29 Ekim 1936 Cumhuriyet Bayramında İstiklal madalyası sahibi
Akbaba köyü imamı Ahmet Mansur Mükerrem YAVRUTÜRK'ün
dört yaşındaki kızı Lamia'ya (Anneme) söyleyerek ezberlettiği şiirler.


Bir avuçtan fazla insan değildik
Bize dünya düşman oldu yenildik

Bilirdiler şan vermişti eski Türk
Sandılar ki can vermişti eski Türk

Topumuzu süngümüzü aldılar
Yurdumuza düşmanları saldılar

Kahpe düşman sürü sürü askerle
Arkamızdan vurdu bizi hançerle

Anadolu baştanbaşa hep yandı
Bayrağımız siyah kana boyandı

Minareler duyguları var gibi
Bizi kurtar, bizi kurtar ya Rabbi
Deyip yanan şehirlere kapandı

Bu yıkılan baştan başa vatandı
Her yer siyahtı, hatta siyahtı güneş

İçin için gönüllerde bir ateş
Yandı yandı bir bir alevi bekledi

Bu yanan şey gönülleri ekledi
Bir yanardağ gibi bir gün ufukta

Alevlendi en sonunda bir isyan
Artık yeter diye bir ses inledi

Dağlar taşlar bu sedayı dinledi
O sesler can verdi toprağa taşa
Şanlı gazi Mustafa Kemal Paşa

Top yoktu, tüfek yoktu, süngü yoktu
Bu yoklukta çıkarttı Türk bir ordu

Bize gazi söz verdi ki divanda
Düşmanları boğacaktı vatanda

Bu söz bütün gönülleri dolaştı
Erkek, kadın çocuk her Türk savaştı

Göğüslerle siperleri yıktı Türk
Sonucunda yine sağlam çıktı Türk

Kahpe düşman yurdumuzda boğuldu
Yarısı da sille tokat kovuldu

Ey Türk kızı bir millete yok inan
Milletinin yarattığı şu destan

Ey Türk oğlu ibret olsun bu sana
Yabancıyı sokma sakın vatana

İçindeki duyguları uyutma
O kurtuluş kavgasını unutma


Vatan ve Gazi
Bu denizler bu dağlar
Bu ormanlar bu bağlar
Her köşesi bir cennet
Bu koskoca memleket

Senindir yavrum, senin
Sen beşikte annenin
Ninnisiyle uyurken
Her yurttan üstün ülken
Hep düşmanlarla doldu

Atıldı büyük gazi
Sönmez bir güneş doğdu
Karanlıkları boğdu

Oydu hep aydınlatan
Bizi bu yola katan

Vatan böyle kurtuldu
Atatürk'ün öz yurdu

Bayrağım
Yeşil kırlardan boyanmış
Gelinciklerden kırmızı
Göklerden koparıp almış
Göğsüne ayla yıldızı

Uçan al bir kelebektir
Alınca yerlerden hızı
Bayraklar içinde tektir
Severiz bayrağımızı

Göklerin ay yıldızı
Senin göğsünde parlar
Bu yurdun oğlu kızı
Seni her yerde anar

Yaşa ey yüce sancak
Ne güzel duruşun var
Senin gölgende ancak
Gönlümüz sevinç duyar