ve semtimizdeki diğerlerini yok edenlere ne demeli, acaba!!!. Onlarla birlikte tarihe karıştı o güzelim "Türkiye"de... Dün gece bile 'kâbus', uykularımda... Ahhh… Ah!... 'En Güzel Dünya Düşünün yaratıcıları, İşçi Sınıfı... Senin yokluğunu, boşluğunu 'kimler' doldurdu, böyle... Geldik bugünlere... Ne acııı...

Sermin Engin - Mehmet Çerezcioğlu, siz amcam Nihat Candar'ı tanırsınız o zaman.

Fikret Sevinç - Beykoz Deri ve Kundura'nın ticaret iç alım şefi olan ağabeyim Necdet Sevinç’i de tanırsınız herhalde

Hüseyin Eğripala - Bir ülkede 750.000 asker varken onların giyeceği postalları üreten fabrikayı kapatmak hangi aklı evvelin işiyse onu tanrım. mezarında rahat yatırmasın diyecektim son anda gerçekten rahat yatırmadıklarını hatırladım. Mehmet Beyin dediği gibi Cumhuriyetimizin yüz akı olan fabrikalardan biri idi. Siyasetçiler müdahale ettiler faturayı çalışanlara kestiler. Hele o düdüğü memleket saat ayarıydı.

Serpil Kıral - Bizler Sümerbank Deri Kundura fabrikasında gençliğimizi geçirdik, her evden en az 2, 3 kişi çalışırlardı, Kimler geldi kimler geçti, ayrıca Necdet Beyle de birlikte çalıştı o ticaret iç alım şefi idi bende eğitim şefi olarak görev yapıyordum, zaman zaman o günleri özlüyorum.

Saadet Altındağ - Rahmetli kayınpederim de ustabaşı olarak Kunduradan emekliydi. Allah mekânını cennet etsin canım babacımın Kemal Altındağ

Fikret Sevinç - Benim babam (Veysi sevinç) Beykoz Deri ve Kundura fabrikasının en kıdemli ve de en devamlı işçisi olarak tam 49 sene 10 ay 20 gün çalışarak 1966 senesinde emekliye ayrıldığında merasim ile deri amblemi olan altın rozet ile ödüllendirilmişti. O zamanki müdür tarafından. Tanıyanlar bilir. Ağabeyim Necdet Sevinç de 30 sene hizmet etmiş ticaret iç alım şefi olarak emekli olmuştu. Allah rahmet eylesin nur içinde yatsınlar.

Mehmet Cerezcioglu - Beykozlular, eskileri, asılları 'İşçi ve emekçi' çocuklarıdır… Onurlu bir rozet gibi taşırlar bunu yakalarında... Şerefle...

Kamil Ali Gök - Rahmetli dedem Hüseyin Giritli de ustabaşı olarak çalıştı ve 1960'lı yıllarda emekli oldu. Hala sabahları fabrikanın düdüğünü duyar gibi oluyorum. Artık ruhumuza işlemiş.